İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 Vekili dilekçesinde özetle; davacının davasını süresi içinde ikame etmediğini, icra takibinin 19.02.2007 tarihinde yapıldığını, takibin işlemsiz bırakılması üzerine 29.04.2016 tarihinde takibin yenilendiğini, ödeme emrinin davacı borçluya 24.02.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın ise 11.05.2018 tarihinde açıldığını, bu duruma göre takibin 02.03.2017 tarihinde kesinleştiğini, davacının takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin kesinleşmeden itibaren 3 yıl geçmediğinden yerinde olmadığını, takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazının ise İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi olduğunu, davacının takibin kesinleşmesinden önce ki zaman aşımı itirazını 5 günlük sürede ileri sürmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı şekilde davanın kabulüne karar verildiğini, davacı borçlu tarafın alacağın 19.02.2007- 28.07.2016 döneminde takibin kesinleşmesinden...
Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/5 maddesi kapsamında olup yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. İİK.'nun 71 .maddesinde göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise; takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali için geçerlidir....
Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/5 maddesi kapsamında olup yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. İİK.'nun 71 .maddesinde göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise; takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali için geçerlidir....
Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/5 maddesi kapsamında olup yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. İİK.'...
İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nun 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2 ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12-763 E., 1998/797 K. sayılı kararı)....
a 03.02.2010 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlu yönünden takibin kesinleşmesinden sonra 22.02.2010 ile 27.09.2010 tarihleri arasında ve 03.10.2011-06.04.2012; 11.04.2012-22.11.2012 tarihleri arasında da zamanaşımını kesen ya da durduran icra takip işlemi yapılmadığı anlaşılmakla sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 170/b maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı yasanın 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır." Aynı Yasanın 33-a/1. maddesi hükmüne göre de; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir."...
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 25/11/2015 tarih ve 2015/919 E.- 2015/907 K. sayılı kararının temyiz incelemesine geçildi: Borçlu, icra mahkemesine başvurarak alacaklı tarafından para borcu ikrarını içeren noterce düzenlenmiş 11/06/2002 tarihli borç senedine dayalı olarak başlatılan ilamlı takibin kesinleşmesinden sonraki devrede oluşan zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, şikayetin yenileme emrinin 13/11/2015 tarihinde tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle İİK'nun 16/1. maddesi gereğince davanın süreden reddine karar verildiği görülmüştür. İlamlı icra takibinde borçlu icra emrinin tebliğinden sonraki bir dönemde, ilamın zamanaşımına uğramış olduğu iddiasında ise, İİK 33/2 fıkrası uyarınca bir zamanaşımı itirazını her zaman ileri sürebilir....
Başvuru bu hali ile takibin kesinleşmesinden önce alacağın zamanaşımına uğradığına yönelik İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında zamanaşımı itirazı olup, itirazın kabulü halinde İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekir. İİK'nun 71. maddesinde düzenlenen durum ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesine ilişkin olup, ancak bu halde icranın geri bırakılmasına karar verilebilir. O halde, mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazı İİK'nun 169/a maddesi kapsamında kabul edilerek, aynı maddenin beşinci fıkrası gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul 22....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zaman aşımı şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 71/2, 33/a maddeleri, 6762 sayılı TTK’nın 661, 662, 663 ve 690. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, sair yasal mevzuat 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı borçlunun (keşideci) icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde takibin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu mahkemece istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....