Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Müdürlüğünün 17/04/2014 tarihli yazı cevapları uyarınca taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında bulunduğunu ve bu belgelerin 6100 sayılı HMK'nın 375/1ç maddesi uyarınca sonradan ele geçirilen belge olması nedeniyle ve aynı Kanunun 375/1-h maddesi uyarınca davacı Hazinenin hileli davranışlarda bulunarak mahkemede taşınmazın orman ile ilgili olduğu kanaati oluşturulduğunu ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile müvekkili hakkında müdahale kararı verilerek taşınmazın müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece; yargılamanın iadesi talep edilen dosyada verilen hükmün 30/03/2006 tarihinde ......

    Yargılamanın iadesi HUMK'nun 445. maddesinde düzenlenmiş olup maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden kararlar için kabul edilmiş olağanüstü bir kanun yoludur. Yargılamanın iadesini isteyen Tapu Sicil Müdürlüğü önceki kararda taraftır. Yine aleyhine yargılamanın iadesi istenen ... da 2002/148 esas sayılı davanın davacısıdır. ..., 31 ada 18 sayılı parselde soyadının “Ankaralı” olduğunu ve tapudaki kimlik bilgilerine “Ankaralı” soyadının eklenmesini istemiştir. Mahkemece de davası kabul edilerek “Ankaralı” soyadı eklenmiş, hüküm kesinleşmiş ve tapuda infaz edilmiştir. 22.05.2008 tarihli oturumda taşınmazın amcası Yusuf oğlu Mehmet'e ait olduğunu, kendisi kullandığı için kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davası açarak böyle bir düzeltme yaptırdığını beyan etmiştir. HUMK'nun 445/7. maddesinde davalının bu beyanı hükme etkili bir aldatma olarak nitelendirilmelidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmaz ise alacak davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 11.09.2012 gün ve 2012/8542-9981 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, murisi...'in köy tarafından yapılan açık artırmada ihaleden satın aldığı taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescilini, ikinci kademede ise taşınmazın rayiç değerinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili, köyde kadastro çalışmalarının 1977 yılında tamamlandığını, 14.05.2004 tarihinde yapılan harici satışın geçersiz olduğunu, davanın reddini savunmuştur....

        Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla ) Mahkemesince, davalı tarafça süresinde ve usulüne uygun şekilde yapılmış bir yetkisizlik itirazı bulunmadığı, dava konusu ihtilafın ve davacı talebinin taraflar arasında düzenlenen devremülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu, davanın hukuki niteliği gereği kesin yetki kuralı teşkil etmeyen ve süresi içerisinde ileri sürülmeyen yetki itirazı üzerine mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Devre Mülk Hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

          Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

            Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

              dan teferruat niteliğindeki malları satın almak zorunda kaldığını ve 188.799 TL ödediğini, 1 adet forklift'in de taşınmazda bulunmadığını ve piyasadan satın alındığını, taşınmazın fiilen geç teslim edilmesinden dolayı müvekkilinin kazanç kaybına uğradığını, davalının 2 adet baş kesme faturası kesmesine rağmen fiilen 1 adet başkesme makinesi teslim edildiğini, 700.000 TL ödeme yapılmasına rağmen davalının 638.886 TL bedelli fatura kestiğini, aradaki 66.113 TL'nin iadesi gerektiğini belirterek alacağın tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

                Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi ile borçlu olunmadığının tespiti istemine istemine ilişkin olarak açılan davada Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesi ve Yalova 2....

                    Davacılara ait taşınmazın tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği, her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu kuşkusuzdur. TMK'nun 1007. maddesine dayalı tazminat davalarında taşınmazın vasfının ve bedelinin belirlenmesinde 2942 sayılı kamulaştırma kanununun vasıf ve bedel belirlemeye yönelik hükümleri kıyasen uygulanır. Mahkemece mahallinde keşif yapılıp davaya konu taşınmazın arazi olduğundan bahisle rapor tanzim eden bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir....

                    UYAP Entegrasyonu