Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe geçildiği, örnek 10 ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borcun sona erdiği iddiası ile itfa itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. Başvuru bu haliyle İİK'nun 169/a maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. İİK'nun 169/a-1 maddesi gereğince; borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir....

    İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/6 esas 2014/8 karar sayılı ilamının feragatten önce 10/06/2014 tarihinde nihai karara çıktığını, nihai karara çıkan bir dava için feragat ve vazgeçmenin söz konusu olamayacağını, bu nedenle takibe esas olan ilamın feragat ve vazgeçme dışında kaldığını, alacağın icra inkar tazminatı olduğunu, bu nedenle borca ve takibe itiraz davasının reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ilamlı takibe karşı itirazda bulunulamayacağından davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-İlamlı icrada borçlu yedi gün içinde icra dairesine başvurarak icra emrine itiraz ediyorum demek suretiyle ilamlı icra takibini durdurma imkanına sahip değildir. 2004 sayılı İİK'nın 33. maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....

      Takibe dayanak belge İİK'nun 68. maddesi kapsamında imzası ikrar edilmiş ve belirli bir para borcu ikrarını içeren belge niteliğindedir.'' sunulan belgenin imzası ikrar edilmiş belge niteliğinde olduğunu, ibranamenin, davalı-alacaklının imzasını taşıması nedeni ile davalı T3'ın ibraname belgesinde ki beyanının borcun itfa edileceği anlamına geleceğinden ve ibranamede açıkça takibe konu alacağın ilamı ve icra dosyası ve miktar belirterek yazılmış olup ibraname koşullarını da taşıması nedeni ile takibin iptaline karar verilmesini, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık; ilamlı icra takibinden sonrasına ilişkin ibranameye dayalı takibin iptali istemine ilişkin şikayet niteliğindedir. Takip borçlusu şirketin takibin iptali başvurusu sonrası mahkeme tarafından şikayetin reddine karar verildiği, kararın kaldırılması talepli davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmektedir. Edirne 3....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ; takibe konu senet hakkında, takip borçlusu tarafından, süresi içerisinde icra mahkemesine, İİK'nın 170/a maddesi uyarınca "şikayet" ve yahut İİK'nın 169 ve 169/a maddesi uyarınca "borca itiraz" başvurusu yapılmadığından takibe konu senedin bono vasfında olup olmadığının ve üzerindeki kaydın tartışılmasının bu aşamadan sonra mümkün olmadığı, takibin kesinleşmesinden sonra, bonoda yer alan kayıt uyarınca yapılan işlemlerin ifa olarak kabulünün mümkün olmayıp; takibe konu bonodan ve icra takibinden kaynaklı borcun ödenip ödenmediğinin ispatının ancak, İİK'nın 71/1. maddesinde belirtilen belgelerle veya takip alacaklısının ikrarı ile mümkün olduğu, somut olayda, takibe konu alacağın tüm fer'ileriyle birlikte tamamiyle sona erdiğini gösteren, İİK'nın 71/1. maddesinde belirtilen bir belge şikayetçi borçlu tarafça gösterilemediği gibi davalı alacaklının takibe konu borcun para yahut başka bir şekilde ifa...

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmün eksik tahkikat neticesinde verildiğini, söz konusu dava dışı Rok Grup firmasının takibe konu çek bedellerinin de içinde olduğu tüm borçları için alacaklı Vakıflar Bankası ile anlaştığını ve yapılandırma yapılarak ticari ödeme planı hazırlandığını ve alacaklı banka tarafından Rok Grup firması hakkında icra takibine girişilmediğini, takibe konu olan çeklere bağlı bulunan borcun itfa ve imhal ile sona erdiğini, alacaklı banka ile çek bedellerinin de içerisinde olduğu borçlar için yapılandırmaya gidildiğini ve buna göre ödeme planı hazırlandığını ancak, müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu durumun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, takibe konu bulunan borcun alacaklı banka ile çeki ciro ile müvekkilinden alan Rok Grup firması tarafından yeniden yapılandırma ile itfa edildiğini, ticari kredi ödeme planında da itfanın eşit taksitli esnek itfa olarak açıkça gösterildiğini...

        , araç için yaptığı harcamaların ve yaşamış olduğu mağduriyetlerin çek bedelinden düşülmesini istediğini, covid-19 sebebiyle takibe işletilen faize itiraz ettiğini, itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

        e 15.09.2015 tarihinde diğer davacı borçlu ... ye 27.08.2015 tarihinde tebliği üzerine borçluların takibe karşı itirazlarını içeren dilekçesini 01.09.2015 tarihinde İstanbul Anadolu Mahkemeler Veznesine harcını yatırarak kaydettirdiği, davanın yasal beş günlük süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla, davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Ayrıca İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut ihmal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı taktirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur....

          Davalı alacaklı T3 tarafından borçlular T1 ve Ahmet Öztürk aleyhine 15/07/2015 tanzim 01/01/2016 vade tarihli 10.000 TL bedelli, 19/08/2015 tanzim 29/08/2015 vade tarihli 40.000 TL bedelli iki adet senede dayanarak kambiyo takibi yapılmış, davacıya ödeme emri 14/08/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, 20/08/2018 tarihinde açılan dava ile takibe konu borcun Ahmet Öztürk ve T3 banka kanalı ile ödendiği, senetlerin iade edilmediği belirtilerek borca, faize ve diğer ferilere itiraz edilmiş, mahkemece faize itiraz yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak faize itiraz yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer yönlerden reddine karar verilmiştir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe yönelik borca itiraz halinde, İİK.nun 169/a.-1.maddesi gereğince, icra mahkemesi, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Takibe konu senetlerde keşideci T1, lehtar ve 1. ciranta Ahmet Öztürk, 2. ciranta T3'dır....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takibe konu çek bedelinin alacaklıya takipten önceki ve sonraki dönemlerdeki muhtelif ödemelerle ödendiği iddiasıyla itfa sebebiyle takibin iptali ve tazminat talepli olarak huzurdaki dava ikame edilmiştir. itfa sebebiyle takibin iptalini talep edebilmek için borcun, takibin kesinleşmesinden sonra ödenmiş olması şarttır. itfa sebebiyle takibin iptali için, borcun takibin kesinleşmesinden sonra ödenmiş olması gerekir. kesinleşmeden yapılan ödeme için ödeme emrine itiraz edilmelidir. bu süre içinde ödeme emrine itiraz edilmemiş ise takibin iptali istenemez. borçlu icra dairesi dışında borcunu itfa ettiği halde alacaklı takibe devam ederse, takibin iptali ancak alacaklının verdiği, imzası noterlikçe onaylanmış belge veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş senet ile gerçekleşir....

          Takibe konu senedin hile ile imzalatıldığı yada (açığa atılan imzanın) sonradan bono haline getirildiğine dair iddiaların dar yetkili icra mahkemesince incelenmesi mümkün olmadığı gibi, (takibe konu senedin) anlaşmaya aykırı doldurulduğu ile borcun olmadığı yada ödendiği İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması gerekir. Ayrıca, takibe konu senede ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen soruşturmanın (icra mahkemesince) bekletici mesele yapılarak sonuca gidilmesi de mümkün değildir. Dolayısıyla, ilk derece mahkemesince borca itirazın reddine dair vermiş olduğu karar yerinde olduğundan davacı borçlunun istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu