"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taşınmaz hukukuna ilişkin davada Kaynarca Sulh Hukuk Mahkemesi ve Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, dava konusu taşınmazda davacının zilyet olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh yazılması veya silinmesi istemine ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, bu davanın görülmesinde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti ve Elatmanın Önlenmesi, Zilyetliğin Korunması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 8,20 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 21.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
dan haricen satın aldığını iddia ettiği taşınmazın adına tapuya tescil işleminin yapılabilmesi için taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tesbitine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Türk Medenî Kanununun 981, 982 ve 983. maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Bu maddelerde düzenlenen davalar ile, zilyet; zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, sulh mahkemelerinde dava açar ve bu mahkemelerde uygulanan basit yargılama usûlünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir....
Dosyanın incelenmesine göre; davacının maliye hazinesine ecrimisil ödemek suretiyle tasarrufunda bulundurduğunu beyan ettiği davaya konu taşınmaz üzerindeki davalıların vaki müdahalelerinin önlenmesine karar verilmesini mahkemeden talep ettiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu 981,982 ve 983. maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Bu maddelerde düzenlenen davalar ile, zilyet; zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, sulh mahkemelerinde dava açar ve bu mahkemelerde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir....
nun 8/II-3 maddesinde, taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir. Davacı, Hazineye ait 2B vasıflı arazinin ve üzerinde bulunan restoran ve evin zilyetliğini devir aldığını, davalıyı bu yerleri koruma için yetkilendirdiğini ancak davalının bu yerlerin zilyetliğinin kendisine ait olduğunu iddia ederek zilyetlik hakkına tecavüz ettiğini belirterek, müdahalenin önlenmesini ve 15.000,00 Tl ecrimisil ödenmesini talep etmiştir. Davacı zilyetliğin korunması talebi yanında 15.000,00 TL ecrimisil ödenmesini talep etmektedir. O halde yalnızca ecrimisil talebi bakımından yargılamaya devam edilmeli, taşınmaz zilyetliğinin korunmasına ilişkin açılan davanın ise Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden Mahkemesince dava dosyasının tefrik edilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir....
Davalı ... vekili, 28.9.2010 tarihli cevap dilekçesinde; davacı vekili tarafından açılan zilyetliğin korunması davasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, köy merası ve orman sayılan yerlerden olup olmadığının kurumlardan sorulması gerektiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, 945, 946 ve 947 nolu mera parsellerinin kuzeyinde tescil harici bırakılan fundalık ve çalılık alanın davacı tarafından imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirildiğini, böyle bir yerin kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilmesi için dava konusu yapılabileceğini, taşınmaz üzerinde davacının zilyet olduğunu, hayvancılık yaptığını, ecrimisil ödediğini, buna karşın davalının üstün hakkının ispat edilemediğini gerekçe göstermek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir....
tarafından isgal edildiğini, bu sebeple zilyetliğin müvekkile ait olduğunun tespiti ve himayesini talep ve dava etmiştir....
Şöyle ki; Suça konu taşınmaza sanığın tecavüzü üzerine 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca yapılan idari soruşturma sonucunda menine karar verilmesine karşın 26.11.2012 tarihinde yapılan keşif sonucu verilen bilirkişi raporunda halen köy yolunun 25,52 m2 lik kısmına tecavüzünün devam ettiğinin anlaşılması karşısında usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının onanması yerine, sanığın beraat etmesi gerektiğine ilişkin sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 28.11.2016...
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: İncelemeye konu uyuşmazlık, davanın ret kararının eksik incelemeye ve/veya hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı, hükmün fer'ilerinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLER : Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Bafra Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 05/10/2022 tarih, 2020/731 esas 2022/2444 karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; taşınmaz zilyetliğinin tespiti istemine ilişkindir....
Somut olayda; davacıya ait olan ve başlangıçta 400 metrekare olan taşınmazın belediye tarafından yapılan imar çalışması neticesinde 125 metre kareye düştüğünü, geride kalan kısım içinde bulunan su basmanının davacı tarafından yapılmasına rağmen davalıya ait olduğunun iddia edildiği, su basmanının halen davacı tarafından kullanılıp emlak vergilerinin de ödendiğini, bu kısmın davacıya ait olduğu belirtilerek subasmanı ile arsasının davacının zilyetliğinde olduğunun tespiti talep edilmiştir. TMK'nun 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Ancak, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır. (HGK'nun 25.11.2009 tarih ve 2009/8-518 Esas, 573 Karar)....