Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

    Noterliğinin 21.09.2004 tarih 11349 yevmiye sayılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin satış bedeli olan 7.000,00- TL'yi peşin olarak ödediğini, davalının 15/06/2005 tarihinde taşınmazın devrini gerçekleştirmediğini, müvekkilinin davalı T3 ve dava dışı kişiler tarafından dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak Kars Kadastro Mahkemesinde dava açtığını ve yargılamanın devam ettiğini öğrendiğini, Kars Kadastro Mahkemesinin 2005/2 E., 2013/28 K. sayılı kararı ile dosyanın karara çıktığını, kararın 03/03/2017 tarihinde Yargıtay ilamı ile onandığını, ne var ki devrin halen gerçekleştirmediğini ileri sürerek, taşınmaz elbirliği ile mülkiyete konu ise elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi için taraflarına yetki verilmesini, bilahare taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gereği 1000 m2'nin ifrazı ile müvekkili adına tesciline, bu talepleri kabul edilmeyecekse sözleşmenin başlangıçta geçerli olarak kurulmuş olmasına...

    Ancak gecikme tazminatı cezası alacağının muaccel (istenebilir) olduğu tarihle ilgili az yukarıda açıklanan ilke ve kuralın temerrüde rağmen gecikme tazminatı-cezasının tahsili için dava ya da icra takibinde bulunulmamış olması halinde uygulanması mümkün olup, temerrütten sonra ve teslimden önce, arsa sahibinin gecikme tazminatı-cezası için kısmi dava açması ya da icra takibinde bulunması halinde dava-icra takip tarihine kadar oluşacak gecikme ve tazminatı alacağının tamamı dava-takip tarihinde muaccel olacaktır. Doktrin ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında da kabul edildiği üzere kısmi dava-takip halinde de zamanaşımı dava veya takip konusu edilen alacak için kesilecek, fazlası için işlemeye devam edecektir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/538 E.- 2021/766 K. numaralı ilamında ise ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan konutların geç teslim edildiği iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkin davada arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu dava şartı olduğu, dava açılmadan önce arabuluculuk görüşmeleri yapılmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair karar verilmiştir. Dava dilekçesinde davacının beş adet taşınmaz satışı konusunda davalı ile anlaştığı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiği, Bakırköy ilçesi ... ada ... parselde kain ... adlı site içerisinde bulunan ... (...) blok ..., ..., ..., ..., ... numaralı daireler için sözleşme yapıldığı, ... nolu daire için akdedilen ön ödemeli satış sözleşmesinin alıcısının ... Ltd. Şirketi olarak gösterilmiş ise de alınan şirketin sözleşmeyi davacıya temlik ettiği, yine davacının şirketin yetkilisi olduğu, tapu devrinin de davacı adına yapıldığı belirtilmiştir....

        Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, her ne kadar taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçerli değil ise de, uyuşmazlığın taşınmazın ayni ile ilgili olmayıp zamanında teslim edilmemesi nedeni ile kira kaybına ilişkin olduğu, tapuların davacıya devredildiği dikkate alındığında satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı ve bu nedenle geçersiz olduğunu ileri sürmenin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı, sözleşmedeki tahkim şartının geçerli olduğu gerekçeleri ile HMK'nın 413. maddesi gereğince davalının tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/773 KARAR NO : 2023/980 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TOKAT 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/113 ESAS, 2023/2 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Tokat 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/113 esas, 2023/2 karar sayılı dava dosyasında verilen itirazın iptali (eser sözleşmesinden kaynaklanan) talebinin kısmen kabul, kısmen reddine karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ve diğer hissedarlar ile davalı arasında imzalanan, Tokat 3.Noterliğinin 23.06.2017 tarihli, 5679 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği, müvekkillerime ait Tokat ili, Merkez ilçesi, Karşıyaka Mahallesinde bulunan, tapuda 1744 ada, 6 parsel sayısıyla...

          Asliye Ticaret Mahkemesince, "...taraflar arasındaki ihtilafın taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı, kambiyo senedinden kaynaklı bir alacak bulunmadığı dolayısıyla mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığından işbu dava açısından ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahsedilemeyeceği,..." denilmek suretiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Eldeki dava, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan yoksun kalınan kazanç ile bedeli ödenmeyen müteahhitlik bedeli ve masrafların ödenmesi istemine ilişkindir....

            Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

              Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Dava konusu 748 ada 13 parsel sayılı taşınmaz tapuda satış vaadinde bulunan ... adına 1886/2400 oranında paylı mülkiyet şeklinde kayıtlıdır....

                Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

                  UYAP Entegrasyonu