Mevlüt Eser'in kızı olduğu anlaşıldığı, bu durumda ölü kişi aleyhine başlatılan takibin maddi bir yanılgıdan kaynaklandığı veya taraf değişikliği isteminin dürüstlük kuralına aykırı olmadığından bahsetmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla şikayetçinin iddiaları yerinde olup takibin iptali gerektiği, ancak 20/11/2020 tarihli ödeme emri ile takibe mirasçılar yönünden devam edildiği görüldüğü, bu durumda usul ekonomisi gereği 11/11/2020 tarihli ödeme emrinin iptaline karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, Tarsus İcra Dairesinin 2020/4679 esas sayılı dosyasındaki 11/11/2020 tarihli ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....
Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olması takibin iptali nedeni olamaz. Yukarıda da belirtildiği üzere bu durumda tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekir. O halde mahkemenin karar gerekçesinde de kabul edildiği üzere, borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatı usulsüz olduğundan, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebligatı öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olarak esas alınması suretiyle, takibin kesinleştiği tarihin tespit edilmesi, düzeltilen tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden önce haciz konulmuş ise anılan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının itirazı üzerine takibin durduğunu, takibin bu aşamasında davacının ödeme emrinin yahut takibin iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığını, ödeme emrinde borcun sebebinin 26/12/2019 tarihinde tahakkuk eden asıl alacak olduğunun görüldüğünü, alacağın davacının kusuru sonucu oluşan zararın sigortalıya ödenmesi nedeniyle kanuni halefiyet esasına uyarınca doğduğunu, haksız fiilden kaynaklanan bu alacağın niteliği gereği senetten ari olduğunu, konusu senet olmayan ilamsız takiplerde, ödeme emrinde borç sebebinin bulunmasının gerekli ve yeterli olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, şikayetin reddine karar verilmiştir....
No:2/1 Çeltikçi/ Burdur olduğunu, borçlu şirketin bono üzerindeki adresine ödeme emri tebliğe çıkarılmadan TK 35. maddesine göre ödeme emri gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ödeme emrinin usulsüz olması sebebiyle ödeme emrinin iptali gerektiğini, takip konusu bono üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, bono üzerindeki imzaya itiraz ettiklerini, ödeme emrinde faiz kısmında faizin hangi orandan ne şekilde belirlendiğinin yazmadığını, belirsiz bir alacak kaleminin ödeme emrine konulmuş olması nedeni ile takip iptali gerektiğini, bütün bu nedenlerle yetki itirazlarının kabulünü, takibin iptalini, ödeme emrinin iptalini talep etmiştir....
Belirtilen bu eksiklik borçlu aleyhine takip başlatılmasına engel teşkil etmeyeceği, icra dairesine sunulan takip talebi ve dayanak belgeler doğrultusunda örnek 9 ödeme emri düzenlenerek takibe devam edilmesi gerekirken, ödeme emri yerine yasal koşullar oluşmadığı halde icra emri düzenlenmesi doğru olmadığından şikayetin kabul edilerek icra emrinin iptaline karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Örnek 1 takip talebi ve iptaline karar verilen icra emrinde alacaklı olarak "Denizbank AG" gösterildiği, alacaklı tarafın doğru bir şekilde gösterilmiş olduğu anlaşılmaktadır. İcra emrinin iptali kararı üzerine alacaklının talebi halinde ödeme emri düzenlenerek borçluya tebliğ edilmesi ve ödeme emrinin tebliği üzerine borca itiraz niteliğinde olan hususların takibin şekli itibariyle icra müdürlüğü nezdinde ileri sürmesi gerekeceği anlaşılmaktadır....
E) Gerekçe: Her ne kadar mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 23/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği, yedi günlük ödeme emrine itiraz süresinin son gününün resmi tatil (ramazan bayramı) olan 30/07/2014 tarihine denk geldiği, itiraz süresinin tatili takip eden ilk iş günü olan 31/07/2014 tarihine uzadığı, davalının da ödeme emrine süresinde yani 31/07/2014 tarihinde usulü dairesinde itiraz ettiği, dolayısıyla davacının (alacaklının) itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmış olup, davalının (borçlunun) ödeme emrine itirazının süresinde olmadığı, bu nedenle davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı yönündeki hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Bu anlamda davacı borçluya gönderilen ödeme emri mühlet içerisinde olup yapılan işlem kanuna aykırıdır. Mahkemeler taleple bağlı ise de talepten daha azına karar verilmesi mümkündür (HMK m.26). Bu değerlendirmeler karşısında mahkemece borçluya gönderilen ödeme emrinin mühlet içinde olduğu dikkate alınarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddine karar verilmesi hatalı olup, davacı borçlunun bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Yapılan değerlendirme neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararda hukuka uyarlık görülmediğinden, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK'nın 353/1- b-2 hükmü gereğince ödeme emrinin iptali yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir....
İcra Dairesi tarafından borçlulara 15.02.2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlu vekilinin yetkiye ve borca itirazı nedeniyle dosyanın yetkisizlikle müdürlüklerine 07.06.2019 tarihinde geldiği, dosyada yeterli masraf bulunmadığından ödeme emrinin hazırlanmadığı ve tebliğe çıkarılamadığının belirtilmiş olduğu, tarafların kabulünde olduğu üzere yetkili icra dairesi tarafından ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edilmeden işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 60. maddesinde ödeme emri ve itiraz üst başlığı altında ödeme emri ve muhtevası düzenlenmiştir. Maddenin 1.fıkrasında icra müdürünün takip talebinin bu kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar vermesi durumunda ödeme emri düzenleyeceğine yer verilmiştir....
Md., ) Uygulanacaktır." şeklinde icra emrinin düzeltilmesine, icra emrine asıl alacak dışındaki alacak kalemlerinin faiz başlangıcının 15/02/2022 olarak işlenmesine, takibin iptali talebinin reddine karar verilmiştir....
yapılan şikayetin birleştirilmesini mümkün olmadığı takdirde iki dosyanın ayrı ayrı kabulünü talep ettiğini, bu ödeme emrinin davacı ile davalı arasında Develi Asliye Hukuk mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının neticesine göre gönderildiğini takibe dayanak belgenin ödeme emrinin ekinde mevcut olmadığını taraflarına gönderilen tebligatta ödeme emri ve takip dayanağı şeklinde ihtarat bulunmasına rağmen taraflarına gönderilen tebligatta herhangi bir şekilde takip dayanağının bulunmadığını, İİK61/I....