"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından 14 adet senede dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işlemsiz bırakılması nedeniyle zamanaşımı oluştuğunu belirterek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, 3 yıllık bono zamanaşımının oluştuğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne ve takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....
İİK'nun 71/2. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Yasanın 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır". İİK'nun 33-a/1. maddesine göre ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir". Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emri borçluya 02/03/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlunun 04/03/2016 tarihinde, İİK'nun 168/5. maddesi hükmüne göre yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurusunda dile getirdiği zamanaşımı iddiasının, hukuki tavsifin hakime ait olduğu dikkate alınarak; takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerekir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 71/2. maddesinin göndermesi ile aynı kanunun 33/a-l. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığı iddiası ile icranın geri bırakılması isteğidir. Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde; borçluların icra mahkemesine başvurusunda, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı nedeniyle takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece; 10 yıllık zamanaşımının dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetidir. İİK'nun 71/2. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a-l. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığının belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir....
Borçluya, takibin kesinleşmesinden sonra çıkartılan yenileme emri, takibin kesinleşmesinden önceki sebeplere dayalı olarak yeni bir itiraz hakkı vermez. Borçlu ödeme emri tebliğine karşı şikayette bulunmuş ise de, ödeme emrinin 28/11/2005 tarihinde tebliğ edildiği, 18/01/2006 tarihinde ise menkul haczi yapıldığı ve menkul haczi sırasında borçlunun bizzat hazır bulunduğu görülmekle, ödeme emri tebligatı usulsüz olsa dahi borçlunun tebligattan en geç 18.01.2006 tarihinde haberdar olduğu, öğrenme tarihi itibariyle de süresi içerisinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, ödeme emri tebligatnın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, İİK.'nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı şikayetinin kabulü halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde takibin talikine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir....
İİK'nun 71. maddesi uyarınca borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Somut olayda, borçlunun istemi takibin kesinleşmesinden sonra borcun itfa edildiğine ilişkin olup, istemin İİK'nun 71. maddesi uyarınca değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesinden önce borcun ödenmesi sebebiyle borca itirazı düzenleyen İİK'nun 169/a maddesi hükümlerine göre hüküm tesisi isabetsizdir. HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime ait olup, İİK 71. madde uyarınca açılan şikayet süreye tabi olmadığından işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın süre nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....
İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nun 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2 ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12-763 E., 1998/797 K. sayılı kararı.). 6762 Sayılı TTK'nun 662. maddesinde; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleri ile zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir....
İİK'nun 71/2. maddesinde; borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, İİK'nun 33/a maddesi hükmünün kıyasen uygulanacağı, İİK'nun 33/a-1 maddesinde ise; zamanaşımı gerçekleşmişse icranın geri bırakılacağı hususu düzenlenmiş olup bu konudaki başvuru bir süreye tabi tutulmamıştır. İstinaf sebeplerine bağlı olarak yapılan incelemede, davacının iddiası İİK'nın 71. Maddesine dayalı olarak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zaman aşımına uğradığı iddiasına ilişkin olup, söz konusu iddia süreye tabi olmaksızın ileri sürülebildiğinden mahkemece davanın esası incelenerek karar verilmesi gerekirken itirazın süre aşımından reddine karar verilmiş olması isabetsiz görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, HMK'nın 353/1a-6 maddesi gereğince davacının istinaf isteminin kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Dava İİK'nun 71/son maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 33/a maddesi uyarınca açılmış takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına yöneliktir. İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmüne, İİK'nun 33/a-1. maddesinde de; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12- 763 E., 1998/797 K. sayılı kararı.)....
O halde, mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde 3 yıllık zamanaşımının gerçekleşmemesi nedeniyle istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı borçlunun (lehtar-ciranta) icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde takibin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır....