"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.03.1997 gününde verilen dilekçe ile taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istemiyle Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine davacılar vekili tarafından dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmiş ve dosya görevli ve yetkili Gerede Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş , hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı ...’den daire satın aldığını, dairenin tapusunun davacıya verilmediği, sözleşme gereğince yapılması gerekli olan işlerin yapılmadığı, sözleşme de belirlenmemesine rağmen kat ve cephe farkının davalı kooperatif tarafından tahsil edildiği ve daha önce davacı tarafından açılan davada bu dava açısından kesin hüküm teşkil eden kısımlar bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 9.000,00 TL kat ve cephe farkı bedelinin davalı kooperatiften ve 7.099,50 TL eksik imalat bedelinin davalı ...’den tahsiline, davalı kooperatif adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1) Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil ve alacak istemine ilişkindir....
Mahkemece; "Fen bilirkişilerinin 24/05/2019 tarihli rapor ve krokisine göre davalılara ait 135 parsel üzerinde bulunan bina krokisinde kırmızı ile boyalı A harfi ile belirtilen 7,77 m2lik kısmının davacıya ait 136 parsele tecavüzlü olduğu tespit edilmiştir. Bu tür davalarda taşkın inşaat bakımından defi yoluyla temliken tescil talebinde bulunmak mümkün olup davalı taraf beyan dilekçesi ile temliken tescil talebinde bulunmuştur. TMK’nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK’nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir....
Mahkemece; "Fen bilirkişilerinin 24/05/2019 tarihli rapor ve krokisine göre davalılara ait 135 parsel üzerinde bulunan bina krokisinde kırmızı ile boyalı A harfi ile belirtilen 7,77 m2lik kısmının davacıya ait 136 parsele tecavüzlü olduğu tespit edilmiştir. Bu tür davalarda taşkın inşaat bakımından defi yoluyla temliken tescil talebinde bulunmak mümkün olup davalı taraf beyan dilekçesi ile temliken tescil talebinde bulunmuştur. TMK’nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK’nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14/02/1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır....
Görüldüğü üzere taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle TMK'nin 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen “üst toprağa bağlıdır” kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, ana yapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz’ü) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki taşkın yapıdan inşaat ve imalattan kasıt, taşınmaza sıkı ve devamlı surette bağlı olan esaslı yapılardır. Diğer bir söyleyişle taşan yapının tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) niteliğinde olması gerekir. Onun, taşınmazın altında veya üstünde yapılması zeminde veya üstten sınırı aşması, arasında madde hükmünü uygulaması açısından hiçbir fark yoktur. TMK'nin 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşul yapı malikinin iyiniyetli olmasıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, imarla taşkın hale gelen kısmın tapusunun iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf tapu tahsis belgesi ile zilyet oldukları kısmen imar işlemindeki hata nedeniyle davalılar parselinde kaldığını ileri sürerek dava açmış ve mahkemece de bu kısmen Eyüp Belediye'sinin imar çalışmalarıyla taşkın hale geldiği kabul edilerek davacıların tahsis alanında kaldıkları gerekçesiyle tapu iptal ve tescil hükmü kurulmuş ise de, dosyadaki bilgi ve belgeler ile toplanan deliller sonucu bu kanaate ulaşılması mümkün görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.4.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.7.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 725.maddesine dayalı taşkın inşaat nedeniyle tapuya tescil istemine ilişkindir. Davalı Hazine davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 59 parsel ile 86 parselin tevhidine ve davacının tapudaki payı olan 10/22 hissenin davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir....
d)Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Bilindiği üzere; başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanunun 684 ve 718. madde hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası(mütemmim cüzü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış 4721 s. TMK’nun 722, 723, 724. maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulmuştur. Bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli Esaslı ve tamamlayıcı (mütemmim cüz) nitelikte yapı yapmışsa ve (4721 s....
Görüldüğü üzere taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle Medeni Kanunun 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen “ üst toprağa bağlıdır “ kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, anayapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası ( mütemmim cüz’ü ) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki taşkın yapıdan inşaat ve imalattan kasıt, taşınmaza sıkı ve devamlı surette bağlı olan esaslı yapılardır. Diğer bir söyleyişle taşan yapının tamamlayıcı parça ( mütemmim cüz ) niteliğinde olması gerekir. Onun, taşınmazın altında veya üstünde yapılması zeminde veya üstten sınırı aşması, arasında madde hükmünü uygulaması açısından hiçbir fark yoktur. Medeni Kanunun 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşul yapı malikinin iyiniyetli olmasıdır....