WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/02/2021 NUMARASI : 2017/581 ESAS, 2021/66 KARAR DAVA KONUSU : Temliken Tescil, olmazsa İrtifak Hakkı Tesisi KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Adana ili, Yüreğir ilçesi, Seyhan Mahallesi, 11811 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın şuanki maliki davalı davacının ağabeyi ve taşınmazın eski kayıt maliki Mikdat Özgüzel'in oğlu olduğu diğer bir ifade ile davacının ve taşınmazın eski kayıt maliki Mikdat Özgüzel'in kardeş oldukları davacının davalının amcası olduğu davacının abisi ve davalının babasının 1963 yılında kardeşi T11 sen evleneceksin ben sana 500 m2 ev yeri veririm....

Tüm bunların yanında, ecrimisil davalarında davalının uzun süreli kullanımı söz konusu ise, bu kullanıma ses çıkarmayan davacının zımni muvafakatinin var olduğu yönünde “fiili karine” oluşacağı ve bu karinenin aksi davacı tarafından kanıtlanmadıkça, ecrimisil talep edilmesinin Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği kabul edilmektedir. (Yargıtay 1 hukuk 2015/983 E 2016/2058K) Somut olaya gelindiğinde davacının mülkiyet hakkı sahibi olduğu tartışmasızdır. Davalının dava edilen taşkın binayı çok uzun yıllardan beri kullandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dinlenen tanık beyanlarından da davalının uzun süredir taşkın binayı kullandığı davacının bu kullanıma ses çıkarmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşkın yapı nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Bilindiği üzere; taşkın yapılarda, sosyal ve ekonomik bir değeri yok etmemek ve yapının bütünlüğünü korumak amacıyla yasa koyucu Medeni Kanunun 722, 723, 724 ncü maddelerinde öngörülenlerden daha değişik ilkelere ihtiyaç duymuş, bu nedenle 723. madde hükmünü getirmek zorunda kalmıştır. Söz konusu maddeye göre “ Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın bütünleyici parçası olur.”...

Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu, eşyaya bağlı bir borç olduğundan, inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur. Bu tür davalarda, taşkın yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. Asıl dava elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; karşı dava ise temliken tescil talebine ilişkindir....

Mahkemece; davada TMK 725. maddesinin uygulanma yeri bulacağı ve çekişmenin buna göre çözüme kavuşturulacağı, davalının iyiniyet savunmasında bulunmuş olmasının temliken tescil talebini de kapsadığı, tecavüz eden kısmın ifrazının mümkün olduğu, binanın yaklaşık otuz yıl önce yapıldığı ve davacının durumdan haberdar olduğu, bir itirazda bulunmadığı, davalının iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine, davalının tescil isteğinin kabulü ile bilirkişi tarafından düzenlenen 29.05.2013 tarihli rapor ve krokisinde B harfi ile gösterilen 10.75 m²'lik bölümün tapusunun iptali ile (Bu kısmın davalı ... adına kayıtlı 1695 parsele eklenmek üzere) Hasan oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, mahkeme veznesine depo edilen 6.450- TL'nin karar kesinleştiğinde davacıya ödenmesine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “......

    a karşı tazminat ve müvekkiline karşı dahili davalı sıfatıyla tapu iptali tescil davası açıldığını, anılan davanın halen ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/20 esasında derdest bulunduğunu, müvekkili ile ... arasında tapuda yapılan işlemin alacağın temliki niteliğinde olduğunu,...'ın yaptığı inşaatı müvekkilinden aldığı para ile yaptığını, tapuda yapılan işlemin alacağın temliki olması nedeniyle müvekkilinin davalılardan dava konusu taşınmaz bedeli kadar alacaklı olduğunu, anılan davada da müvekkiline ait taşınmazın tapusunun iptalinin kuvvetle muhtemel bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın bedelinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 60.000,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir....

      Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir.İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır....

      Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalılardan ... tarafından diğer davalıya değil dava dışı ... Elektrikli Ev Aletleri Paz. İnşaat Taah. San. Ltd. Şti’ne devredilmesi nedeniyle davalılardan ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine; diğer davalı ...’un kabul beyanı nazara alınarak bu davalı yönünden davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile anılan davalı adına tapuda kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın 19/02/2015 tarihinde davalılardan ... tarafından dava dışı ... Elektrikli Ev Aletleri Paz. İnşaat Taah. San. Ltd. Şti’ne devredildiği yani anılan şirketin son kayıt maliki olduğu anlaşılmaktadır. Davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Genel hükümlere tabi olan TBK’nın 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında son kayıt malikinin davada taraf olarak gösterilmesi, bu anlamda husumetin kayıt malikine de yöneltilmesi gerekmektedir....

        dan satın aldığını, satın alma işleminden sonra müvekkili tarafından herhangi bir taşkın yapı yapılmaksızın taşınmazın bulunduğu alanı aşmayacak şekilde tadilat ve yenileme yapıldığını, ana yapının sınırı aşılmadığı için taşınmazı satın alırken sınır tespiti yapmaya gerek duymadığını, söz konusu taşınmazların bulunduğu bölgede kötü niyet olmaksızın birçok parsel üzerindeki yapının bitişik parsele taşkın durumda olduğunu,müvekkilinin satın aldığı taşınmazın yarım asırdan fazla süredir bulunduğu konumda olup herhangi bir eklenti yapılmadığını, kaldı ki iki taşınmaz arasında olup müvekkiline ait taşınmaz sınırlarında yer alan avlunun davacının kullanımına bırakıldığını, iddia edildiği gibi taşkın yapı olsa da taşkın kısmın bedelini taşınmazın kendinden önceki malikine ödeyerek taşınmazı satın aldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşur....

          Görüldüğü üzere taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle TMK'nin 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen “üst toprağa bağlıdır” kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, ana yapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz’ü) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki taşkın yapıdan inşaat ve imalattan kasıt, taşınmaza sıkı ve devamlı surette bağlı olan esaslı yapılardır. Diğer bir söyleyişle taşan yapının tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) niteliğinde olması gerekir. Onun, taşınmazın altında veya üstünde yapılması zeminde veya üstten sınırı aşması arasında madde hükmünün uygulanması açısından hiçbir fark yoktur. TMK'nin 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşul yapı malikinin iyiniyetli olmasıdır....

            UYAP Entegrasyonu