Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi 2021/674 Esas sayılı dosyasında davalı tarafından taşınmazın tahliyesi istemli dava açıldığını, taşınmazdan tahliyesine ilişkin TBK md 315 nedeniyle tahliye baskısı altında kalacağını bu nedenle de davanın semeresiz kalacağının izahtan vareste olduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını bildirerek, müvekkilinin icra ve tahliye baskısı altında kalmasının böylelikle iflas etmesinin ve tahliye edilmesinin engellenebilmesi, özellikle Yargıtay 3....

Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise; ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. İİK 72/2.maddesinin açık hükmü gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilemeyecek olmakla mevcut delil durumuna göre bu aşamada mahkemenin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar vermesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Davalının mal kaçırmasını önlemek amacıyla sahip olduğu taşınır ve taşınmaz tüm mallara ayrıca tüm bankalarda bulunan tüm hesapları üzerine alacaklarına/hak edişlerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK 389/1 maddesinde, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmüne yer verilmiştir. Tedbir talebinin, HMK 389. maddesindeki şartları taşımadığı tedbir talebinin uyuşmazlık konusuna ilişkin olmadığı anlaşıldığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. -Davacının ihtiyati tedbir talebinin dava konusu uyuşmazlık konusuna ilişkin olmadığından REDDİNE, *** ..." şeklinde karar verilmiştir....

    İhtiyati tedbir müessesesinin geçici hukuki koruma fonksiyonu dikkate alındığında, dava sonucunda elde edilecek menfaatin, davayı esastan çözecek ve ihtiyati tedbir kararı ile elde edilmesi sonucunu doğuracak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesine yasal olanak bulunmadığı açıktır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E- 2013/1264,K-2013/19225, 05/12/2013T. "...Eldeki davada davacının, davaya konu ettiği yayının kişilik haklarını ihlal ettiği iddiasıyla, kişilik haklarına yönelik ihlalinin durdurulmasını, önlenmesini ve men'ini talep etmiş olmasına göre, nihai kararın sonucunu doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olması doğru değildir..." Bu nedenlerle tahliye isteminin haklı ve yerinde olup olmadığı konusunda muarazanın giderilmesi talebi ile açılan davada, mahkemece uyuşmazlığı esastan halledecek mahiyetteki ihtiyati tedbir yolu ile tahliye işlemlerinin durdurulması talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    MAHKEMESİ Dava, kiracılık sıfatının tespiti ve muarazanın önlenmesi talebine yönelik olup tahliye işlemlerinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin mahkemece verilen ara kararın davacı tarafından temyiz edilmiş olmasına göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, ....01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Gazipaşa Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2023/92 Esas sayılı 16/02/2023 tarihli ara kararın 1 nolu ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik ara kararının HMK'nın 353/1- b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi ile ilgili olarak; a.Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davacı yönünden başlatılan/başlatılacak tahliye ve tasfiye işlemlerinin teminatsız olarak, dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren DURDURULMASINA, b....

      Aile Mahkemesinin 2021/586 Esas sayılı dosyası ile boşanma davasının devam ettiğini, boşanma davası süresince taşınmazın kullanımının müvekkilinde olduğunu ve taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını, dava dışı eş tarafından tamamen müvekkiline zarar verme kastı ile tahliye taahhütnamesinin akdedildiğini, davalı ile dava dışı tahliye taahhütnamesini veren eşin samimi arkadaş olduğunu, her iki tarafın da sadece müvekkilini mağdur etmek için muvazaalı şekilde hareket ettiğini, tahliye taahhütnamesinin geçersiz olduğunu, bildirimde bulunduğu tarihte evin zaten mahkeme kararı ile müvekkiline tahsis edildiğini, kiralayan davalı ile eşin imzaladığı 3 yıllık kira sözleşmesinin 01/12/2022 tarihinde sona ereceğini, İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/1083 Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin taşınmazda kiracılık sıfatının tespiti talepli dava açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....

      Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tahliye taahhütnamesinin ne zaman verildiğinin büyük önem arz ettiğini, kira sözleşmesinin yapıldığı sırada veya sözleşmenin yapılmasından önce verilmiş olan taahhütnamenin geçerli olmayacağını, iş yeri ihtiyacında olan kiracının kiraya verenin baskısı altında özgür idaresini kullanmadan tahliye taahhüdü vermiş olduğunu, iş yeri veya konut tahliye taahhütnamesinin kiralananın tesliminden sonra yapılmasının gerektiğini, tahliye taahhütnamesini geçersiz kılan nedenlerin söz konusu olduğunu, bu şartların birisinin bile yokluğu veya hatalı gerçekleştirilmesi halinde taahhütnamesinin geçersiz olacağını ve kiraya verinin bu imkandan faydalanamayacağını, irade sakatlığı sonucu verilen tahliye taahhütnamelerinin geçersiz olduğunu, güncel Yargıtay içtihatları doğrultusunda kira sözleşmesinden önce imzalanan tahliye taahhütnamesinin irade sakatlığı altında imzalandığına şüphenin bulunmadığını...

      Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir. Öte yandan 6100 sayılı HMK'nun 391. maddesinin madde gerekçesinde de açıklandığı üzere mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemez. Aksi halde geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir davanın yerine ikame edilmiş olur....

      Dava dilekçesi ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Derdest işbu davanın, yüklenici davacı şirket ile iş sahibi davalı belediye başkanlığı arasında imzalanmış olan 16/06/2021 tarihli "paleontoloji ve fosil müzesi yapım işi" ne ilişkin eser (istisna) sözleşmesinden kaynaklı, sözleşmenin feshi kararının geçersizliğinin tespiti, fesih işleminin iptali, haksız olarak güncellenen teminat bedelinin ve sözleşmeye konu teminatların iadesi taleplerine ilişkin olduğu, davacı yüklenici şirket tarafından dava dilekçesiyle, haksız olarak güncellenen ve ödenmiş olan 870.000TL nakti teminatın irat kaydedilmesi sonrasında güncellenen teminat bedelinin tahsilini engeller nitelikte öncelikle teminatsız, şayet mahkeme aksi kanaatte ise makul bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesinin istendiği, mahkemece işbu ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 15/03/2023 tarihli ara karar verildiği, davacı vekilinin işbu ara kararını istinaf ettiğinden dosyanın dairemize gönderildiği...

      UYAP Entegrasyonu