Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı asil tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı bankanın 25.03.2011 tarihinde ipotek tesis ettiği taşınmazı, ipotek ile birlikte 02.08.2011 tarihinde satın aldığını, kredi borcunun ödenerek kredinin kapatıldığını, ipoteğin fekki talebinin davalı banka tarafından kabul edilmediğini ileri sürerek, taşınmazı üzerindeki davalı bankanın ipoteğinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ipoteğin sadece konut kredisinin teminatı olarak alınmış bir ipotek olmayıp borçlunun banka nezdinde doğmuş ve ileride doğması muhtemel tüm borçlarının teminatı olarak alınmış bir üst sınır ipoteği olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

    Davalı vekili, olayda mülga T.M.K.’nun 169 maddesinin uygulama olanağının bulunmadığını, davacının ipoteğe konu borcun müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava konusu işlemin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4721 sayılı MK.’nun 169 maddesinin uygulanması gerektiği, somut olayda davacının eşi yararına davrandığı ve ipoteğin dava dışı eşine açılacak krediye teminat olarak konulduğu, davalının ipoteğin Sulh hakimi tarafından tasdik edildiğini iddia ve ispat etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

      Mahkemece, yuva kredilerinin davadışı şahıslarca tamamen ödendiği ve taşınmazlar üzerindeki ipoteğin ne miktar alacak için tesis edildiği açıkça belirtilmemiş olduğundan davalı lehine konulmuş bulunan ipoteklerin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu ipoteğin dayanağı olan yuva kredisi borçlanma sözleşmesinin 17. maddesinden ipoteğin sadece bu sözleşmeden doğan borcu değil, borçlunun bu sözleşme dışındaki hangi nedenle doğmuş olursa olsun her türlü borcu teminat altına aldığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili, yuva kredisi borçlularının dava dışı ... İnş.Ltd.Şti.ne kefalet nedeniyle borçlu olduklarını savunmuş ve bu nedenle ipoteğin fekkedilemeyeceğini bildirerek buna ilişkin belgeleri dosyaya sunmuştur....

        Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; dava konusu 7548 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt örneği incelendiğinde her ne kadar "İpotek alacağı üzerinde haciz vardır" ibaresi yazılı ise de, dosyada mübrez 02.05.1938 tarihli yazı içeriğinden hukuki niteliğinin ihtiyati tedbir olduğu ve 2006 tarihinde tesis edilen ipotek kaydına 1938 tarihinde haciz konulmasının mümkün olmadığı ve ayrıca davacının alacaklısı olduğu ipotek alacağının tahsil edildiği iddiası ile dava açmasında hukuki yararı bulunduğu göz önüne alınarak taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbir şerhinin, ipoteğin fekkine engel olmayacağı gözetilerek karar verilmesi gerekmektedir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.02.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen pay sebebiyle 32046 ada 31 sayılı parselin tapu kaydı üzerindeki ipoteğin terkini istemine ilişkindir. Davalı, terkini istenen ipoteğin idari yargı yerinde kaldırılması ve ipotek bedelinin depo ettirilmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ipoteğin 13.12.1986 tarihinde tesis edildiğinden ve on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir....

            müvekkilin söz konusu taşınmazı birçok kez satmaya yeltendiğini, ancak alıcıların taşınmaz üzerindeki ipoteği görmeleri dolayısıyla satışın gerçekleşmediğini, bu süreçte ipoteğin kaldırılmaması halinde bu durumun devam edip müvekkilin mülkiyet hakkını özgürce kullanamayacağını, davalı şirketlerin ticari ilişkilerinin devamı pahasına müvekkilin mülkiyet hakkını kısıtlamalarının hukuken ve vicdanen kabul edilir olmadığını, davalı şirketlerle yapılan birçok görüşme olumsuz sonuç aldığından ipoteğin fekki için mahkemeye başvuru zorunluluğu hasıl olmuştur....

              KARAR Davacı, davalı bankadan kullandığı krediye teminat olarak taşınmazını gösterdiğini, davalı banka tarafından ipotek senedi düzenlendiğini ve senedin taşınmazın kaydına işlendiğini, borcunu bankaya ödeyerek kapatmasına ve yaptığı müracaatlara rağmen ipoteğin kaldırılmadığından taşınmazı üzerindeki ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, tapu müdürlüğüne yapılan bildirimle ipoteğin fek edildiğini söylemiş, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davaya konu ipoteğin fekki işlemi, davalı tarafça, dava açıldıktan sonra , tapuda gerçekleştirilmiş olduğundan, konusu kalmayan dava hakkında HÜKÜM TESİSİNE YER OLMADIĞINA,6502 Sayılı Yasanın 73/2 md. uyarınca tüketici harçtan muaf olduğundan, davalı davaya sebebiyet vermediğinden konusuz kalan davada harç alınmasına yer olmadığına, ayrıca davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                İlk derece mahkemesince; davanın HMK'nun 114/1- C ve 115/2 maddeleri uyarınca görevsizlik nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava, tapu iptal ve tescil ile ipoteğin fekki talebine ilişkin olup, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine aittir. Ancak 7....

                Mahkemece, alacak talebinin kabulüne; ipoteğin fekki yönündeki talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, kullanılan kredi nedeniyle tapuya şerh edilen ipotek kaydının fekki ile bu kredinin kullanımı ve kapatılması sırasında değişik adlar altında alınan masrafların iadesi isteğine ilişkindir....

                  Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe;Davacılarca, dava konusu İstanbul ili Adalar İlçesi Burgazada mahallesi 24 ada 19 parsel üzerindeki ipoteğin İİK 153.madde gereğince fekkinin talep edildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, taşınmaz yeni maliki tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 153. maddesinde; “İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve yerleşim yerinin meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse, icra dairesi onbeş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder....

                  UYAP Entegrasyonu