WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmelerinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi ./.. 2009/11125-12769 -2- hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma” kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenemez. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davanın dayanağı, 30.04.1973, 07.05.1973 ve 21.10.1974 tarihli satış vaadi sözleşmelerinin konusu tarafların ortak miras bırakanı ... ’ten yine tarafların miras bırakanlarına intikal edecek miras payıdır. Görülüyor ki, taraflar satış vaadine konu taşınmazlarda elbirliği malikleridir....

    Mahkemece, noter satış senedindeki miktarın 9.000.000.000 Tl. olduğuna ve davacının davalıların murisine 50.000 USD verdiğinin kanıtlanamadığına dayanılarak bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı murisi arasında karz aktinin teminatı olarak 20.11.2000 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği sabittir. Yine taraflar arasında yapılan 21.11.2000 tarihli protokol başlıklı adi belge ile satış vaadi sözleşmesinin 50.000 USD ödendiği taktirde iptal edileceği kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı murisi arasıdaki bu kararlaştırma satış vaadine konu olan taşınmaz karşılığı muris ... Gürmüz’e 50.000 USD ödendiğini göstermektedir. Öyle olunca davalıların 50.000 USD. den sorumlu olduğunun kabulü ile bu miktarın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ....

      Yine dosyada yer alan krokiden satış vaadine konu bölümün 2956 sayılı parselin yeşil ile çerçevelenen bölüm olduğu anlaşılmaktadır. Davacı bu yerin mülkiyetinin adına tescilini, aynı taşınmaz kapsamında kalan dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan bölümünün de kamulaştırma bedelinin davalılardan tahsilini istemektedir. Burada öncelikle, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin şekli üzerinde durulması gerekmektedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alır. Anılan hükmün 1. fıkrasında “bir akdin ileride inşa edilmesine dair yapılan mukavele mutemeber” denilmiş, dolayısıyla asıl akdi (taşınmaz satış aktini) ileride yapmak üzere ön sözleşme yapılmasına kanun olanak sağlamıştır. Hiç kuşkusuz ileride yapılacak asıl akit (taşınmaz satış akti) bir şekle bağlanmışsa Borçlar Kanununun 22. maddesinde ifade edildiği üzere ön sözleşmenin de (taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin) o şekle uyularak yapılması zorunludur....

        Noterliği 12.12.2003 tarih ve 30154 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle satmayı vaat ettiğini, davacının burayı 26.04.2012 tarihine kadar fiilen kullandığını, satış vaadine konu olan 579 parseldeki çevrili ve ağaç dikilmiş 1000 m²lik yeri ilk satış vaadinde bulunan davalı ...’un, gayrimenkul satış vaadine konu olan yerin tapusunu gayrimenkul satış vaadi ile alan kişilere daha sonra devretme amacıyla davalı ...’e tapuda devrettiğini, davalı ...’ın bunu 26.04.2012 tarihli yazılı belge ile kabul ve taahhüt etmesine rağmen 1000 m²lik yerin tapusunu davacıya devretmediğini, davacının zilyetliğine haksız ve hukuka aykırı şekilde son verdiğini belirterek satış vaadine konu 1000 m²'lik yerin davalı ... adına olan tapu kaydının iptaliyle davacı adına tescilini, talebin mümkün olmaması halindeyse de tazminat talep ettiklerini beyan etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.11.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılmış, satışa konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile alıcıları adına tescili istenmiş, mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm satıcı paydaşlardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Satış vaadine konu taşınmaz 4823 parsel numarası ile ... oğlu ... adına kayıtlıdır. Taşınmaz maliki ... 16.06.2006 tarihinde vefat etmiş olup, mirasçıları olarak eşi Zinet ile ondan olma çocukları İstem, ... ve ... ile ...'ten olma kızı ... ...'e bırakmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.02.2009 gününde verilen dilekçe ile satış vaadine dayalı tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.01.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı davacının sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.12.2006 gününde verilen dilekçe ile düzenleme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, biçimine uygun düzenlenen 17.06.2006 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar mirasbırakanı, yapının imar mevzuatına aykırı olduğunu, bağımsız bölüm satış vaadinde bulunulmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiş, binanın bulunduğu 496 parselin 77.50 m2 bölümüne ait tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.06.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tarafların satış vaadi sözleşmesi yapma konusunda iradelerinin birleşmediği ve davalının murisi ile davacı arasında yapılmış bir satış vaadi sözleşmesi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

                  dan avukatlık ücreti ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca alacaklı olduğunu, davalının tüm malvarlığını diğer davalıya danışıklı olarak devrettiğini ileri sürerek, 16.736 tazminatın veya satış vaadine konu taşınmazın sürüm bedelinin yarısının müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalı ..., davanın reddini dilemiş, diğer davalının davadan önce öldüğü anlaşılmıştır. Mahkemece, davalı ... yönünden ölü kişiye karşı dava açılamayacağından reddine, diğer davalı yönünden davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalı ... hakkında açmış olduğu davada borçlu ...'ın satış vaadine konu taşınmazı danışıklı biçimde devrettiğini, bu nedenle davalının sorumlu olduğunu iddia etmiştir....

                    Mahkemece dava reddedilmiş, Hükmü davacı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan delilerle ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Dayanılan 19.04.1994 günlü sözleşme taşınmaz malın satışına değil, satış vaadine dairdir. Gerçekten; kaynağını Borçlar Kanunun 22. maddesinden ... satış vaadi sözleşmeleri tapuda mülkiyet naklini gerektirdiğinden Türk Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213. maddeleri hükmünce noterde re’sen düzenlenmelidir. Biçim koşuluna uyulmadan yapılan sözleşme bu haliyle geçersizdir. Davacının kayıt aktarımı isteminin reddedilmiş olması açıklanan nedenle doğru ise de; olaya 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması olanağı yoktur. Çünkü, bu gibi sözleşmelere dayanılarak açılacak davalarda zamanaşımı süresi sözleşmenin ifa olanağının doğmasıyla başlar....

                      UYAP Entegrasyonu