Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir. HMK'nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş, meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir....

Mahkemece tedbir talebinin değerlendirildiği aşamada, ihtiyati tedbir kararı için yaklaşık ispatın sağlanamadığına ilişkin gerekçesi usul ve yasaya uygundur. Pay devrinin iptali talebinde, yaklaşık ispat koşulu sağlanmadan doğrudan ihtiyati tedbir verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf nedeni yerinde olmadığı gibi, delillerin toplanmasından sonra talep halinde ihtiyati tedbir talebinin yeniden her zaman mahkemece değerlendirilebileceği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin 16.11.2022 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir....

Mahkemece yargılama sonucunda davacının icra dosyası nedeniyle borçlu olup olmadığının tespitine karar verilecek olup, dava konusu taşınmazın tahliye edilmesi halinde, telafisi güç zararların ortaya çıkabileceği anlaşıldığından, mahkemece tedbir talebinin reddi kararının verilmesi yerinde olmayıp Erdemli İcra Müdürlüğü'nün 2020/1241 E. sayılı takip dosyasındaki alacak miktarının % 20'si tutarında teminat olarak yatırıldığı takdirde, Erdemli İcra Mahkemesi'nin 2020/156 E. 2021/100 K. sayılı ilamı ile verilen tahliye kararının icrasının ve icra dosyasına girecek paranın alacaklıya ödenmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmakla ; Davacı vekilinin ihtiyati tedbirin reddi kararına yönelik itirazının kabulüne, HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince mahkemenin 10/06/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığında kabulü gerektiğine...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye taahhütnamesinin iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye taahhütnamesinin iptali davasına dair karar, davacılar tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak, davanın mahiyeti itibari ile duruşmaya tabi olmadığından duruşma talebinin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Sayılı dosyasıyla açılan davada işbu feshin haksız olduğunun tespiti ile iptali talep edildiğini, müvekkili adına dava ile birlikte talep etmiş oldukları ihtiyati tedbir kararı önce reddedildiğini, 05/07/2022 tarihindeT3'nden müvekkile yazılan yazı ile adresin 28/07/2022 tarihine kadar boşaltılması gerektiğinin bildirildiğini, bu durumda yeni bir delil ve gelişme oraya çıkmakla yeniden tedbir talebinde bulunma hak ve zarureti ile taraflarca değişen durumu sebebiyle yapılan başvuruya binaen 20/07/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir kararı verdiğini, müvekkilinin tahliye edilmesi halinde hakkına kavuşmasının önemli ölçüde zorlaşacağı ve hatta imkansız hale geleceğini, dava açıldığı sırada henüzT3 tarafından tahliye işlemi başlatılmamış olduğunu, tahliye işlemi için süre verilmiş olmasının yeni bir durum oluşturduğunu, dolayısıyla yeni tedbir talebinde bulunulmasının usul ve yasa gereği olduğunu, mahkemece aksi halde telafisi imkansız durumlar ortaya çıkacağı gözetilerek ve ceza dosyası...

    HMK'nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş, meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir....

    Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun'un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir....

    Davalı Borçlar Kanunu’nun 31. maddesinde öngörülen yasal hakkını kullanmayıp taahhütnamenin iptali yönünden bir talepte bulunmadığına göre düzenleme tarihi olmadan imzalanan tahliye taahhütnamesinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Diğer yandan teklif edilen yemini eda eden davacı, davalıyı tanımadığını, tahliye taahhütnamesinin daha sonra eline geldiğini, ne zaman imzalandığını bilmediğini, tahliyetaahhütnamesinin yanında imzalanmadığını, baskı altında imzalatılmasının da söz konusu olmadığını belirtmiştir. Bu yemin davacı aleyhine sonuç doğuramayacağı gibi davalı düzenleme tarihi olmayan taahhütnameyi imzalamakla davacıya istediği şekilde doldurma yetkisini de vermiş sayılır. Mahkemenin davacının yemin eda etmesinden sonra kendiliğinden davalıya da yemin yöneltmesi hukuki sonuç doğurmaz....

      a sattığını, müvekkillinin bu satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti için açtığı birleşen davada ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ihtiyati tedbir kararı infaz edilmeden 19.10.2010 tarihinde bu sefer davalı ...'ın noterde diğer davalı...'a hisseleri sattığını, yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, davalıların iyi niyetle iktisaplarının söz konusu olmadığını ileri sürerek, 19.10.2010 tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine, kararın şirket pay defterine kaydına ve ... Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada da, aynı nedenleri ileri sürerek, davalılar ... ve ... arasında yapılan 01.10.2010 tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine, kararın şirket pay defterine kaydına ve ... Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri ayrı ayrı, asıl ve birleşen davanın reddini etmiştir....

        Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. 3- Davalı vekilinin tedbir kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince; 2886 Sayılı Devlet İhale Kanun'unun 75.maddesi uyarınca davalı kiraya veren taşınmazın bulunduğu yerin mülki amirliğinden kiralanan yerin tahliyesini isteyebileceğinden, idarenin tasarruf hakkını kısıtlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün bulunmadığı gibi, davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi HMK’nun 394/5.maddesine aykırılık oluşturur. Mahkemece, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, hüküm kesinleşinceye kadar tedbir kararının devamına karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....

          UYAP Entegrasyonu