Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK. nun 62/4 maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır." hükmü yer almakta olup, bu hükme göre borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Alacaklının genel haciz yolu ile yaptığı takipte, borçlu takipte hesap edilerek belirtilen tutar kadar alacaklıya borcu bulunmadığını, zira talep edilen tutar içinde ödenen meblağlar ile kiraya verene kiraya mahsuben verilen mallar da olduğunu bildirmiştir. Davalı borçlunun takibe itiraz dilekçesi içeriği dikkate alındığında takibe itirazı kısmi itiraz niteliğinde olup borçlu tarafından itiraza uğrayan miktar bildirilmemiştir. Dilekçede borcun tamamına itiraz edildiğine ilişkin beyan da bulunmayıp itiraz dilekçesi ekinde de itiraza uğrayan kısmın belirlenmesine yarar belge sunulmamıştır....

- K A R A R - Davacı vekili, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını tahsil için giriştikleri icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun 7 günlük yasal süreden sonra itiraz ettiği, takibin kesinleştiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlu ...’nun icra mahkemesine açtığı dava sonucunda borçluya yapılan ödeme emri tebliğatının usulsüzlüğünün tesbitine, davacı borçlunun usulsüz tebliğata 7.12.2004 tarihinde muttali olduğuna karar verilmiştir. Davalı borçlu takibe 14.12.2004 tarihinde itiraz etmiştir....

    Bu durumda, takip alacaklısının zamanaşımı süresi içinde, takibe konu bono fotokopisini icra dairesine sunmak suretiyle icra takibine girişmesi gerekir. O halde mahkemece, takibe konu senedin vade tarihi olan 10.08.2010 tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra takibe başlanıldığından takibe konu senedin zamanaşımına uğraması nedeniyle, itiraz eden borçlu ... yönünden, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut durumda borçlunun takibe itiraz dilekçesindeki yaklaşık 4- 5 ay kira ödemediği kabulü ile alacaklıya bu miktarda borcu olmadığı yönündeki beyanı dikkate alındığında takibe kısmen itiraz edildiği, ancak itiraz edilen kısmın cihet ve miktarının gösterilmediği, itiraz dilekçesi içeriği dikkate alındığında da belirlenebilir olmadığı açıktır. Bu durumda kısmen itiraza uğrayan cihet ve miktar gösterilmediğinden takibe itiraz edilmemiş olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda da davacının itirazın kaldırılması yönündeki talebinin konusu ve bu talepte davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. Davalının istinaf talebinin bu yönden kabulü gerekmiştir. Diğer taraftan yapılan yargılamada ve istinaf dilekçesi ekinde davalı takibe konu kiraların ödendiğine dair yazılı delil ibraz edememiş olup takip dosyası içeriği ile de yasal sürede takip dosyasına yapılan ödeme olmadığı sabit olup davalı temerrüde düştüğünden mahkemece davalının tahliyesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

      bulunmadığı, yine gayrinakdi kredilerden kaynaklanan döviz alacaklarının da, döviz cinsinden takibe konu edilmesinde hukuka aykırı bir yan bulunmadığı, takibe konu borca süresinde usulüne uygun şekilde itiraz edilmediğinden artık takibe konu alacakların ipotek sözleşmesi kapsamına sokulamayacağı yönündeki iddianın da dinlenme olanağı bulunmadığı, İcra Müdürlüğünün 16/12/2021 tarihli kararı ile konkordato mühlet kararı kapsamında zaten satış işlemlerinin durdurulduğu, bu yönden de bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, davacının tüm itiraz ve şikayetlerinin reddine, şartları bulunmadığından taraflar aleyhine tazminat takdirine yer olmadığına'' karar verildiği görülmüştür....

      icra takibine itiraz dilekçesindeki; “alacaklı tarafa takibe konu kira sözleşmesinden kaynaklı herhangi bir borcu bulunmamaktadır....

      KARAR Davacı, davalı ile birlikte dava dışı kişinin çekmiş olduğu krediye kefil olduğunu, asıl borçlunun borcu ödememesi üzerine asıl borçlu ile kendisi ve davalı hakkında başlatılan icra takibi neticesinde 15.102,00 TL'yi icra dosyasına yatırarak borcu infaz ettiğini, bu takibe davalının itiraz ettiğini ve davalı hakkında itirazın iptali davası açıldığını, davalının kefil olması sebebi ile ödediği 15.102,00 TL'nin yarısından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek başlattığı takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, icra takibine itiraz ettiğini, borcu olmadığı savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2014/65 esas sayılı dosyada takibe konu 26/01/2009 tarihli kredi sözleşmesi nedeniyle ödenen 28.560,20 TL’nin istirdatına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği ileri sürülerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılması talep edilmiştir. Mahkemece, ileri sürülen itiraz sebeplerinin İ.İ.K’nun 265. maddesinde belirtilen itiraz sebeplerinden olmadığı, .... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde verilen ve kesinleşen istirdat kararına konu sözleşmeden farklı olarak banka kredi sözleşmesi ve kat ihtarı sunulduğu İ.İ.K’nun 257. maddesi gereğince noter ihtarnamesinde belirtilen bedel kadar kısım için ihtiyati haczin kabulüne karar verildiği, BK’nun 144. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı, duruşmada verilen ibranamenin imzasız olup alacaklı vekili tarafından da kabul edilmediği gerekçesiyle ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verilmiş, karar itiraz eden vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Ödeme emrinin davalıya tebliği üzerine davalı 12.05.2017 tarihli takibe itiraz dilekçesinde, alacaklıya borcu olmadığını ileri sürerek borca, kira sözleşmesine, kira bedellerine, alacak ve tahliye talebine itiraz ettiklerini taşınmazı ........ 2016 tarihinde tahliye ettiklerini bildirmiştir. Davalı borçlu her ne kadar takibe itirazında kira bedellerine itiraz ettiğini bildirmiş ise de, kira miktarının ne kadar olduğunu göstermemiştir. İİK'nin 269/2. maddesi gereğince borçlu kiracı kira sözleşmesini açık ve kesin olarak reddetmediğinden kira akdini kabul etmiş sayılır. Kira sözleşmesini reddetmeyen borçlu kiracı İİK'nin 62. maddesi gereğince itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını itiraz dilekçesinde açıkça göstermediğinden takip talepnamesinde belirtilen kira miktarı da kesinleşmiştir. Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır....

            Mahkememiz yetkisine itiraz edilmemiştir. Uyuşmazlığın; hukuki yarar, davacıların borçlu olup olmadığının tespiti ile icra takibinin iptalinin mümkün olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin olduğu tespit edildi. DELİLLER: Ankara ... Müdürlüğünün 2020/5473 Esas sayılı icra dosyası dosyamız arasına kazandırılmış, alacaklısının davalı ... Gıda .... AŞ, borçlularının dava dışı ... Kafe .... Ltd. Şti ile davacılar ... ve ... olduğu, alacaklı tarafından 13/07/2020 tarihinde başlatılan icra takibi ile davaya konu menfi tespiti talep edilen faturalardan kaynaklı toplam 12.619,51 TL alacağın talep edildiği, ödeme emrinin davacılara tebliği sağlanamadan önce, davacı borçlular vekilinin 13/07/2020 ve 11/08/2020 tarihlerinde, borca itiraz ederek ödeme emrine, borca ve fer'ilerine itiraz etmesi üzerine, takibin davacılar yönünden durmasına dair karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili tarafından, takibe konu fatura suretleri delil olarak dosyaya sunulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu