Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından tamamı yönünden; davalı ... ve ... tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutunun malik olmayan eşin rızası alınmadan davalılardan ... ve ...'a satıldığından bahisle Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi gereğince, davalılardan ... ve ...'a adlarına olan tapu kaydının iptali ile eski malik olan diğer davalı eş Musa Kurat adına tapuya tescili ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu iddiası ile Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuştur. Dava konusu taşınmazın davacının eşi ... tarafından 21.09.2012 tarihinde davalılardan...'a devredildiği,...'ın da 30.09.2015 tarihinde taşınmazı davalılardan ...'ya sattığı, davacının 13.10.2015 tarihinde bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmamıştır. Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir . Bu durumda taşınmazı ilk devralan...'...

      Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." Dava, Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı “aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi” istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652 maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde, tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir. Mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır”, hükmünü içermektedir....

      Türk Medeni Kanununun 194. maddesi, aile konutunun devrini ve aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılmasını diğer eşin açık rızasına bağlamıştır. Dava konusu aile konutu üzerine ipotek konulması işleminde davacının, açık rızasının alındığı kanıtlanmamıştır. Tacir olan bankanın basiretli tacir gibi davranması gerekir. Davalı bankanın taşınmazın aile konutu olduğunu bilmediği yönündeki savunmasına itibar olunamaz. Ayrıca davacının kardeşinin borcu için ipotek verilmesi nedeniyle, davacının bunu bildiği veya bilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının kötü niyetli olduğunun kabulü de isabetli değildir. Bu bir varsayımdan ibarettir. Varsayım üzerine hüküm bina edilemez. Sonuç olarak Türk Medeni Kanununun 194. maddesi aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılmasının geçerli olabilmesi için, diğer eşin açık rızasının bulunmasını aramıştır. Somut olayda, davacının açık rızasının varlığı kanıtlanamamıştır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutunun Sağ Eşe Miras Payına Mahsuben Özgülemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm, aile konutu olduğu ... 10. Aile Mahkemesinin 2013/43-437 karar sayılı ilamıyla hükmen belirlenen taşınmazın Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı olarak miras hakkına mahsuben sağ eşe özgülenmesine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 17.07.2014 tarihli 2014/2 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.13.10.2014 (Pzt.)...

          Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle davacının, aile konutunun devrine ilişkin tasarrufun, Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine dayanarak iptal ve tescilin talep edildiğinin anlaşılmasına göre, Hukuk Usul Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle de; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da, idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu yolla hesaplanan 227.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 52.40 TL. ilam harcının karar düzeltme talebinde bulunana yükletilmesine, peşin...

            KARŞI OY YAZISI Yerel mahkeme malik olmayan eşin "zımnen rıza göstermesi" gerekçesi ile aile konutunun satışının "açık rıza" alınmadan yapılan satışına yönelik davayı reddetmiş bulunmaktadır. Türk Medeni Kanununun 194 f.I hükmünde yer alan "açık rıza" sözcüklerini yargı organlarının içtihaden "zımnen rıza" şekline dönüştürmesi anayasal yetki kullanımı ile bağdaşmaz. Açık rıza yokluğu işlemi "kesin hükümsüz" kılar. İsviçre öğretisinin yanı sıra Türk öğretisindeki baskın görüş de bu istikamettedir. Aksi düşünce, Türk Medeni Kanununun 194.madde hükmüne dayalı yasama organının "malik olmayan eşi koruma düşüncesinin" pratikte uygulanamaz duruma düşürüleceği kanaatini edinmemize sebebiyet vermektedir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar tarihinden sonra, tarafların 10.07.2017 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları anlaşılmaktadır. Boşanma ile evlilik sona erdiğine göre; Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinde aile konutu için düzenlenmiş olan koruma hakları da sona erer. Açıklanan nedenle dava konusuz kaldığından, “Karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

                Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle 1.11.2004 olan dava tarihinin karar başlığında 24.07.2008 olarak yazılmasının maddi hataya dayanmasına, mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına, Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı aile konutunun özgülenmesi talebi hakkında tefrik kararı verilmesine göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 60.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.06.2009...

                  Her ne kadar birleştirilen davacı oturma hakkı tanınmasını istemiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 33.maddede belirtildiği üzere olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan birleştirilen davada asıl talep 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine ilişkindir. Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında sayılan aile konutu hakkında; sağ kalan eş kendisine miras hakkına mahsuben aile konutunda mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Davacının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652/1 maddesi uyarınca muris ile birlikte yaşadığı, başka bir deyişle hükmen aile konutu olarak tespit edilen taşınmazda miras payına mahsuben mülkiyet hakkı bulunmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu