Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalı şirketin keşide ettiği toplam 22.801 YTL’lik 4 adet çeke dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığını, icra dosyasının iki defa yenilendiğini, davalı şirketin şikayeti sonucu İcra Mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, davalı şirketin borcunu inkar etmediğini belirterek, İİK’nun 33-a maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 7 günlük süre içinde takibe konu alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti için iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, ayrıca BK’nun 125.maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını beyanla davaya konu alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, eda davası açılması gerektiği yerde tespit davası açılamayacağını, davacının alacak davası açarak mahkemeden karar almasının uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2020/11299 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde borçlu hakkında 04/12/2015 tarihinde başlayan takibin borçluya 10/12/2015 tarihinde ödeme emri tebliğ edilerek kesinleşmesi üzerine, 09/03/2016 tarihinde yapılan haciz ile 17/04/2020 tarihli sorgu ve haciz tarihi arasında borçlu yönünden zamanaşımını kesen hiç bir işlem bulunmadığı görüldüğünden, borçlu yönünden 3 yıllık bono zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmış İİK'nun 71/son maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a maddesi uyarınca, şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin kabulüne, İstanbul 27. İcra müdürlüğünün 2020/11299 esas sayılı dosyası zaman aşımı nedeniyle takibin davacı yönünden geri bırakılmasına, İ.İ.K.'...

    O halde, dava tarihi itibarı ile davacının usulsüz tebligat şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup açılan dava süresinden sonradır. Mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davacı borçlu yetkilisi dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlarını da bildirmiş ise de, takibin şekline göre yetki itirazının icra müdürlüğüne yapılması gerekmektedir. Takibin ilamsız icra takibi olduğu gözetildiğinde yetki itirazının İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekmekte olup, icra mahkemesinin bu itirazı değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. Bu gerekçeyle yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, bu yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiş, sonuca etkili görülmemiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 04/09/2019 tarih 2019/449 Esas 2019/745 Karar sayılı dosyasında yapılan mükerrer takip şikayeti sonucunda takibin iptaline karar verildiği, borçlu vekilinin 16/10/2019 tarihli dilekçesi ile müvekkili hakkında takibin iptaline karar verilmiş olduğundan haciz şerhlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünün 06/11/2019 tarihli kararı ile mahkeme kararının kaldırılması halinde telafisi mümkün olmayan zarara yol açabileceğinden söz konusu kararın kesinleşmesine karar haciz kaldırma taleplerinin reddi ile borçlu yönünden karar kesinleşinceye kadar takibin olduğu yerde durdurulmasına karar verildiği, icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu bulunmadığından, davacı borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi nedeniyle hacizlerin kaldırılması gerektiği gerekçesi ile şikayetin kabulü ile icra takip dosyasından verilen 06/11/2019 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar verildiği, Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde...

    Borçlu icra mahkemesine başvurusunda boşanma ilamının kesinleşmediğini, boşanmanın fer’isi niteliğindeki bu hükmün icrası içinde boşanma ilamının kesinleşmesi gerektiğini ayrıca ilama aykırı olacak şekilde ziynet eşyalarının aynen tesliminin mümkün olmaması halinde mahkemece ilamla belirlenen değeri yerine ödeme tarihindeki değerinin talep edilmesinin ilama aykırılık teşkil ettiğini belirtip takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece alacaklı vekilinin cevap dilekçesiyle sunduğu, borçlunun ilamın temyizine ilişkin dilekçesi içeriğinde sadece maddi ve manevi tazminata ilişkin hükmü temyiz edildiği, bu nedenle boşanma hükmünün kesinleştiği fer’ilerinin takibe konulmasında bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile bu hususa yönelik şikayetin reddine, ilama aykırı talepte bulunulduğu şikayeti konusunda ise, aynı mahkemenin 2011/355 Esas sayılı dosyasında daha önce şikayette bulunulduğundan bahisle reddine karar verilmiştir. Karar borçlu vekilince temyiz edilmiştir....

      nın 663/2. maddesi gereğince zamanaşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar. Ayrıca, alacaklının takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. 6762 sayılı TTK'da zamanaşımını kesen işlemler sınırlı olarak sayılmıştır. Öte yandan, alacaklı tarafından takibin devamını sağlamaya yönelik olarak yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.'...

      O halde, Mahkemece gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle şikayetin yukarıdaki kurallara göre değerlendirilip, borçlunun ödemesinin BK. nun 84.maddesi uyarınca mahsup edildikten sonra oluşacak sonuca göre, borçlunun 15.07.2006 tarihli hesap tablosuna yönelik şikayeti hakkında bir karar verilmesi gerekirken, takibin kesinleştiği gerekçesi ile başvurunun reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İcra Dairesi'nin 2020/2209 esas sayılı dosyası olduğunu, İİK 82/4 uyarınca geçimi için muhtaç olduğu araziler olduğunu, takibin İİK 50, 58 ve 61. maddelere aykırı olarak gerçekleştirildiğini, takip aşamasında hukuka aykırı işlemler gerçekleştirildiğini, yetkisiz yerde takip hukukuna uymayan takip neticesinde yapılan tüm işlemlerin geçersiz olduğunu, borcun varlığına dair bir ilam bulunmadığını, bu nedenle kötü niyet tazminatı talebinin bulunduğunu, tüm bu nedenlerle ihalenin feshi ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, takibin iptali ve haczedilmezlik şikayeti yönünden dosya tefrik edilerek iş bu dosya üzerinden yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Sakarya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2020/2209 esas sayılı dosyası....

        Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın üzerine atılı 2004 sayılı İİK’nın 331/1. maddesine aykırılık suçunun kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar verileceğinin öngörülmesi, Somut uyuşmazlıkta; borçlu tarafından yapılan borca itiraz sonrası, duran icra takibinin devamının temini için alacaklının açtığı itirazın kaldırılması davasına ilişkin, İzmir 12....

          İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali için geçerlidir. Ancak, takibin kesinleşmediği hallerde, takip tarihinden sonra, fakat ödeme emrinin tebliğinden, diğer bir anlatımla takibin kesinleşmesinden önce gerçekleşen zamanaşımı itirazı hakkında İİK'nun 168/5 ve 169/a maddeleri koşullarında inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur. Somut olayda, alacaklının, zamanaşımı dolmadan 17/06/2014 tarihinde takibe başladığı, borçluya 23/12/2014 tarihli talep doğrultusunda gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilmediği, borçlunun takip tarihinden itibaren dosyanın işlemsiz bırakıldığından zamanaşımının dolduğuna yönelik itirazda bulunduğu, bu tarihte henüz takibin kesinleşmediği, dolayısıyla borçlunun itirazının İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında zamanaşımı itirazı olduğu ve aynı madde gereğince yasal beş günlük sürede 05/06/2020 tarihinde yapıldığı görülmektedir....

          UYAP Entegrasyonu