Davalı banka vekili, davacı tarafından imzalanan sözleşmeler ve aynı tarihli alınan taahhütname, talimat ve temlikname ile borcun ödenmemesi halinde mevduat ve hesapları üzerinde bloke, hapis, mahsup ve takas yetkisi verildiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince "... davacının bankadan kredi kullanırken ve aynı tarihte verdiği taahhütname ile kredi taksitlerinin maaş hesabından alınması konusunda takas, virman ve mahsup yetkisini davalı bankaya verdiği, bankanın da bu güvenceye dayanarak davacıya kredi kullandırdığı, takas, virman ve mahsup yetkisinin haksız şart olarak değerlendirilemeyeceği, tüketicinin haklı bir sebep olmadan sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih edemeyeceği ve ifası yapılmış bedellerin iadesini isteyemeceği..." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf talebi ......
Davalının bu savunması takas mahsup niteliğindedir. Takas ve mahsup istemi karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi (HUMK. md. 204 ve HMK 132) sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 118. maddesi uyarınca def'i yoluyla da ileri sürülebilir. Mahsup talebi ise yargılama devam ettiği sürece karşı tarafın onayı gerekmeden ileri sürülebilir. Bu bakımdan davalı yanın takas mahsup talebi konusunda herhangi bir inceleme, araştırma yapılmaksızın sonuca gidilmesi isabetli olmamış, bozma nedeni sayılmıştır. Diğer yandan dava konusu itibariyle yargılamayı gerektirir özellik arzetmekte olup likit değildir. Davalı takibe itirazında haklıdır. Davacı yararına icra inkâr giderimi takdiri için gerekli yasal koşullar oluşmamıştır. İcra inkâr giderimi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması da doğru olmamıştır. Tüm bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir....
Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir. MAHSUP KURUMUNUN İNCELENMESİ; I. Normatif Dayanak Uyuşmazlığın normatif dayanağı Borçlar Kanununun 84–86 maddeleridir. Borçlar Kanununun 84 üncü maddesinde “Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise kısmen icra eylediği tediyeyi resülmale mahsup edebilir....
Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir. Somut olayda, davalı vekili davacının şirket hesabından 13.09.2007 tarihinde çektiği 8.208,00 TL ‘nin neden çekildiği ve kim hesabına ödendiği bilinmediğinden bu paranın davacının alacağı ile takas ve mahsubunu talep etmiştir. Mahkemece davalının bu talebi üzerinde durulmaması, olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmaması hatalı olmuştur. 3- Ayrıca, ıslah dilekçesinin davalılara tebliğ edildiğine dair tebligat parçasına dosya içinde rastlanmamıştır....
tahsil harcının dikkate alınmasında isabetsizlik bulunmadığını, sonradan sunulan dilekçe ile asıl borçlu takas mahsup talebinde bulunmuş ise de şikayet dilekçesinde böyle bir talebi olmamakla birlikte takas mahsup süreye bağlı olmaksızın her zaman ileri sürülebileceğini, dosyada takas mahsuba konu edilmek istenen mahkemece hükmedilen vekalet ücreti olmadığı gibi vekalet ücretinin alacaklısı bu alacağını takas mahsuba konu etmiş olduğundan mahkemece, karara esas alınan bilirkişi raporunda takas mahsuba konu edilmek istenen icra vekalet ücreti alacakları dahil edilmeksizin hesaplama yapılmış olmasının hatalı olduğunu asıl dosyada şikayetçi şirketin bu yöndeki istinaf nedeninin kabulünün gerekeceği gerekçeleriyle tarafların takas-mahsuba ilişkin talepleri gereğince yargılama sırasında tarafların bilirkişi raporuna beyanları ve istinaf nedeni yapılan hususlar da dikkate alınarak takip dosyalarında hesaplamanın gereği olarak, Ankara 4....
Davalı işveren ise davacı imzası olan personel acil para yardımı talep formu ve geri ödeme planı, para yardımı yazısını, banka kayıtlarını delil olarak bildirerek; cevap dilekçesinde davacının şirketten para yardımı talebinde bulunması üzerine kendisine 5.460,00 TL ödeme yapıldığını, ödeme planı uyarınca davacı işçinin bu aldığı paranın bir kısmını ödediği ve bir kısmını ise ödemediği bu nedenle şirkete 2.342,61 TL geri ödenmeyen kısmın takas ve mahsup edilmesini talep etmiştir. Mahkemece yukarıda belirtilen para yardımına ilişkin evrakların celp edilerek; davacının aldığı ve geri ödenmeyen para yardımı olup olmadığı değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre davalının takas mahsup talebininin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile takas mahsup talebi değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde,takip konusu kira paralarının ödendiğini savunmuş,yargılama aşamasında ise fazla ödemeleri bulunduğunu belirterek takas-mahsup definde bulunmuştur. Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalılar vekili,yargılama sırasında davacı tarafça ... 3.İcra Müdürlüğünün 2011/.... Esas sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibi üzerine dosya kapak hesabına göre borç 165.424,73 TL iken davalıların 225.150 TL ödeme yaptıklarını,davacıya fazladan yapılan ödeme miktarının iş bu davada takas-mahsup yapılmasını talep etmiştir. Her ne kadar takas-mahsup talebi defi olarak cevap dilekçesi ile süresinde ileri sürülmemiş ise de,davacı tarafın savunmayı genişletmeye muvafakati olmadığına ilişkin açık bir beyanı bulunmaması karşısında davacının zımni muvafakatinin bulunduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle mahkemece,davalılar vekilinin takas-mahsup savunması üzerinde durulması,takasa konu ... 3.İcra Müdürlüğünün 2011/.......
Davalı, satışa konu malı dava dışı kişiye düşük bedelle satmak zorunda kaldığını belirterek bu şekilde oluşan 57.500 Euro zararının BK'nun 212. maddesi (TBK'nun 236. mad) gereğince ve takas mahsup yolu ile davacı alacağından indirilmesini istemektedir. Mahkemece davalının takas mahsup talebi kabul edilerek davanın konusuz kaldığına karar verilmiş ise de bu doğru olmamıştır. Zira her dava açıldığı tarih itibariyle mevcut hukuki şartlara göre değerlendirilir. 2)Davalı satışa konu malı dava dışı 3.kişiye dava tarihinden sonra satmış olması nedeniyle oluşan zararını davacının alacağından takas mahsup talebinde bulunmasına usulen imkan yoktur. Davalının bu zararı ayrı bir dava konusudur....
Davacı T1 vekili dava dilekçesinde, müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretlerini de kapsar şekilde takas mahsup talebinde bulunduğundan hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının vekalet ücreti alacaklarının hesaplamaya dahil edilmesi doğru olmuştur. Davalı ise, vekalet ücreti alacağının takas mahsup işlemine konu edilmesini istemediğinden davalının vekalet ücreti alacağının hesaplamaya dahil edilmemesi doğru olmuştur. Davalı vekili tarafından, bilirkişi tarafından yapılan hesap işlemlerinde hata edildiğine yönelik istinaf sebebi de belirtilmediğinden takas mahsup şartlarına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir....
Henüz vadesi gelmeyen senetler yönünden ise her ne kadar mahkemece "Davacıların takas mahsup talebine aykırı olarak bankaların yapmış olduğu mahsuplar sebebiyle bedel iadesi talebi bakımından maddi hukuka ilişkin bu şekilde tedbiren davacılara iadesine karar verilemeyeceğinden uyuşmazlığın ayrı bir yargılamayı gerektirmesi sebebiyle davacıların görevli ve yetkili mahkemede bu hususta ayrı bir dava açmakta muhtariyetine" karar verilmiş ise de, bu karar hatalıdır. Zira bu nevi bedellerin bankalar tarafindan kendi alacaklarına mahsup, takas edilmemesi, İİK'nın 294.maddesi gereği olup, mahkemece bu hususta tensiple tedbir kararı verildiği de anlaşılmakla, şayet bankalar tarafından bu tedbirin aksi yönde işlem yapılmış ise, bedelin iadesi gerektiği açıktır....