mühletine rağmen takip başlatıldığı iddiasına dayanan "takibin iptali şikayeti"’den ibaret olduğu, kamu düzenine ilişkin olmakla şikayet, süreye tabi olmadığı, aleyhine takip yapılanın şikayette bulunmakta hukuki yararı mevcut olduğu, aynı icra dosyası ile ilgili daha önce öne sürülen haciz kaldırma talepli şikayet (2021/425E.), taleplerin mahiyeti farklı olduğundan, takibin iptali şikayeti yönünden derdestliğe sebebiyet vermediği, davalının vekili aracılığı ile davacı aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, K.Maraş 1....
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafndan borçlu hakkında bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ususlsüz tebliğ şikayeti, imzaya itiraz ve kesinleşmeden önceki döneme ait zamanaşımı itirazında bulunmuş, mahkemece imzaya itirazın kabulü ile, takibin durdurulmasına, tazminata ve para cezasına karar vermiş, hükmü alacaklı vekili temyiz etmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; İİK.'...
Bu durumda, kambiyo vasfını taşımayan adi havale hükmündeki belgeler ile başlatılıp kesinleşen takipte, İİK.nun 71/2.maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresi, ....nun 726.maddesine göre hesaplanamaz. Olayda uygulanması gereken 818 Sayılı B.K.nun 125. maddesine göre, çek niteliğini haiz olmayan anılan belgeler yönünden zamanaşımı süresi (10) yıl olup, takipte bu sürenin dolmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde takibe konu senetlerle ilgili olarak vade tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar alacaklı tarafından zamanaşımını kesen işlemlerin yapıldığı ve üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından mahkemece zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı nedeniyle takibin geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından 22/04/2014 tarihinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, takibin durduğu, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı, itirazın iptaline ilişkin Büyükçekmece 2....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; Ödeme emrinin borçluya 30/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 01/07/2016 tarihinde borca itiraz edildiği, takibin durduğu, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı, itirazın iptaline ilişkin ... (Kapatılan) 6....
İcra mahkemesince davacı borçlular yönünden takibin iptaline karar verildiğine göre, icra müdürlüğünce bu iptal kararı doğrultusunda kararın kesinleşmesi beklenmeksizin dosyadaki hacizlerin kaldırılması gerektiği tabiidir. Bu nedenle mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. İptaline karar verilen takip dosyası, münferiden ihtiyati haciz dosyası olmayıp, esas takibe geçilerek ve ödeme emri tebliği suretiyle takibin kesinleşmesinin sağlandığı esas takip dosyası olup, takip iptal edilmekte bu takiple ilgili konulan ihtiyati hacizlerin de mevcudiyetini sürdürmesi mümkün değildir. Kaldı ki takibin iptali kararından önce ihtiyati hacizler kesin hacze dönüşmüştür. Bu nedenle davalının istinaf başvurusu yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, çeke dayalı olarak 28.12.2020 tarihinde takibe başlanmış olup, takibe dayanak çekin keşide tarihinin 23.02.2018 tarihi olduğu, 05.03.2018 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiği, çekin ibraz süresinin sona ermesinden itibaren zamanaşımını süresinin işlemeye başlayacağı, çekte zamanaşımı süresinin TTK 778. maddesinin göndermesiyle aynı Kanunun'un 749. maddesi gereğince 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı davacının zamanaşımı itirazı yerinde görülmediği, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalı-alacaklı tarafça taşkın faiz talebinde bulunulmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davacının borca ve zamanaşımına yönelik itirazlarının ve çekin kambiyo vasfına yönelik şikayetinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Esasına kaydedildiğini, bunca zaman içerisinde icra dosyasında ilk kez haciz işleminin 2022 yılında yapıldığını, dolayısıyla 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, zamanaşımı sebebiyle takibin iptaline karar verilmesi hukuka uygun olduğunu, davacının bu davasının yasal dayanağı olmadığını, icra dosyasındaki takip talebi ve ödeme emrinden de anlaşılacağı üzere takibin dayanağı 24.06.2003 tarihli cari hesap ekstresi olduğunu, taraflar arasında bir sözleşme dolayısıyla da sözleşmede kararlaştırılmış bir faiz oranı olmadığını, davacı taraf takip açarken % 120 oran üzerinden avans faizi talep ettiğini, müvekkili buna itiraz etmediği için takip öncesi faiz kesinleşmişse de takip sonrası faiz için geçen yıllarda yeni yasal düzenlemelerle getirilen sınırlamaların ya da yeni faiz oranlarının takibe uygulanması gerekmekte olduğunu, işin hem özü yani müvekkilinin borcunu fazlasıyla ödemişliği hem de zamanaşımı itibariyle davacı tarafın haklı olduğu hiçbir yer olmadığını, icra hukuk mahkemesi...
Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazı İİK.nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tabi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede bonoda zamanaşımının geçtiğine ilişkin şikayet ise İİK.nun 71. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken İİK.nun 33/a maddesine göre süreye tabi değildir (HGK.nun 4.11.1998 tarih ve 1998/12-763 E. - 1998/797 K.). Somut olayda 28.01.2013 tarihinde başlatılan takipte kambiyo senetlerine mahsus ödeme emri şikayetçi borçluya 27.03.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu tarafından, bu tarihten sonra şikayet tarihine kadar dosyasının işlemsiz bırakıldığı ileri sürülerek icranın geri bırakılması talep edilmiştir. O halde, takipten sonra gerçekleşen zamanaşımı şikayeti süresiz olarak ileri sürülebileceğinden şikayetin TTK.nun 749. maddesi koşullarında esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir....