"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.01.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 18.10.2006 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise satış bedelinin ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili istemlerine ilişkindir. Davalı, dayanılan satış vaadi sözleşmesinin ifasını teminen davacının bildirdiği ... isimli kişiyi vekil tayin ettiğini, ancak taşınmaz mülkiyetinin davacıya değil dava dışı kişilere geçirildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, davanın reddini savunmuştur....
Noterliği'nin 07.06.2001 tarihli, 16224 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile satış bedeli 18.000.000.000.00 TL olarak belirlenerek 11.000.000.000.00 TL'nin peşin ödendiği, kalan 7.000.000.000.00 TL bedelin de 30.07.2001 tarihinden 30.08.2002 tarihine kadar 500.000.000.00 TL olarak 14 adet bono ile taksitle halinde ödeneceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı tarafından bakiye bedelin ödenip ödenmediği hususunda tüm delilleri toplanmalı, bakiye bedelin ödendiği ispatlanamadığı takdirde satış vaadine konu kısmın dava tarihindeki rayiç değeri, ayrıca davacının ödediği tespit edilen bedelin satış vaadi sözleşmesindeki taşınmaz satış bedeline oranı belirlenmeli, bu bedeller belirlendikten sonra satış vaadine konu taşınmazın tesbit edilen dava tarihindeki rayiç değerinden davacının ödediği bedelin oranı mahsup edildikten sonra bakiye bedelin ödenmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. “ gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 13/12/2013 NUMARASI : 2013/53-2013/404 Dava, gayrimenkul satış vaadine dayalı el atmanın önlenmesi ve tahliye talebine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Önalım Dava, satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın açıklanan bu niteliğine göre hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na ait olup ilgisi nedeniyle dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava, gayrimenkul satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, karar Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiş olmakla temyiz inceleme görevi 14.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin 13.04.2017 tarihli, 2015/39518 E., 2017/4461 K. sayılı kararı ile; “...Davacı, davalı Mustafa Bayar'dan avukatlık ücreti ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca alacaklı olduğunu, davalının tüm malvarlığını diğer davalıya danışıklı olarak devrettiğini ileri sürerek, 16.736 tazminatın veya satış vaadine konu taşınmazın sürüm bedelinin yarısının müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalı ..., davanın reddini dilemiş, diğer davalının davadan önce öldüğü anlaşılmıştır....
Kaldı ki, davacının dayandığı 25.03.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesinde hisse devri (pay belirtilmek suretiyle) yapılmamış, satış vaadi ilerde yapılacak binadaki 9 numaralı bağımsız bölüm için kurulmuştur. Diğer taraftan her ne kadar sözleşmede, sözleşmenin yapıldığı tarihteki yüklenicinin edimini yerine getirmemesi ve yeni bir yüklenici ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması halinde sözleşmenin yeni yapılacak binadaki bağımsız bölümü de kapsayacağı hükme bağlanmış ise de, sözleşmenin bu hükmünün de uygulanma olanağı yoktur. Zira, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmakla ilerde yapılması taahhüt edilen akit taşınmaz mal satımıdır. O nedenle, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri de ilerde yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmeli, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde objektif bakımından esaslı nokta olarak satım konusu taşınmazın ve niteliklerinin gösterilmesi gerekir....
işlemlerinden haberdar olduğunu, işlemlerin bilgisi dahilinde yapıldığını, davalılar T14 ve T13 ile birlikte hareket ettikleri ve yapılan devir işlemlerinin dava konusu taşınmaz satış vaadinin yerine getirilmesi şeklinde değerlendirilmesi gerektiğini, bu satış vaadine dayalı iptali ve tescil istemli davanın 21/02/2014 tarihinde ikame edildiğini, yani müvekkillerinin önalım hakkına dayalı olarak ikame ettikleri Mersin 3....
Ne var ki, dava konusu 851 parsel sayılı taşınmazda satış vaadine konu paylar tapuda halen vaat borçluların kök murisi İsa oğlu ... adına kayıtlı olup intikal işlemi yapılarak paylı mülkiyete dönüştürülmesine kadar bu paylar üzerinde tescil hükmü kurulması mümkün olmadığından mahkemece, bu taşınmaz yönünden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmadığı; dava konusu 626, 643, 644, 782, 786, 787 parsel sayılı taşınmazlarda ise satış vaadi borçlularının ya da murislerinin payının bulunmayıp, satış vaadinde bulunmayan bir kısım davalılar ile murislerinin paylarının bulunduğu anlaşıldığından, bu taşınmazlar yönünden de davaya konu satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de davanın reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan, dava konusu 626, 643, 644, 782, 786, 787 ve 851 parsel sayılı taşınmazlar yönünden HUMK’un 438/son maddesi gereğince...
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacı sonradan kayıt maliki olan davalıların 09.08.1984 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan haklarını bertaraf etmek kastıyla kısaca kötüniyetli hareket ettiklerini iddia ve ispat edemediğinden, kural gereği ayni hakkı tapuda kazanan davalıların Türk Medeni Kanununun 1023.maddesi koruması altında olduğunun, başka bir anlatımla iyiniyetli olduklarının kabulü gerekir. Dolayısıyla, mahkemece bu saptama yapılarak davacının taşınmaz satış vaadine dayanan isteminin reddi doğrudur. Ancak; Yukarıda sözü edildiği üzere başlangıçta 10 parsel sayısını alan taşınmaz imar uygulamasıyla 11 ve 12 parsellere gitmiştir. Tapu kaydından anılan parseller üzerinde yatay kat irtifakı kurulduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz imar uygulamasıyla imar parselli haline geldiğinden paylı olarak tescil olanağı vardır. Bu haliyle, ifrazen tescil olanağı bulunup bulunmadığını aramaya gerek yoktur....