Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; "Davanın taraflar arasında var olduğu iddia edilen inançlı işlemden kaynaklı tapu iptal tescil, terditli alacak talebine ilişkin olduğu görülmüş ise de, davacı tarafça ibraz edilen 04/12/2020 tarihli kısmi ıslah dilekçesi ile asli tapu iptal ve tescil istemine ilişkin harç ikmali yapılmayacağının beyan edilerek tapu iptal ve tescil talebinden vazgeçilip terditli alacak istemi yönünden davaya devam edildiğinin beyan edildiği, davacı tarafça ileri sürülen temel iddiaların davaya konu taşınmazların satış bedellerinin davacı ve davalı tarafça yarı yarıya ödendiği, taşınmazların aslında 1/2 şer hisseler halinde davacı ve davalıya ait olmasına rağmen taraflar arasındaki inançlı işlem gereğince taşınmazların davalı adına tapuya kayıt ve tescil edildiği ve davalının taraflar arasındaki inanç akdine aykırı davranarak taşınmazların 1/2 şer hisselerini davacıya devir ve ferağı işlemini yerine getirmediği hususlarına ilişkin olduğu, bu kapsamda davacı tarafça öncelikle iddiaları doğrultusunda...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava; taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal-tescil talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 23/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    tarihli T10 Aydın'ın hesap hareketleri incelendiğinde para alışverişin olmadığının görüleceğini, arz ve izah edilen nedenlerle, istinaf dilekçesi ile belirtilen gerekçelerle, istinaf başvurusunun ‘asıl ve birleşen dosyada tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne’ karar verilmesini, yerel mahkemenin 2018/144 Esas ve 2022/2015 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde ‘asıl ve birleşen dosyada tapu iptal ve tescil isteminin reddine kararının kaldırılmasını’ ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda ‘asıl ve birleşen dosyada tapu iptal ve tescil istemi yönünden davanın kabulüne’ karar verilmesini talep etmiştir....

      Mahkemece, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi hüküm altına alınmış, müdahale talebi ise şuf’a bedeli depo edilmediğinden bahisle reddedilmiştir. Hükmü, davalı ... ile müdahil ... temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 732.maddesi hükmüne göre, paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmazdaki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşların ön alım (şuf’a) hakkını kullanmaları mümkündür. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ise kaynağını Borçlar Kanununun 22.maddesinden alır. Anılan hüküm uyarınca, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri bir satım sözleşmesi olmayıp, ileride asıl akti (satım akdini) yapmak amacını güden bir ön akittir. Ön akit gereği, asıl aktin (satım aktinin) yapılmaması durumunda, Türk Medeni Kanununun 716.maddesine dayanılarak mülkiyetin hükmen geçirilmesi hakimden istenebilir....

        Davacı vekili dava dilekçesinde, tapulu taşınmazın haricen satın alınması ve eklemeli zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde, ödenen bedelin ve taşınmaz üzerine yapılan masrafların davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Ancak 18.12.2012 havale tarihli dilekçesinde, taşınmaza 20 yılı aşkın süredir iyi niyetli zilyet olduğunu, zilyetliğin başlangıç tarihi itibariyle de malikin tapu kaydından anlaşılmadığını açıklayarak, TMK 713/2 maddesi kapsamında tapu iptali ve tescil kararı verilmesini, TMK 713. maddesi uygulanmaz ise üzerine yapılan yapı ve ağaçlar nedeniyle TMK 'nun 724. maddesinin uygulanma imkanı bulunduğunu, bu iki sebep yönünden tapu iptali ve tescil talebi yerinde görülmediği takdirde, iyi niyetle yapılan yapı, dikilen ağaç, ödenen vergi ve diğer ödemelerin sebepsiz zenginleşme ve TMK 'nun 722-723. maddeleri kapsamında davacıya ödenmesini talep ettiği görülmüştür....

          İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesince, davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine, terditli tazminat talebinin kabulü ile 53.729,00 Euronun ödeme tarihindeki kur değeri üzerinden TL olarak karşılığının 3095 sayılı Yasa'nın 4-a maddesi gereğince faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve dahili davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri 1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, tapu iptal ve tescil talebinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, objektif iyiniyet kuralının uygulama alanı ve tüm koşullarının mevcut bulunduğunu, aksinin kabulü halinde ise ödenen bedelin iadesi yerine denkleştirici adalet ilkesine göre taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. 2....

            DELİLLER : Tapu kaydı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan ipoteklerden, hacizlerden ve takyidatlardan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin, hacizlerin ve takyidatların terkini istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Davada istem, davalı Garanti Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile imzalanan konut satım sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen konut satım sözleşmesinden kaynaklanan ipoteklerden, hacizlerden ve takyidatlardan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin, hacizlerin ve takyidatların terkini istemine ilişkindir....

            Aksi hâlde satıcı, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez." hükmünün bulunduğu, davacı vekilinin, davacı ile yüklenici arasında yazılı olarak yapılan ön ödemeli konut satış sözleşmesini ibraz ettiği, dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının yerine getirilmiş olduğu, inşaat seviyesi ile tapu iptal ve tescil talebinin yerinde olup olmadığının yargılama sırasında yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde belirleneceği, dava konusu edilen taşınmazın yargılama sırasında üçüncü kişiye devri halinde davacı tarafın tapu iptal tescil hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği, dava konusu taşınmaz için ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve alacak ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasının kabulüne dair ......

              Tapu kaydından da anlaşıldığı üzere taşınmaz T3 adına 24.11.2008 yılında tescil edilmiştir. Sözleşmeden kaynaklı taşınmaz bedeli de davacı tarafa ödenmiş olup, bu konularda ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf sözleşmenin ilgili maddelerindeki taleplere yönelik olup, sözleşmeden kaynaklı alacak davası şeklinde dava ikame edilmiştir. Eldeki dava, davacı yüklenici ile davalı alıcı arasındaki konut satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası istemine ilişkin olup, davacı ve davalı arasında 10/08/2007 tarihli sözleşme düzenlendiği, davacı yüklenicinin sözleşmenin 2., 11., 6. Maddelerindeki hükümlerin yerine getirilmediğinden bahisle 11.000,00 TL'lik alacak talebinde bulunduğu, mahkememizce taşınmazın tapu kayıtları, dava dilekçesinde ödenmediği iddia edilen SGK kayıtları, Belediye Başkanlığı'ndan yapı, iskan, iş bitirmeye ilişkin evraklar dosya arasına celp edilmiştir. Alınan kök ve ek raporda da belirtildiği üzere; sözleşmenin 6....

              UYAP Entegrasyonu