WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden malik olduğu 40 ada, 23 parsel sayılı taşınmaza, komşu 40 ada, 46 parsel sayılı taşınmaz maliki olan davalının, taşınmazı üzerinde bulunan binada yer alan zemin kat, 2, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerde yaptığı tadilatlar sırasında, yapıların taşınmazına taşkın hale geldiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve taşkın bölümlerin yıkımına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya konu binayı 30 sene evvel, ruhsata ve projeye uygun yaptığını, iyiniyetli olduğunu belirterek temliken tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davacıların kayden paydaş oldukları çaplı taşınmaza davalının haklı ve geçerli neden olmaksızın elattığının keşfen sabit olduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, davalının temliken tescil talebinin ise reddine karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....

    Davacı, kayden maliki bulunduğu 1657 parsel sayılı taşınmaza davalıların duvar çekmek ve taşkın inşaat yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemiştir. Davalılar, taşkınlığın iradeleri dışında idari bir işlem sonucu meydana geldiğini, kendilerine atfedilecek bir kusurdan söz edilemeyeceğini, yıkımın fahiş zarar doğuracağını, iyiniyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunup, ayrıca savunma yoluyla temliken tescil istemişlerdir. Mahkemece, müdahalenin keşfen saptandığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, fahiş zarar doğuracağı gerekçesiyle taşkın bina ve duvarın yıkılması isteğinin reddine karar verilmiştir....

      Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2-Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım, Temliken Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın asıl davanın kabulüne karşı davanı reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili, vekil edenine ait 102 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar üzerine davalının yaklaşık 1991 yılında, zemin katı garaj ve kömürlük, 1. katı düğün salonu ve lojman olarak kullanılan toplam 501 m2 (85 m2’si 1 parselde 416 m2’si 2 parselde olan) 2 katlı bina yaptığını belirterek, davalının elatmasının önlenmesine ve yapının kâl’ine karar verilmesini talep etmiştir. Karşı davada davacı/asıl davada davalı vekili, vekil edeninin yapıyı iyiniyetle yaptığını belirterek yapının temliken vekil edeni adına tescilini talep etmiştir....

          Vekil edeninin Türk Medeni Kanunu anlamında iyiniyetli olduğunu ve TMK’nın 725/2 nci maddesi gereği taşınmazın ilgili bölümünün tescil koşullarının oluştuğunu, 3. Taşkın yapının yapıldığı dönemde müvekkiline ait arazinin ve komşu arazisinin çaplı krokisi çıkarılmamış olup vekil edenin araziyi satın aldığı ve kullandığı dönemde iyiniyet koşuluğunu sağladığını, 4. İlk derece mahkemesinin iyiniyet bulunmadığına yönelik sonucunun hatalı olduğunu, 5. Temliken tescil taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken bu istemlerinin değerlendirmeye konu edilmediğini, 6. Müvekkili tarafından yaptırılmayan aradaki duvarın yine müvekkilince yıktırılmasına karar verilmesi ve masraflarının vekil edenine yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.02.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal karşı dava temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 18.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, elatmanın önlenmesi ve kal, karşı dava TMK’nın 725. maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve kal talebinin reddine, temliken tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir....

              Davacının yıkım isteği de olduğundan açılan temliken tescil davası sonucunun eldeki davayı etkiliyeceği açıktır. Hâl böyle olunca açılan temliken tescil davasının, eldeki dava yönünden bekletici sorun kabul edilmesi, ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş olup, talebin kabul edilmemesi halinde taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının uygun bir bedel karşılığında TMK’nin 725. maddesi gereğince müvekkiline devrine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının çaplı taşınmaza müdahale ettiği gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, davalının davacıya ait 1507 parsele vaki 30/05/2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile belirtilen yere müdahalesinin men’ine ve söz konusu müdahale içerisinde kalan inşaatın kal’ine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkin olup, davalı savunma yoluyla temliken tescil isteminde bulunmuştur. Somut olayda davalı vekilinin maktu harç yatırmadan savunma yolu ile temliken tescil talebinde bulunduğu anlaşıldığına göre, öncelikle başvuru harcının ikmal edilmesi gerekmektedir....

                  Türk Medeni Kanununun 725.maddesi ile bu kurala ayrıcalık getirilmiş, şayet yasanın öngördüğü koşullar oluşmuşsa taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimseye uygun bir bedel karşılığında taşan kısmın bulunduğu arazi parçasının devrini veya taşan kısım için irtifak hakkı kurulmasını isteme yetkisi tanınmıştır. Gerçekten, taşkın inşaatta taşkın ... ile komşu taşınmaz fiilen birleşmekte, ekonomik bir bütünlük oluşmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği, taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....

                    Bunun yanında, taşkın yapı sahibinin taşkın yapıyı yaptığı sırada taşınmazın kendine ait olduğu veya ileride tarafına devredileceği düşüncesiyle bina yapması gerekir. Yapılan bu binanın da imar planına aykırı biçimde bulunmaması gerekir. Somut uyuşmazlıkta TMK’nun 725. maddesi gereğince temliken tescil koşulları gerçekleşmediğinden davacıların tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar vermesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacıların ikinci kademedeki irtifak hakkı kurulması istemi hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan 03.12.2012 tarihli fen bilirkişi raporunun eki krokide belirtilen davalılara ait 19 sayılı parselin (A) ve (D) ile işaretli bölümlerinden davacılara ait 33 sayılı parsel yararına irtifak hakkı kurulmuştur. Yine aynı raporda, (A) ile işaretli bölümün boş olduğu, herhangi bir yapı bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, bu bölüm ile ilgili istemin reddi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu