davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptal ile takibin devamına %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 169/a-5 maddesinin 5. fıkrasında; "İtirazın kabulü kararı ile takip durur" hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
iade etmediğini, bu nedenle davalı hakkında Pınarhisar İcra Müdürlüğü'nün 2014/412 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
yetkisiz icra müdürlüğünde açılan takibin devamı niteliğinde olduğunu ve yetkisiz icra müdürlüğü dosyasında halihazırda mevcut borca itiraz dilekçesi bulunduğunu belirterek, şikayetinin kabulü ile takibin durdurulmasına, tüm haciz işlemlerinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2022/822 Esas KARAR NO: 2023/310 DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 14/10/2022 KARAR TARİHİ: 23/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin tacir olup, kargo taşımacılığı ticari vekillik sözleşmesi ile davalının------sorumlusu olduğunu, müvekkilinin ticari vekillik sözleşmesi uyarınca ekte sunulan faturalara dayalı olarak davalı-borçludan alacaklı olduğunu müvekkilinin bu alacağı için-------dosyası ile icra takibi yapılmış, davalı-borçlu haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı-borçlunun itirazı sadece borca ilişkin olup, aralarındaki ticari ilişkiye ve e-fatura konusu ticari işe yönelik herhangi bir itirazları olmadığını, davalı-borçlu borca itiraz ettiğini ancak borcu ödediklerine ilişkin...
Davalı, haciz yoluyla ilamsız icra takibinde icra dairesinin yetkisine ve borca, açılan itirazın iptali davasında ise mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ayrıca Borçlunun icra mahkemesi'ne başvurusu, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın kabulü halinde, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi tesisi isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. O halde, mahkemece, borçlu yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında alım satımdan kaynaklanan fatura alacağının ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir Davalı vekili, Iğdır icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, fatura konusu malların davacıya iade edildiğini belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....
Dairelerinde, icra takibine giriştiğini, davalının haksız yere icra takibine itiraz ettiği iddiasıyla itirazın iptali istemine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamında davalının süresinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, davalıların "...."da ikamet ettiği, eldeki davada da davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı borçlu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmayarak... yetkisini kabul etmiş sayılmakta ise de; bu husus, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisini de kabul ettiği anlamına gelmez. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı borçlunun, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmeye hakkı bulunmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın ... Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince....Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/12/2019 gününde oy birliği ile karar verildi....
Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır....