İcra Müdürlüğünün 2010/5800 esas sayılı takip dosyasının derdest olduğunu, öncesinde Mersin İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatıldığını, icra takibine karşı yetkiye ve borca itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinin davacıya 13.01.2010 tarihinde tebliğ edildiğini, 2010 yılı Haziran ayında dosyanın yetkili Fethiye İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, yetkisizlik itirazına karşı süresinde yetkili İcra Müdürlüğüne dosyanın gönderilmesi talep edilmediğinden takibin açılmamış sayılması gerektiğini, müvekkili şirkete ödeme emri tebliğ edilmediğini ve müvekkili şirketin takibe itiraz etmediğini, takibin durmadığınısavunarak, davanın reddini istemiş; davacının %40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, Mersin 6....
İcra takibine dayanak yapılan senedin teminat olarak verildiği iddiası, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, bu itirazın, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren (5) günlük sürede icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, borçluya örnek (10) nolu ödeme emrinin 25.3.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süre içinde (31.3.2014 günü) icra mahkemesine vermiş olduğu itiraz dilekçesinde teminat olgusunu ileri sürmediği, alacaklının da senetlerin teminat olarak alındığı yönünde bir kabul beyanının bulunmadığı, aksine senetlerin kendisine ait araçla borçlu tarafından yapılan kaza neticesinde oluşan hasarın tazmini için alındığını belirttiği anlaşılmaktadır....
İcra Dairesindeki takibin yeni bir takip olmayıp, yetkisiz yerde başlatılan takibin devamı olduğu,yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı yanında borca da itiraz ettiği, yetkili icra müdürlüğünde borçluya yeniden ödeme emri tebligatı yapılmasının zorunlu olduğu ve borçlunun yeni tebligatı aldığı tarihten itibaren yasal sürede yetkili icra müdürlüğünde de itirazda bulunması gerekeceği, daha önce yetkisiz icra dairesinde yapılan borca itirazın geçerliliğini korumayacağı, davanın dinlenebilirliği açısından geçerli takibe yapılan usulüne uygun bir itiraz bulunması davanın ön koşulu olduğu,dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEBLERİ: Davacı vekili ;Yargıtay 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun süresi içerisinde icra müdürlüğüne başvurarak; borca ve icra dairesinin yetkisine itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının talebi üzerine, icra müdürlüğünce kısmi itirazda bulunulduğu açık şekilde belirtilmediğinden bahisle, icra müdürlüğünce takibin sadece yetki yönünden durdurulmuş sayılmasına ve borca itiraz yönünden takibin devamına karar verildiği, borçlunun, icra müdürlüğü işleminin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
İİKnın ‘yetki ve itirazları’ başlıklı 50.maddesinde “para borcunun icra takibine konulması hususunda HUMKun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takibe yetkili olduğu, yetki itirazının esas hakkındaki itirazla birlikte yapılacağı, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesinin tetkik ve kati surette karara bağlanacağı" düzenlenmiş, 6100 sayılı HMKnın 19/2. maddesinde ise "… Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda davalı icra takibine konu borca ve icra dairesinin yetkisine birlikte itiraz etmiş, ne var ki davalı, icra dairesinin yetkisine itiraz ederken yukarıda anlatılan kanuni düzenlemelere uygun bir şekilde yetkili icra dairesini göstermemiştir. Hal böyle olunca davalının geçerli bir yetki itirazı olmadığından, .......
Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır. Bunlardan birisi İcra İflas Yasasının 68 ve 69.maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemek, diğeri ise aynı yasanın 67.maddesi gereğince mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptalini istemektir. Her iki halde de, gerek genel mahkeme gerek icra mahkemesi takibe yapılan itiraz nedenleri hakkındaki incelemesinde bu nedenler içinde varsa yetki itirazını HUMK.190 ve 225.madde hükümleri dairesinde öncelikle incelemek ve karar vermek zorundadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2022 NUMARASI : 2022/209 ESAS 2022/212 KARAR DAVA KONUSU : Borca itiraz KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu vekili daha önceden İstanbul İcra Dairesinde hakkında icra takibi başlatıldığı halde bu defa mükerrer olarak icra takibine başlandığını ileri sürerek Gaziosmanpaşa 6. İcra Dairenin 2019/77863 Esas sayılı ilamsız icra takibine itiraz ederek takibin iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olup, itirazın yukarıda açıklandığı gibi icra müdürlüğüne yapılması yasal zorunluluktur. (Örn Yargıtay 12....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/3132 sayılı dosyasında yaptıkları icra takibine de itiraz edildiğini belirterek yapılan icra takibine davalının itirazının iptâline karar verilmesini talep etmiş, davalı icra takibindeki itirazında yetkili icra dairesini göstermeksizin yetkiye, borca itiraz ettiğini açıklamış, tebligata rağmen yargılamaya katılmamış, mahkemece ... 4. İcra Müdürlüğü'nün 2013/3132 Esas sayılı dosyasında borçlunun yetki itirazında bulunduğu takibin bu nedenle durdurulmasına karar verildiği alacaklı tarafından yetki itirazının kaldırılması yönünde dava açılmadığı ve takibin kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davacı vekili her ne kadar davalının yetki itirazında bulunamayacağını; 7155 Sayılı Kanun uyarınca takibin------ yapılan icra takibinde gerek borca itiraz gerek yetkiye yapılan itiraz sonucunda, alacaklı bu itirazları hükümden düşürmeden takibe devam edemez; Kanun borca itirazın ve yetkiye itirazın hükümden düşürülmesini ayrı düzenlemiştir. Takip talebinde belirtilen icra dairesinde geçerli olarak devam edecek icra takibinin bulunması için İcra Mahkemesinde yetki itirazının kaldırılması şarttır. Mahkeme yetki itirazını inceleyip, dosya üzerinden kesin karar verir....
İcra mahkemesine yapılan başvuru, bu hali ile, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında olup, aynı Kanun'un 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Borca itirazın incelenmesi yöntemini düzenleyen İİK'nun 169/a maddesi uyarınca ise; ''İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.'' Öte yandan takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir. (HGK'nun 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E, 2013/312 K. sayılı ve yine HGK'nun 20.06.2001 T. ve 2001/12-496 sayılı kararları)....