Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin davalıya maden satıp teslim ettiğini, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir....

    Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine itiraz edilmemesi ve yasal süre içinde ödeme yapılmaması üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, istemin kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi üzerine karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde davalı hakkında ödenmeyen 2009 Nisan-Haziran aylar arası kira bedelinin tahsili için takip yaptığını, ödeme emri davalıya tebliğ edilmesine rağmen takibe itiraz etmediği gibi yasal süresinde de ödemede bulunmadığından kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesini istemiştir. Davalı ise kira bedelini ödediğini davanın reddini savunmuştur. Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 05.12.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

      Davalı vekili, müvekkilinin 3.520,00 TL faiz alacağı yönünden takibe itiraz ettiğini, itiraz edilmeyen 2.100,00 TL anapara yönünden takibe devam edildiğini ve müvekkilinin itiraz edilmeyen 2.100.00 TL ana para borcunu ve borç masraflarını ödediğini, ödenen miktarın anaparaya değil gecikme faizlerine mahsup edildiğini, ödenen miktarın, gecikme faizinden düşülmesinin doğru olmadığını, kooperatifçe gecikme faizlerine yapılan itirazın iptali için yasal 1 yıllık süre içerisinde mahkemeye başvurulmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan 2.100,00 TL asıl alacak ve 500,00 TL faiz alacağı bulunduğunun bilirkişi raporu kapsamı ile sabit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Dava, kira alacağının tahsili için girişilen takibe vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, 01.09.2014 başlangıç tarihli adi yazılı kira sözleşmesine istinaden başlattığı icra takibi ile 42.823,66-TL 2014 yılı Eylül ve Ekim ayları kirası ile aidat borçlarının tahsilini talep etmiş, davalı borçlular takibe itiraz dilekçelerinde; “taşınmazın kullanıma hazır olarak teslim edilmediğini, sözleşmenin hayata geçmediğini, sözleşmeyi açıkça reddettiklerini, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini’’ beyan etmişlerdir. Davalı borçlular itirazlarında, icra takibinde dayanılan sözleşme altındaki imzalarını açık ve kesin olarak reddetmemişler ve kira bedeline karşı çıkmamışlardır. Davalı borçluların bu şekildeki itirazları borca itiraz niteliğindedir....

          Somut olayda, takibe konu çekteki imzaya itiraz eden borçlunun lehtar-ciranta ... Ltd.Şti., alacaklının ise çeki, imzaya itiraz eden lehtar-ciranta ... Ltd.Şti.’den ciro yolu ile alan yetkili hamil ... Bankası A.Ş. olduğu görülmektedir. Lehtar-cirantanın imzaya itirazı üzerine yapılan inceleme sonunda imzanın borçluya ait olmadığı tespit edilmiştir. Takip alacaklısı, muteriz lehtar-ciranta ile doğrudan ilişki içerisinde olduğundan imzanın itiraz eden borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bu durumda ciranta olan alacaklının ağır kusurlu olduğundan bahsedilir. Mahkemece, yukarıda belirtilen yasa maddesi uyarınca borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, yasal koşullar oluşmadığından bahisle tazminata hükmedilmemesi isabetsizdir....

            Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, 15.08.2008 tarihli sözlü kira sözleşmesine dayalı olarak 30.10.2014 tarihinde kiracı hakkında başlatmış olduğu icra takibi ile, aylık 220, 242, 266, 292, 321 ve 353 TL’den 15.10.2009 – 15.10.2014 tarihleri arasındaki (5 yıl) 16.578,00 TL kira alacağının işlemiş faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı borçlu 14.11.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile, alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını, kiralarını banka şubesine yatırdığını bildirerek borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Yani davalı borçlu takibe karşı itirazında, davacı alacaklı ile aralarındaki kira ilişkisine ve borç miktarına karşı çıkmamış, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz etmiştir. İ.İ.K.'...

              İİK'nun 62/.... maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü ile, İİK'nun 66/.... maddesinde; “Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul ettiği miktar için devam olunur” hükmü yer almaktadır. ... .... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/214-526 sayılı ilamında, ödeme emri tebliğ tarihinin ....02.2014 olarak düzeltilmesine karar verildiği, borçlunun, borca itirazının ise, 27.02.2014 tarihinde icra müdürlüğüne yapıldığı görülmüştür....

                Dava; takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, girişilen takibe karşı davalı tarafça borç ve fer'ilerinin yanında yetkiye de itiraz edildiği, ancak yetkili icra dairesinin gösterilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, İcra ve İflas Kanunu'nun 50. maddesi yollaması ile somut olayda uygulanması gereken ve itiraz tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HMUK'nın 23. maddesince uygun bir yetki itirazından söz etmek mümkün değildir. Açıklanan hususlar karşısında, İİK'nın 50. maddesi gereğince icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz bir karara bağlandıktan sonra, tarafların delil ve belgeleri toplanıp, oluşacak sonuca göre uyuşmazlığın esası yönünden karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

                  Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine girişildiğini, davacı yan tarafından başlatılan haksız ve hukuka aykırı takibe karşı müvekkili tarafından süresi içerisinde itiraz edildiğini, müvekkili şirketin davacı yana takibe konu edilen alacağa ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı yanın her ne kadar 124.187,97 TL....

                    Başsavcılığının 2016/12478 iddia numaralı evrakına dayalı olarak genel haciz yolu ile takip başlattığı, davalı borçluların takibe itiraz ettiği, alacaklı davacının 08/07/2017 tarihinde takipten vazgeçme dilekçesi verip feragat harcını yatırdığı, takip dayanağı belgelerin İİK.nın 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklıya genel haciz yolu ile takip yapma imkanı tanıyan, borç ikrarını içeren belge niteliğinde bulunmadığı, borçluların takibe dayanak gösterilen takibe de itiraz ettiği, borcu kabul etmediği, bu durumda hukuki ilişkinin kabul edildiğinden bahsedilemeyeceği, dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı anlaşıldığından davacı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353- (1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dosya kapsamına, toplanan delillere, Ankara 16....

                    UYAP Entegrasyonu