Uyuşmazlık, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi talebine ilişkindir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur. 5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nin 364/1-2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nin 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 09/02/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu icra mahkemesine 25/01/2019 tarihli başvurusunda, dosyada müvekkillerine ödeme emri tebliğ edilmediğini, öğrenme tarihinin 21.01.2019 tarihi olarak kabulü ile sair itiraz v e şikayetleri ile birlikte takibe konulan bononun zamanaşımına uğradığını iddia ederek takibin iptalini talep ettiği, Mahkemece dosya üzerinden inceleme yapılarak zamanaşımına itirazının kabulü ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür. Takibin kesinleşmesinden önce gerçekleşen zamanaşımı itirazı hakkında, takibin şekline göre olayda uygulanması gereken İİK'nun 168/5 ve 169/a maddeleri koşullarında inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur. İİK.’nun 71. maddesine dayalı zamanaşımı şikayeti ise; takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali için geçerlidir....
İİK'nın 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nın 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nın 71/2 ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12-763 E., 1998/797 K. sayılı kararı)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
Somut olayda şikayetçi borçlu şirket, şikayet konusu takibin kesinleşmesinden sonraki evrede borcun ibra edildiğini ve ödendiğini ileri sürerek icranın geri bırakılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamındaki Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi ibranamenin hukuki vasfının tartışılmasına ilişkin olup İİK md. 71 ve İİK md. 33'e göre inceleme yapılmadığı ve ödemelerin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Borçlu şirketin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de ; Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, borçlu tarafça takibin kesinleşmesinden sonraki evrede 02.08.2010 tarihinde 63.610,24 TL ödeme yapıldığı ileri sürülmekle, İİK md. 71/1 ve İİK md. 33'e göre sayılan belgelerle ödeme yapılıp yapılmadığını inceleyerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. SONUÇ : Şikayetçi borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18....
Alacaklı vekilinin 04.06.2008 tarihli haciz talebi ile 10.03.2014 tarihli yenileme işlemi, takibin devamını sağlamaya yönelik olup, anılan işlemler talep tarihleri itibariyle zamanaşımını kesen işlemler ise de, 05.04.2011 tarihli borçlular adına kayıtlı araçların icra dairesince sorgulanması talebi, takip işlemi olmadığından zamanaşımını kesmez, zira alacaklı, sadece sorgu talebinde bulunmuş olup, ayrıca haciz talebinde bulunmamıştır. Bu durumda takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak takibin 04.06.2008 ile 10.03.2014 tarihleri arasında (3) yıldan fazla işlemsiz bırakıldığı ve dolayısıyla borçlular hakkında zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece şikayetin kabulüne dair verilen 25.06.2014 tarih ve 2014/30 Esas - 2014/44 Karar sayılı kararın onanması gerekirken Dairemizce, maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşılmakla, mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Alacaklı tarafından başlatılan çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, borçluların takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazı üzerine yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne, takibin iptaline karar verilmiştir. Kararın alacaklı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 09.02.2022 tarihli ve 2021/4935 Esas, 2022/1490 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabul kısmen reddine, Bakırköy 3. İcra Müdürlüğünün 2014/18448 esas sayılı takip dosyasında İİK'nın 71 ve İİK'nın 33/a maddeleri gereğince davacı borçlu ... Mak. Amb. San. ve Tic. A.Ş. yönünden icranın geri bırakılmasına, diğer davacılar yönünden davanın reddi ile takibin devamına karar verilmiştir. Mahkeme kararı borçlular ..., ..., ......
Talep takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde ödeme iddiası nedeni ile takibin iptaline ilişkindir. 2004 Sayılı İİK nun 71. maddesinde “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. 6098 sayılı TBK nun 102. maddesinde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. “ hükmü bulunur.Yine aynı yasanın 101. maddesi ise Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir....
Dairemizin içtihatlarında da benimsendiği üzere, ödeme emri borçluya tebliğ olunmasa dahi, alacaklının takibi sürdürme iradesinin varlığı halinde, borçlu takibe haricen muttali olduğunu bildirerek somut olaydaki takibin şekline göre, mahkeme nezdinde itirazlarını ileri sürebilir. İİK'nun 71/2. maddesinde takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zamanaşımı iddiası, İİK'nun 169-a/4. maddesinde ise takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı düzenlenmiş bulunmaktadır. Somut olayda borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmediğine ve dolayısıyla takip kesinleşmediğine göre, borçlunun başvurusu takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, incelemenin İİK'nun 169-a/4-5. maddesi kapsamında yapılması gerekmektedir. O halde, mahkemece duruşma açılarak, varsa tarafların delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde yapılan inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesince, takibin kesinleşmesinden sonra borcun itfa edildiği iddiasının İİK.'nun 71. maddesi uyarınca şikayet yoluyla icra mahkemesi önünde çözümlenmesi gerektiğinden söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. ... 6. İcra Hukuk Mahkemesi ise, İİK.'nun 72. maddesi gereğince borçlunun takibin kesinleşmesinden önce veya sonra yaptığı ödeme ile ilgili olarak genel mahkemede menfi tespit davası açabileceğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Menfi tespit davası İİK.'nun 72. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde hükmüne göre borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için genel mahkemede menfi tespit davası açabileceği belirtilmiştir. İİK.'...