Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda takibin kesinleşmesi üzerine borçluya ait meskene 10/11/2011 tarihinde haciz konulduğu, borçlu ...'a 103 davetiyesinin 06/01/2012 tarihinde tebliğ edildiği, haczin düştüğünden bahisle yeniden haciz konulması için talepte bulunulduğu, 06.07.2015 tarihinde yeniden haciz konulduğu, talep üzerine icra müdürlüğünün 04.08.2015 tarihli kararı ile 103 davetiyesinin borçluya tebliğine karar verildiği anlaşılmıştır. 06/07/2015 tarihli haczin bildirilmesi için 103 davetiyesinin borçluya tebliğ edildiğine ilişkin tebligat mazbatasının dosyada bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde belirttiği 13.08.2015 tarih, öğrenme tarihi kabul edilerek başvurunun süresinde olduğu kabul edilmelidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından 4 adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçluların takibin kesinleşmesi sonrası zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettiği, mahkemece... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2013/271 esas sayılı dosyasında yapılan incelemede çeklerdeki keşideci imzasının şirket yetkilisine ait olmadığı, bu nedenle senetlerin kambiyo vasfını taşımadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....

      Davacının usulsüz tebliğ şikayeti dosyaya vekaletname sunulan tarihler dikkate alındığında, takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde yapılmamıştır. Diğer taraftan borçlunun ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayeti de İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü halinde ise düzeltilen tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde olmalıdır. Davacının ödeme emrine yönelik şikayeti de süresinde değildir. O halde, ilk derece mahkemesince davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile ödeme emrine yönelik şikayetlerini yasal süresi içerisinde sunmadığı re'sen gözetilerek, bu istemler yönünden şikayetin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir....

      Davalı işveren bu konuda tutanak ibraz ettiği gibi şikayeti sonrası hakkında kamu davası açıldığı, davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Davacı işçinin işverenin güvenini kötüye kullanıp kullanmadığının, parça yıkamakta kullanılan kirli mazotların evde soba tutuşturmak için işçiler tarafından bir miktar eve götürülmesinin bölge yöneticilerinin bilgileri dahilinde olup olmadığı, işverene zarar verip vermediğinin ve bu davranışın geçerli nedene dayanıp dayanmadığının tespiti, ceza mahkemesinde açılan davaların sonuçlanması ve kesinleşmesi ile mümkündür. Mahkemece anılan ceza dava dosyasının kesinleşmiş sonucu alınmadan ve feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı saptaması yapılmadan, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekir görüşündeyim. 03.06.2013...

        Şikayetçinin de bu tebligata dair herhangi bir şikayeti olmamıştır. Kambiyo takibinde şikayet 5 gün içinde yapılmalıdır( 168/3 ve 170/a) şikayetçi bu süreyi geçirdiğinde şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yapılan yargılamada çekin zamanaşımına uğradığı ve kambiyo vasfını yitirdiği hususunun gözden kaçırıldığını, dava dilekçesindeki taleplerinin takibe konu çekin takip sonrası kambiyo vasfını yitirdiğine ilişkin olduğunu, kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, ancak 3 yıl boyunca alacaklı veya vekili tarafından hiçbir işlem yapılmadığını, bu nedenle çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, mahkemenin dava ve talepleri ile ilgili hukuki tavsifinin yasaya aykırı olduğunu söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....

        DAVA Asıl ve birleştirilen dava dosyalarının şikayetçi borçluları icra mahkemesine başvurusunda: apartman yönetimi aleyhine ilamlı takip başlatıldığı ve daha sonra takibin kat maliklerine yöneltilerek aleyhlerine icra emri gönderildiği, takibin dayanağı Ankara 34. İş Mahkemesi 2018/264 E 2020/415 K sayılı dosyasında davanın kat maliklerini temsilen... Apartmanı Yönetimi'ne karşı açıldığı ve ilamda taraf olarak "...Apartmanı Yönetimi" nin yer aldığı, takibin kat maliklerine yöneltilmesinin hatalı olduğu, gönderilen icra emrinin tüm kat malikleri borcun tamamından müşterek ve müteselsil sorumlu imiş gibi düzenlendiği, kanun gereği kat maliklerinin borçtan eşit sorumlu olduklarının belirtilmesi ve bu şekilde icra emri hazırlanması şikayeti ile 15.06.2021 tarihli icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....

          İcra Müdürlüğünce 2019/341 Esas numarası ile yenilendiğini, yenileme sonrasında da dosyanın herhangi bir işlem ya da talep görmediğini, salt yenileme işleminin icrayı ilerletici bir işlem olmadığını, bu nedenle zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek, mahkeme kararının bozulmasını, icra takibinin geri bırakılmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, takip sonrası zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Takip dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı ve takibin kesinleştiği, takibe dayanak 09.01.2014 düzenleme tarihli, 10 Şubat 2014 vade tarihli 120.000 TL'lik bonoda; davacı borçlunun keşideci, davalı alacaklının ise lehtar olduğu görülmüştür....

          Somut olayda takibin kesinleşmesinden sonraki devrede, şikayetçi borçlu ... hakkında 23.01.2009-24.05.2012 tarihleri arasında, şikayetçi borçlu ... hakkında 12.09.2008 tarihinden bu yana zamanaşımını kesecek herhangi bir işlem yapılmadığı görülmektedir. Maddi olayın tavsifi taraflara, hukuki değerlendirilmesi hakime ait olup, borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin zamanaşımı şikayeti niteliğindedir. TTK'nun 690. maddesinin yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanan aynı Kanun'un 661. maddesi uyarınca 3 yıllık zamanaşımı süresi anılan tarihler arasında gerçekleşmiştir. O halde mahkemece İİK'nun 71.maddesinin göndermesiyle aynı Kanun'un 33/a.maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü takipte borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takip sonrası zamanaşımının dolduğunu belirterek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı iddiasına ilişkin davanın İİK’nun 168/5. maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde açılması gerektiğinden ve bu süre geçirildiğinden bahisle davanın reddine karar verildiği görülmüştür....

              İlk derece mahkemesi kararında; alacaklı tarafından üç yıllık zamanaşımı süresi dolmadan takibin başlatıldığı, ödeme emri tebligatının iade geldiği ancak yenileme sonrası gönderilen ödeme emrinin tebliği ile takibin kesinleştiği böylelikle İİK'nın 71/2 kapsamında üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmasının söz konusu olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazının söz konusu olmadığını, davanın takibin kesinleşmesinden önceki dönem için zamanaşımı itirazına dair olduğunu, İİK'nın 168/5 maddesi kapsamında itiraz edildiğini, yenileme sonrası ödeme emrinin davacı borçluya 29/04/2019 tarihinde tebliğ edildiğini beş günlük sürenin sonu (05/05/2019) tatil günü olduğu için takip eden ilk gün olan 06/05/2019 tarihinde itiraz edildiğini beyan etmiş, kararın kaldırılmasına, davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu