WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin 09.06.2015 tarihinde kesinleşen 19.02.2014 tarihli, 2012/422 Esas, 2014/96 Karar sayılı ilamının incelenmesinde, davacısının ..., davalıların ......, ..., ... ve ... olduğu; davanın 1159 parsel sayılı taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine yönelik olduğu, mahkemece, dava konusu 1159 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve bilirkişilerin krokisinde A harfiyle gösterilen evin davacı ... ile 17.01.2011 tarihinde vefat eden eşi ....’nın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Eldeki davada, anılan mahkeme kararı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmişse de gerekçe gösterilen mahkeme kararı 4721 sayılı TMK’nın 240’ıncı ve 652’nci maddeleri uyarınca sağ kalan eşe aile konutunun özgülenmesi niteliğinde bir karar olmadığından davanın görülmesine engel değildir....

    Aile Mahkemesince görevsizlik ve İstanbul Anadolu 21. Sulh Hukuk Mahkemesince gönderme kararları ile İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk ve İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile miras hakkına mahsuben özgülenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesince İstanbul Anadolu 17. Aile Mahkemesince taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verildiği, verilen bu kararın kesinleştiği gerekçesiyle davacının taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine yönelik davasının kesin hüküm nedeniyle reddine, miras hakkına mahsuben taşınmazın özgülenmesine yönelik talebin incelenmesi yönünden Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 21....

      Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, davalı eşin malik olduğu ve aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine davalılardan banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızasının olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını ve taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Dava tarihinden sonra dava konusu taşınmazın ihale ile satıldığı ve ihalenin 13.04.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Taşınmazın satış suretiyle üçüncü bir kişi adına tescili sonrasında aile konutu olduğunun tespiti ve ipoteğin kaldırılmasına ilişkin davanın konusu kalmamıştır....

        Bu karara karşı davalı banka tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması akabinde, Dairemizin 2020/536 E 2021/620 K sayılı 31/03/2021 tarihli kararı ile; "Dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihi itibariyle aile konutu niteliğinde olup olmadığının tespitinin, uyuşmazlığın çözümü için önem arz ettiği, davacı tarafın dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığına dair elektrik ve su faturalarına delil olarak dayandığı ve 2018 yılına ilişkin fatura örnekleri sunarak abonelik numaralarını dosyaya kazandırdığı, davalı bankanın ise sunduğu cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinde aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığının araştırılması gerektiğini belirttiği, ancak ipotek tesis tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın su ve elektrik abonelik lerine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belge bulunmadığı, bu durumda ilk derece mahkemesi tarafından dava konusu taşınmazın "ipotek tesis tarihi" itibariyle fiilen aile konutu olarak kullanılıp...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacının eşi ...' in 21.04.2008 tarihinde vefat ettiğini, ... adına kayıtlı olan ...parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 10 numaralı bağımsız bölümün aile konutu olduğunu, davacının halen bu taşınmazda oturduğunu, katılma alacağına mahsuben ve terekedeki miras payı da eklenerek, gerekirse bedel de eklenmek suretiyle taşınmazın mülkiyet hakkının davacıya tanınmasını talep etmiş, 06.01.2009 tarihinde davasını ıslah ederek katkı payına karşılık taşınmazın 3/4 ünün davacı adına tescilini bu mümkün olmadığı takdirde taşınmazın değerinin 3/4 ü olan 30000 TL alacağın ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : AİLE KONUTU ŞERHİ KONULMASI -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 2.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 27.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            İlk derece mahkemesi tarafından aile konutu olarak kullanılan taşınmazın ipotek işleminde davacı eşin açık rızasının alınmadığı, bankanın dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını bilmediği ve davalı bankanın iyiniyetli olduğu iddiasının korunamayacağı, davalı bankanın basiretli davranarak eş muvafakatnamesindeki imzanın eşe aidiyetini araştırmak durumunda bulunduğu gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması davasının kabulüne ipoteğin kaldırılarak karar verildiği, bankanın istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesi tarafından taşınmazın aile konutu olduğunun ispatlanmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı kadın tarafından temyiz yoluna başvurulduğu görülmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması-Aile Konutu Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının, aile konutu şerhi konulması talebinin reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, dava dilekçesinde ayrıca taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini de istemiştir. Başlangıçta alınan başvuru harcı bu talebi de kapsar. Ancak bu talebe ilişkin peşin karar harcı yatırılmamıştır....

                HUKUK DAİRESİ Dava; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile aile konutu şerhi konulması ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 27/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  Evlilik ölüm ile sona erdiğinden daha tarihi itibariyle aile konutu vasfı kalmadığından taşınmaza aile konutu şerhi konulamaz ise de davacının aile konutunun kendisine özgülenmesine dair yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının olduğu açıktır. Dosya kapsamı ve tanıkların beyanlarına göre, dava konusu taşınmazın miras bırakan eşin ölümü tarihinde davacı kadın ile birlikte aile konutu olarak kullanıldığı sabit olduğuna göre mahkemece dava konusu taşınmazın miras bırakanın ölüm tarihinde aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmamıştır. HMK 353/1- b-2 maddesine göre ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....

                  UYAP Entegrasyonu