Sayılı dosyasından gerçekleştirildiğini, icra kanalı ile satın almış olduğu bu gayrimenkul için müvekkilinin, 329.050,00- TL bedel ile ihale alıcısı olmuş, bu bedelin yanı sıra satıştan kaynaklanan KDV ve ihale damga vergisi, tellaliye ücreti, emlak vergi borcu ve tapu satım harcı da müvekkil tarafından karşılandığını, söz konusu bedellerin tümü müvekkil tarafından yatırılmış ve satışın kesinleştiği gerekçesi ile, ödenen bedel icra dosyası alacaklısı olan Alternatif Bank A.Ş’ye ödenmiş, söz konusu gayrimenkulün tapusu da müvekkiline verildiğini, satış işlemlerini gerçekleştiren icra memuru, ihalenin feshi için dava açılıp açılmadığını kontrol etmeden, ihale bedeli olan 329.050,00- TL’ yi de alacaklıya ödediğini, ancak daha sonra icra dosyasındaki borçlu tarafından ihalenin feshi davası açıldığı öğrenilmiş, bu dava İstanbul Anadolu 14. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/1 E. Ve 2016/97 K....
Mahallesi, 1795 ada, 18 Parsel B Blok 1, 2 ve 3 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların satışına karar verildiği, 525.000 TL muhammen bedelli 1 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın 650.000 TL bedel ile, 525.000 TL muhammen bedelli 2 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın 710.000 TL bedel ile ihale edildiği, 110.000 TL muhammen bedelli 3 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın 181.000 TL bedel ile davalı 3. kişi şirkete ihale edildiği, satış ilanının şikayetçi borçlu vekiline 20.11.2021 tarihinde elektronik ortamda tebliğ edildiği, en geç satış ilanının tebliği ile satışa hazırlık dönemine ilişkin işlemlerden haberdar olunduğu, bu tarihten itibaren satışa hazırlık işlemleri ile ilgili şikayette bulunulmadığı, bu nedenle ihalenin feshi davasında fesih nedeni olarak ileri sürülemeyeceği, satış ilanının iflas idaresi ve ilgililere usule uygun bir şekilde tebliğ edilmediği iddiasının ancak ilgilisi tarafından ileri sürülebileceği, şikayetçi borçlunun taşınmazların değerinin emsal taşınmazlara göre düşük...
ve ince sıvalarının bittiğini, kat irtifakının kurulamaması nedeni ile müvekkilinin sözleşme gereği kendisine ait olacak ve kendisine satış yetkisi verilecek daireleri satamadığını, zararı bulunduğunu, sözleşmesinin feshinin tek taraflı ihtarname ile mümkün olmadığını savunarak asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile müvekkilinin yaptığı inşaatın geldiği seviyenin ve yapılan işlerin tespitine, dairelerin satış yetkisinin verilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL alacağın davacı-karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin mahiyeti gereği tek yanlı olarak feshi mümkün olmayan sözleşmelerden olduğu, davalının feshi kabul etmediği gibi iştirak halindeki mülkiyet söz konusu olup, diğer mirasçılarında sözleşmenin devamı yönünde beyanları bulunduğu asıl davanın koşulları oluşmaması nedeniyle reddine, yüklenici ...'...
tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, davalılardan T3 tahsilini talep ve dava etmiştir....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca Noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir....
Davalı-alacaklı vekili 17/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; kıymet takdir bedelinin 3 katına yakın bir bedel ile ihale olan taşınmaz için düşük bedel ile ihale olduğu iddiasının yerinde olmadığını, belediye ilana ilişkin iddialarının yerinde olmadığını, satış ilanlarının usulüne uygun tebliğ edildiğini, satış ilanının ulusal gazetede ilan yapılması için taşınmaz niteliğinin fabrika niteliğinde bulunması gerektiğine dair içtihatların bulunduğunu, elektronik ortamda ilanların yapıldığını, davacı tarafın müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla davayı açtığını, davanın reddi ile davacı tarafın para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince, ihale ve öncesindeki işlemlerin usulüne uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine ve davacı aleyhine para cezasına hükmedilmiştir....
-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle iadesine karar verildiğini, ancak reddedilen kısım yönünden AAÜT uyarınca lehe vekalet ücretine hükmedilmediğini belirtip, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Satış sözleşmesi, yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, devremülk satış sözleşmesinin feshi, bedelin iadesi ve maddi zararın tahsili isteminden ibarettir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı arasında 16/02/2015 tarihli Kozza Blue Beach Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi düzenlenerek, Mersin İli Silifke İlçesi Olukbaşı Köyü, 427, 431 ve 432 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan Kozza Blue Beach Tatil Sitesi Tesisinde 4 B Blok Dubleks kat 3 numaralı 2+1 dairenin 8....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi Tarih : 16.3.2010 Nosu : 1208-128 - K A R A R - Uyuşmazlığın, konut kredi finansman sözleşmesi gereğince kullanılan konut kredisinin ödenmiş olması nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve davalı banka lehine davacı meskenine tesis edilen ipoteğin fekki istemine ilişkin olmasına, kararın Tüketici Mahkemesi tarafından verilmiş bulunmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 23.9.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....
Bu durumda satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekte, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda, dava konusu taşınmaz ikinci artırmada 13.250.- TL bedel karşılığında ihale edilmiştir. Taşınmazın tahmini değeri 29.254.- TL olup, % 40'ı 11.701,6 -TL'dir. Dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 340.- TL kıymet takdir gideri, 2.854,41.-TL gazete ilan gideri olmak üzere toplam 3.194-TL satış masrafı yapılmış olup, ihale bedeli, tahmini değerin %40'ına sadece yukarıda belirtilen satış masraflarının eklenmesi halinde oluşan miktarı dahi karşılamamaktadır. İİK'nun 129/2. maddesi gereğince, bu husus tek başına ihalenin feshi nedeni olup mahkemece re’sen gözetilmelidir. O halde mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
ipotek takibi olduğu ve birlikte satış yapılmasına karar vermesine rağmen ipotek takibine ilişkin usul ve esasların gereği gibi yapılmadığını, kıymet takdirlerinin kesinleşmesi ile satış ilanı arasındaki sürelerin usule uygun olmadığını belirterek taşınmaz ihalelerinin feshini talep etmiştir....