Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 724 ada 6 parsel sayılı taşınmazı komşu 5 parsel maliki davalıların taşkın yapılanmak suretiyle işgal ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve taşkın binanın yıkımına karar verilmesini istemiştir....

    Bu şekli ile somut olayda; dava konusu İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, Boğazköy mahallesi, 4877 ada, 19 parsel sayılı taşınmazın 39/146 payının Hüseyin Aktürk, 107/146 payının ise davacı T1 adına imar uygulaması ile 16/01/2014 tarihinde tescil edildiği ve halen tapu kaydının bu şekilde olduğu, aynı yer 20 nolu taşınmazın ise davalı adına satış suretiyle 07/11/2013 tarihinde kayıtlı olduğu, davacının mülkiyet hakkına dayanarak taşkın yapı nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal talebinde bulunma hakkı olduğu, ancak kal talebi olması nedeniyle dava konusu taşınmazda paydaş olan diğer malik Hüseyin Aktürk'ün veya mirasçılarının davaya muvafakatinin sağlanması, ayrıca davalı tarafından Gaziosmanpaşa 2....

    Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2-Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “taşkın yapı nedeniyle tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin 15.01.2015 tarihli ve 2014/557 E. 2015/8 K. sayılı direnme kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 09.04.2019 tarihli ve 2017/14-1749 E. 2019/414 K. sayılı ilamı ile karar bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece karar verilmiş ve dosya tekrar Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü: Dava, taşkın yapı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, “davanın kabulüne” ilişkin verilen direnme kararı, Hukuk Genel Kurulunun yukarıda esas ve karar numarası belirtilen kararı ile bozulmuş; mahkemece yeni bir karar verilmiştir....

        Görüldüğü üzere, taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle Medeni Kanunun 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen "üst toprağa bağlıdır" kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, ana yapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz'ü) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki yapıdan inşaat ve imalattan kasıt, taşınmaza sıkı ve devamlı surette bağlı olan esaslı yapılardır. Diğer bir söyleyişle taşan yapının tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) niteliğinde olması gerekir. Onun, taşınmazın altında veya üstünde yapılması zeminde veya üstten sınırı aşması arasında madde hükmünün uygulanması açısından hiçbir fark yoktur. Türk Medeni Kanununun 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşul yapı malikinin iyiniyetli olmasıdır....

          Görüldüğü üzere taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle TMK'nin 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen “üst toprağa bağlıdır” kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, ana yapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz’ü) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki taşkın yapıdan inşaat ve imalattan kasıt, taşınmaza sıkı ve devamlı surette bağlı olan esaslı yapılardır. Diğer bir söyleyişle taşan yapının tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) niteliğinde olması gerekir. Onun, taşınmazın altında veya üstünde yapılması zeminde veya üstten sınırı aşması, arasında madde hükmünü uygulaması açısından hiçbir fark yoktur. TMK’nin 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşul yapı malikinin iyiniyetli olmasıdır....

          Medeni kanunun 725. maddesi uyarınca tescile karar verilebilmesi için, az yukarıda açıklandığı üzere taşkın yapı sahibinin tecavüz ettiği taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesi ya da bütün dikkat ve özeni göstermesine rağmen bilebilecek durumda olmaması veya 5.7.1944 tarih 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gerekir. Davacı, taşınmaz çapa bağlandıktan sonra bina yapmıştır. Davacı taşkın yapıyı taşınmaz çapa bağlandıktan sonra yaptığından ve inşaatın yapıldığı tarihte mülkiyetin ileride kendine geçirileceği inancıyla hareket ettiğini de kanıtlayamadığından olayda iyiniyet koşulu gerçekleşmemiştir. Kaldı ki, Anılan maddede bina sahibine tanınan hak kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir....

            (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d) Bu üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.(Bknz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/5954 Esas, 2018/6343 Karar sayılı ilamı) Bilindiği üzere, haksız inşaat (TMK mad.724) ve taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin (TMK mad.725) müstakil dava yoluyla da ileri sürülebileceği gerek yargısal uygulamada, gerekse öğretide benimsenen kuraldır. (Yargıtay 8....

            a ait binanın davacı taşınmazına tecavüzlü olacak şekilde inşa edildiğini ileri sürerek, davalının elatmasının önlenmesine ve yapının taşkın kısmının kâl'ine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ve bir kısım dahili davalılar, davalı binasının teknik ölçümlere uygun olarak inşa edildiğini, yapı ve iskan ruhsatlarının mevcut olduğunu, binada kat mülkiyeti kurulduktan sonra bağımsız bölüm satın aldıklarını, iyi niyetli olduklarını, davacının arsasına tecavüz söz konusu ise ölçüm hatasından kaynaklanmış olabileceğini, bina yapılırken gerekli dikkat ve özenin gösterilmiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlar, tecavüzün bulunması halinde taşkın inşaata konu yerin bedeli belirlendiği takdirde davalının ödeme yapmaya hazır olduğunu, dahili davalılar da taşkın inşaat bulunduğu takdirde bağımsız bölümlerine düşen arsa payı bedelini ödeyeceklerini beyan etmişlerdir....

              Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu