İcra Müdürlüğünün 2013/1829 Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, beyanla itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ..... İcra Müdürlüğünün 2013/1829 Esas sayılı dosyasında davalının itirazın iptali ile takibin 1.050,00.-TL asıl alacak ve 912,49.-TL gecikme faizi olmak üzere toplam 1.962,49.-TL üzerinden takibin devamına, asıl alacak için takip tarihinden itibaren aylık % 5 gecikme tazminatı yürütülmesine, icra inkar tazminatı ile ilgili talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, aidat borcundan kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir. Temyize konu miktar karar tarihi itibarıyla 2.080,00.-TL'sını geçmemektedir. HUMK'nın 5219 sayılı Kanunla değişik 427. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca miktar veya değeri 2.080,00....
Dava, İİK’nun 67.maddesi gereğince itirazın iptali istemine ilişkindir. Bir itirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli, ayakta duran bir icra takibinin varlığı şarttır. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır. O halde bu husus İİK’nun 67.maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartları da mahkemece re’sen gözetilmek zorundadır. Somut olayda davalı, hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK’nun 50.maddesi uyarınca öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemesi isabetsizdir....
İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartıdır. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. 2....
İcra Dairesi'nin 2021/403 esas sayılı dosyasından yapılan takibin iptali istemine ilişkindir. Dava ve takip ehliyeti, kişinin kendisi veya temsilcisi aracılığıyla bir davada veya takipte usul veya takip işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek veya tüzel kişiler, dava ehliyetine de sahiptir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, bazı istisnai hallerde dava ve takip ehliyetine sahiptirler. Bu durumlar dışında ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların, dava ve takip ehliyeti yoktur. İstisnai haller dışındaki dava ve takiplerde, kanuni temsilcileri tarafından temsil olunurlar....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Takibin Taliki veya İptali K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ilamlı icradan kaynaklanan takibin iptali isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 13/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Takibin Taliki Veya İptali Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK'nin 40. maddesi kapsamında takibin iptali isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Takibin Taliki Veya İptali Taraflar arasındaki uyuşmazlık, konkordato davasında mahkemece verilen tedbir kararı uyarınca, bu tedbir kararından sonra başlatılan takibin iptali talebine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. ......
İİK'nun 33/1. maddesi gereğince; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zaman aşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Mahkemece, takipten önceki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 5....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nın 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile İcra Mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, mahkemece icra emri tebliğinden önceki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre, yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına hükmolunması gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Şikayetçi borçlunun taleplerine bağlanan hukuki sonuçlar birbirinden farklı olup, ihalenin feshine karar verilmiş olması borçlunun takibin iptali talebi hakkında karar verilmesine engel değildir. O halde; mahkemece; borçlunun takibin iptali talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde “saklı tutulması” kaydı ile bu konuda herhangi bir hüküm tesis edilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı ve borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....