WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2020/1169 Esas, 2020/2965 Karar ve 19.03.2020 tarihli ilamında borçlulara tebliğden önce yapılan borca itirazlarla ilgili olarak borçlunun tebliğden önce yaptığı itirazın geçerli olduğu, itiraz sebebiyle takibin durdurulduğu hususunun belirtildiğini, borca itiraz dilekçesinin tebliğden önce dahi olsa sonradan ödeme emrinin tebliği ile yapılan borca itirazların geçerli olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK'nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile Borçlu arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme gereği elektrik kullanımında bulunan şirkete faturalar gönderildiğini, 09.03.2021 tarihli faturanın zamanında ödenmemesi üzerine Müvekkili kurum tarafından borçlu aleyhine Merkezi Takip Sistemi 2021/718353 MTS sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, Davalı-borçlu, 09.08.2021 tarihli borca itiraz dilekçesi ile ödeme emrine, yetkiye, faize, faiz oranına, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, takibe vaki itirazının iptali ile takibin, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür....

    Borçlular ise mirası reddettiklerinden dolayı murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. Şu hale göre, borçluların başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Dava konusu borç abonelik sözleşmesinden kaynaklanan para alacağına ilişkin olup 7155 sayılı kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelik gereğince takibin Merkezi Takip Sistemi üzerinden yapıldığını, ilgili yönetmeliğin 11.maddesinde borca itiraz durumunda 2004 sayılı İİK hükümlerinin uygulanacağı , yetkiye itiraz halinde sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçe- neğinin seçileceği belirtilmiş iken, hem borca hem yetkiye itiraz halinde izlenecek yolun belirtil- mediğini, ayrıca borca ve yetkile birlikte itiraz olunması halinde MTS portalından yetki itirazının kabulüne yönelik bir seçenek veya buton bulunmadığını ,kaldı ki yetki itirazında bilirtilen yerde dava açıldığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı olup, telefon aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle MTS üzerinden başlatılan...

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı asil istinaf dilekçesinde özetle; takip dayanağı çekte kendisini şahsen sorumlu kılan imza bulunmadığı halde keşideci ile birlikte şahsı hakkında başlatılan takibin kötüniyetli olduğu ve bu nedenle %20 oranında icra inkar tazminatı talep edilmesine rağmen tazminata hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararı bu yönden istinaf ettiği anlaşılmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstem, davacının takibe konu çekte kendisini sorumlu kılan imzanın bulunmadığı itirazına yöneliktir. Bu hale göre borçlunun takip konusu çekte, keşideci ve aval veren sıfatı ile imzasının olmadığına ilişkin itiraz, İİK'nun 169/a maddesinde düzenlenen borca itiraz niteliğindedir. Borca itirazın yasal yaptırımı ise takibin iptali değil, takibin durdurulmasıdır. Borca itirazın kabulü ve alacaklının kötüniyetli veya ağır kusurlu olması halinde aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekir....

        Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olduğundan yasal sürede icra dairesine yapılmalıdır. Şikayet yoluyla mükerrerlik nedeniyle takibin iptali istenemeyeceği gibi, bu husus re'sen de nazara alınamaz. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ipoteğin geçersiz olduğunu belirterek borca ve faize itiraz ettiği görülmektedir.O halde mahkemece itirazın bu nedenle reddi gerekirken başvuru dilekçesinde de ileri sürülmediği halde takibin mükerrer olduğu nedeniyle iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İcra Müdürlüğü’nün dosyasındaki borca kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunma sebebinin davacı ile 6 adet pompa alım satımı hususunda anlaştıklarını paranın bir miktarının peşin olarak ödediğini kalan kısım olan ve kabul edilen 3.700,00TL civarında ödemeyi pompaların tesliminde ödemeyi kabul ettiğini, ilk icra emrindeki borcun kabul edilmesinin bu sebeple olduğunu, davacının satımı husunda anlaştıkları pompaları teslim etmediğini bu nedenle ikinci gönderilen icra takibinde borcun tamamına itiraz ettiğini, borca sebep mal teslimi ve satış yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda davalının satış bedelini ödemediği, takibin satış bedelinden doğan bu borca ilişkin olduğu bildirildiğini, davalı borçlunun yetkisiz dairede yapılan takipte borca kısmen itiraz ettiği ve ödemeye ilişkin delil sunmadı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

            Davacı - borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda; kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, icra emri ekinde takip dayanağı belgelerin tebliğ edilmediğini ve borcunun olmadığını ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptali talebinde bulunduğu, HMK’nın 33. maddesi gereğince bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme görevi ise hakime aittir. O halde mahkemece öncelikle dava dilekçesinde ileri sürülen hususların HMK 33.maddesi uyarınca hukuki nitelendirilmesinin yapılarak işin esasının incelenerek yargılama yapılması gerekmektedir. Her ne kadar dava dilekçesinde borca itiraz ile birlikte icra emrinin ve takibin iptali talebinde bulunulmuş ise de; Dairemizce HMK 33.maddesi uyarınca yapılan hukuki nitelendirmede takibin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi olması nedeniyle dava, borca itiraz ile birlikte ödeme emrinin iptali ve takibin iptali olarak nitelendirilmiştir....

            Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır. Bunlardan birisi İcra İflas Yasasının 68 ve 69.maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemek, diğeri ise aynı yasanın 67.maddesi gereğince mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptalini istemektir....

              Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır. Bunlardan birisi İcra İflas Yasasının 68 ve 69.maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemek, diğeri ise aynı yasanın 67.maddesi gereğince mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptalini istemektir....

                UYAP Entegrasyonu