Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; Ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmeden 10/04/2015 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, alacaklı vekilince borçlunun mernis adresine ödeme emri tebliğ edilmesi için icra müdürlüğünden 18/05/2015 tarihinde talepte bulunulduğu, dolayısıyla şikayet tarihi olan 13/05/2015 tarihinde takibin kesinleşmediği hususu sabit olduğundan, henüz takip kesinleşmeden 13/05/2015 tarihinde şikayette bulunulduğunun anlaşılması karşısında, şikayet tarihi itibariyle kesinleşmiş bir takip bulunmadığından...
TTK'nun 730/18. maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 662. maddesine göre zamanaşımı, dava açılması, takip talebinde bulunulması davanın ihbar edilmesi ve alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir. Başlatılan takipte zamanaşımı süresince, alacaklının, icra dosyasında takibin devamını sağlayıcı nitelikte taleplerde bulunması ve takibi işlemsiz bırakmaması gerekir. İİK.nun 143. maddesi uyarınca düzenlenen kesin aciz vesikası zamanaşımını keser ve aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca aciz vesikasına bağlanan borç, borçluya karşı, aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren yirmi yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1119 Esas- 2013/954 Karar sayılı kararıyla takibin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda takibin iptali ile haksız tahsil edilen paranın İİK'nun 361. maddesine göre tahsili mümkün hale gelmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmediğinden, paranın iadesi için muhtıra gönderilmesi talebinin reddine dair İcra Müdürlüğü kararının iptali doğrudur. Ancak aynı kuraldan hareketle takibin durdurulması yönündeki kararın da iptaline karar verilmesi gerekir. Aksinin kabulü duran takipten muhtıra çıkarılması gibi imkansız bir sonucu doğurur. Mevcut hali ile mahkeme kararı kendi içinde çelişkilidir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması yoluna gidilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, ödeme emrinin Şubat 2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, alacaklı vekilinin 17/10/2019 tarihinde yenileme talebinde bulunduğu, takibin kesinleşmesinden sonra 2015 yılında davacının maaşına haciz konulması için haciz müzekkeresi yazıldığı, her ne kadar davacı taraf takip sonrası zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de takibin konusu itibariyle takip sonrası zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, bu nedenle davacı tarafın zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, ayrıca borçlunun maaşına haciz konulması için müzekkere yazıldığı, ancak sırada başka icra takip dosyaları olduğundan şikayete konu takip dosyasındaki haciz müzekkeresinin sıraya alındığı, paranın istenebilir hale gelmemesi nedeni ile maaş üzerindeki haczinde düşmeyeceği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş...
nun 360. maddesinde düzenlenen artırma ve ihaleye ilişkin olmayıp, güncel dosya hesabı talebi ile ilgili olarak asıl icra müdürlüğünce verilen ret kararının iptali istemine yönelik olduğundan, yukarıda açıklanan maddeler ve kurallar gereğince, anılan şikayeti inceleme yetkisi, asıl takibin yapıldığı ... 2. İcra Müdürlüğü'nün bağlı olduğu ... İcra Hukuk Mahkemesi'ne aittir. O halde mahkemece, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nun 360. maddesinde düzenlenen artırma ve ihaleye ilişkin olmayıp, güncel dosya hesabı talebi ile ilgili olarak asıl icra müdürlüğünce verilen ret kararının iptali istemine yönelik olduğundan, yukarıda açıklanan maddeler ve kurallar gereğince, anılan şikayeti inceleme yetkisi, asıl takibin yapıldığı Kastamonu 1. İcra Müdürlüğü'nün bağlı olduğu Kastamonu İcra Hukuk Mahkemesi'ne aittir. O halde mahkemece, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(eski 663/2.) maddesi gereğince, zamanaşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar. Ayrıca, alacaklı tarafından yapılan takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. İİK.’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali içindir. Somut olayda, alacaklının bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takipte ödeme emrinin borçluya 13/11/2002 tarihinde tebliğ edildiği, ancak, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile icra mahkemesine yaptığı başvuru sonucunda Konya İcra Mahkemesinin 02/12/2002 tarih ve 2002/3011 E.-3562 K.sayılı kararı ile tebliğ tarihinin 29/11/2002 olarak düzeltildiği, borçlu şirketin Konya 1....
İİK'nun 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle her iki hususunda yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, haczedilemezlik şikayeti istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Ardahan İcra Dairesinin 2020/1721 E. Sayılı takip dosyasında; alacaklı T5 tarafından dava dışı T7 ve Abdulkadir Yıldız aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine borçlu T7 adına kayıtlı Ankara ili, Çubuk ilçesi, Taşpınar mah. 113 ada 111 parsel sayılı taşınmaz üzerine haciz konulduğu, davacı tarafından söz konusu taşınmazda aile konutu şerhi bulunduğu, haline münasip evi olduğu belirterek haczedilemezlik şikayetinde bulunulduğu ve haczin kaldırılması ile satışın iptaline karar verilmesi talebi ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır....
Somut olayda, yasa değişikliğinin olduğu 06.07.2004 tarihinden önceki dönemde tahakkuk eden borçlar yönünden 6183 sayılı Kanunun 102. maddesine göre 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak 2002/6 ila 2004/5 dönem arasını kapsayan ödeme emrinin zamanaşımı nedeniyle iptaline 2004/6. ay ve sonrası dönemler için takibin devamı kararı verilmesi gerekirken 2004/6 ve 2004/7. aylar yönünden de zamanaşımı nedeniyle iptali kararı isabetsizdir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hüküm fıkrasının 1 ve 2....