WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı ... iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

    Taraflar arasındaki sözleşmenin 4/1 maddesinde, "Satıcı, konutun tesliminde mücbir sebepler dışında olabilecek 90 günü aşan gecikmeler için alıcıya konutun satış bedeli üzerinden aylık %1 tutarında gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür" düzenlemesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı bu sözleşme hükmünü cezai şart olarak adlandırarak cezai şart ve konutun teslim edilmemesi sebebiyle gecikme cezası taleplerinde bulunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen bu kararlaştırma ifaya ekli cezai şart olmayıp TBK.125/2 maddesi uyarınca gecikme tazminatı niteliğindedir. Somut uyuşmazlıkta, davacı, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemektedir. Bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK.'...

    Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında hiçbir zaman satış vaadi sözleşmesi yapılmadığını, satım için bir söz verilmediğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin; bir taşınmazın, taraflarca belirlenen bedel karşılığında ileri bir tarihte yapılması kararlaştırılan resmi satışı amaçlayan bir ön sözleşme olduğunu, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ileride yapılacak kesin satış akdinin bir taahhüdü olduğunu, davacı taraf dilekçesinde açıkça satış vaadi sözleşmesinden bahsetmemiş ise de harici taşınmaz satımı ifadesini kullanarak tarafların satış vaadinde bulunduklarını ileri sürdüğünü, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin sıkı şekil şartına bağlı olmaları ve bu şartların oluşmamış olması sebebi ile harici satım sözleşmesi şeklinde adlandırılmasının doğru olmadığını, taraflar satım konusunda bir anlaşma yapmak istemiş olsalar, bunu yazılı şekil şartlarına uygun olarak gayrimenkul satış vaadi sözlemesi şeklinde yapmış olmalarının gerektiğini, taraflar arasında...

    Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı alacak isteminden ibarettir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2016/10208 takip sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklı T1 vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 05/08/2016 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı ödenen paranın ve sözleşmeye aykırılık nedeni ile oluşan cezai şarttan kaynaklı 30.000,00- TL asıl alacak, 60.000.00- TL cezai şart olmak üzere toplam 90.000.00- TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu şirket vekili tarafından yasal süre içerisinde yapılan itiraz üzerine icra takibinin icra müdürlüğünce durdurulduğu görülmüştür....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22 nci maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşmelerdendir. Vaad alacaklısı taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle mülkiyet devir borcu yüklenen vaad borçlusunun edimini yerine getirmemesi, halinde edimin hükmen yerine getirilmesini mahkemeden isteyebilir. 2. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

        Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 06.02.1996 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin Tapu Kanununun 26. maddesinden yararlanılarak tapuya şerh edilmediği, kayıtlardaki haczin 09.01.1997 tarihinde işlendiği görülmektedir. Davada dayanılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmediğinden davacı üçüncü kişilere karşı güçlendirilmiş hak iddiasında bulunamaz. Başka bir deyişle hukuki duruma aleniyet kazandırılmadığından taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan haklar üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelmemiştir. Mahkemece yapılan bu saptama bir yana bırakılarak davanın reddi yerine istek hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararı BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın iadesine, 29.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Anılan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir, çünkü uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, her aya ilişkin gecikme bedeli ile ilgili temerrüt olgusu gerçekleşmemiştir. Bu durumda her iki daire için hesaplanan gecikme bedeline dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi uygun olacaktır. Diğer yandan, Keşan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/400 Esas 2005/166 Karar sayılı dosyasında Kasım 2004 dönemine ilişkin gecikme bedeli hesaplanıp karara bağlandığı halde, anılan aya ilişkin bu dava dosyasında da hesap yapılıp hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan olgular gözden uzak tutularak, yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden taraflar yararına bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 29.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Gayrımenkul Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir....

            Bu durumda, temlik alan (alıcı), temlik edene (satıcıya) karşı, geçerli bir satış sözleşmesinden kaynaklanan tüm yasal haklarını talep edebilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 23/05/2017 2016/5622 Esas ve 2017/7770 Karar sayılı emsal ilamı). Dava konusu olayda; taraflarca imzalanan sözleşmede, davalı şirketin arsa T9 A.Ş. ile imzaladıkları Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre inşa edeceği bağımsız bölümü davacıya satmıştır. Bu durumda, davacı ile davalı arasında hukuken geçerli bir alacağın temliki sözleşmesi bulunduğundan, davacı tüketici geçerli bir alacağın devri sözleşmesine dayalı olarak davalıdan konutun geç tesliminden kaynaklanan gecikme tazminatını isteyebilir....

            UYAP Entegrasyonu