Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2019/94 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 24/11/2020 tarihine kadar müvekkiline usule uygun hiçbir tebligat yapılmadığını, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 24/11/2020 tarihi olarak kabulü gerektiğini, takibin usulüne uygun kesinleştirilmediğini, davacının borcunun bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacıya ait ve haciz konulan İstanbul ili Üsküdar ilçesi Kuzguncuk Mahallesi 571 ada 8 parsel sayılı taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğunu, bu nedenle haczedilemeyeceğini bildirerek, takibin kesinleştirilmesi işleminin iptali ile takibin öğrenme tarihinin 24/11/2020 olarak tespitine, zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline, haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....

Bu takdirde alacaklı taraf alacağını İİK.’nun 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlayabiliyorsa, borçlunun şikayeti reddedilir. İcra mahkemesinde yapılan inceleme sırasında, borçlu, borcun sona erdiğine veya ertelendiğine ilişkin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge sunmadıkça takibin durdurulmasına karar verilemez. Somut olayda, alacaklı banka tarafından borçlulara anılan maddede belirtildiği şekilde noter aracılığıyla ihtarname gönderilmiş olup, bu ihtarnamenin borçlulara tebliğ edildiği anlaşıldığından, ipoteğin limit ipoteği olması ve ihtarnameye süresi içinde itiraz edilmesi, borçluya icra emri gönderilmesine engel teşkil etmez. Ancak borçlular tarafından hesap kat ihtarnamesine sekiz günlük yasal süre içerisinde itiraz edildiğinden krediyi kullandıran taraf (alacaklı) alacağını 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlayabiliyorsa, borçluların şikayeti reddedilir....

    Somut olayda, iddianın yukarıda özetlenen içeriği itibariyle; ipotek veren üçüncü kişinin ödeme emri yerine icra emri gönderildiği yolundaki takibin şekline yönelik şikayeti ile borç miktarı ve faize ilişkin itirazı 7 günlük itiraz ve şikayet süresine tâbi olup, icra emri 11.03.2013 tarihinde tebliğ edildiğine göre, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişinin anılan şikayet ve itiraz nedenlerine dayalı olarak 25.03.2013 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun, yasal yedi günlük süre geçirildikten sonra olduğu açıktır. Diğer taraftan, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen ve TMK.'nun 851. ve 881.maddelerinde ifadesini bulan azami had (üst sınır) ipoteğinde borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan taşınmazların ne miktar için teminat oluşturacağı ipotek akit tablosundaki limitle sınırlanabilir. İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde, borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur....

      Bu durumda takibin kesinleşmiş olması koşulu ile haciz sırasında ya da haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebilir (HGK 31.03.2004 tarih ve 2004/12-2002). Somut olayda, 26.03.2007 tarihinde yapılan ihtiyati haciz sırasında borçlunun SSK emekli maaşının tamamının haczine muvafakat ettiği, örnek 7 nolu ödeme emrinin ise bu tarihten sonra 27.03.2007 tarihinde adı geçene tebliğ edildiği ve muvafakat tarihinde henüz kesinleşmiş bir takibin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, ihtiyati haciz sırasındaki kabul takibin kesinleşmesinden önce olduğundan, yukarıdaki gerekçeler karşısında bu muvafakat geçerli değildir. Bu durumda mahkemece şikayetin kabulü ile taleple bağlı kalınarak borçlunun SSK emekli maaşının 1/4'ünün üzerinde kalan kısım üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Ancak, icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde İcra Mahkemesine başvurarak, tebligatın asile gönderildiğinden bahisle, icra emrinin iptal istemi yanında, takibin esası ile ilgili şikayetlerini de ileri sürüldüğünden artık icra emrinin iptalini istemekte hukuki yararının kalmadığının kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece borçlunun ilama aykırı olarak faiz talebinde bulunulduğu yönündeki itirazı incelenerek oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulü ile takibin iptali yönünden hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 08.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Noterliği vasıtası ile gönderilen 02.12.2013 tarihli ihtarname cevabında ise borcun tamamına ve diğer fer'ilerine itiraz edildiği, borçlulara gönderilen icra emrinin usule uygun olduğu, borçlunun şikayeti üzerine mahkemece icra dosyasında bulunan ipotek akit tabloları, hesap kat ihtarnamesi, hesap özeti, kredi sözleşmeleri, borçlunun hesap kat ihtarnamesine itirazı birlikte değerlendirilip gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak sureti ile İİK 68/b kapsamında alacağın ispatlanıp ispatlanmadığının değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olduğundan bahisle bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, talep edilen alacak miktarında fazlalık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Ancak davacı borçluların faiz oranına ilişkin itirazı ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup eksik bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesisi isabetsizdir....

            tarihli müdürlük kararının iptaline dair borçlunun şikayeti, mahkemece kısmen kabul edilerek, araç üzerindeki yakalama şerhi kaldırılarak davacıya teslimi ile takibin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.Taşıt rehni, tescile tabi olduğundan diğer menkul rehinlerinden ayrılarak ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takiple benzer özellikler taşımaktadır....

              Somut olayda, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti üzerine takibin durdurulması, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, İİK'nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli olmadığı gibi takibin kesinleşmemiş olması da haciz işlemi sırasında borçlu tarafından ödenen ve alacaklı tarafından tahsil edilen paranın iadesini gerektirmez. O halde, mahkemece şikayetin yukarıda belirtilen nedenlerle kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Takip dosyası incelendiğinde; 29.11.2009 keşide tarihli çeke dayalı olarak birden fazla borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, örnek 10 ödeme emrinin şikayetçi borçlu ...'...

                  HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2124 KARAR NO : 2023/1197 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/05/2022 NUMARASI : 2021/763 ESAS, 2022/385 KARAR DAVA KONUSU : KAMBİYO ŞİKAYETİ, İMZA VE BORCA İTİRAZ KARAR : İzmir 12....

                  UYAP Entegrasyonu