Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesi görevi aile mahkemesine ait ise de özgülenme istemine ilişkin talep yönünden Türk Medeni Kanununun 652. ve devamı maddeleri dikkate alındığında görev sulh hukuk mahkemesine ait bulunmaktadır. Mahkemece, ikinci kademedeki aile konutunun sağ kalan davacı eşe özgülenmesi istemine yönelik talep yönünden sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nın 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2013/12 Esas, 2014/453 sayılı Kararıyla davacı ile murisin öldüğü tarihe kadar aile konutu olduğunun tespitine karar verildiğini, dava konusu 4 nolu bağımsız bölüm haricinde aynı ada ve parselde kayıtlı bulunan 7 ve 8 numaralı bağımsız bölümler için de ... Mahkemesi'nin 2012/336 Esasına kayıtlı muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının devam ettiğini belirterek miras hakkına mahsuben davacıya 4 nolu bağımsız bölüm üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını istemiştir. Mahkemece, ... 14. Aile Mahkemesi'nin 2013/12 Esas, 2014/453 Karar sayılı dosyasında davaya konu edilen taşınmazın aile konutu olduğu tespit edildiğinden ve karar kesinleştiğinden bahisle ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesine dayanan “aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine” ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması ve Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, dava aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin olup, işleme rızası gereken eş tarafından 1.11.2012 tarihinde açılmış olmasına, konut üzerinde hak sahibi olan kocanın, davadan önce 8.3.2011 tarihinde ölümüyle evlilik birliği sona ermiş olup, dava tarihi itibariyle ortada Türk Medeni Kanununun 194. maddesi çerçevesinde korunması gereken bir aile konutunun kalmamış bulunmasına, sağ eşin birlikte yaşanılan konutla ilgili miras hukukundan ve mal rejiminden kaynaklanan haklarının, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin koruma kapsamında bulunmamasına...
Türk Medeni Kanunun 194. madde hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulun mamaktadır. 4721 sayılı türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur....
Kanun koyucunun; bu hükümle, evliliğin devamı süresince aile konutunun kaybedilmesini önlemek, diğer eşin ve çocukların barınma haklarını etkin güvence altına almak amacını güttüğü açık ve tartışmasızdır. Hüküm, aile konutu üzerindeki, mülkiyetin nakledici ve ya sınırlandırıcı işlemin geçerliliği için diğer eşin açık rızasını aramıştır. Zımmi rıza yada onay verildiğine delalet eden bir takım davranışlardan çıkartılan rıza, işleme geçerlilik kazandıramaz. İşlem için rızası aranan eş, haklı bir sebep olmaksızın rıza vermekten kaçındığı takdirde , işlemi yapacak olan eş, Türk Medeni Kanununu 194/2. maddesine göre hakime başvurarak, o işlemin yapılmasının ailenin çıkarına olduğunu ve işlemin yapılmasının aile konutunun kaybına yol açmayacağını ve diğer eşin haklı bir sebep olmaksızın rıza vermekten kaçındığını kanıtladığı , bu konuda ikna edici deliller getirdiği takdirde o işlem için diğer eşin rızasının gerekmediğine karar alabilir....
Türk Medeni Kanunun 193. hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, "aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi tek başına" bir hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma "ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından maddi tazminat talebinin reddi, manevi tazminatın miktarı ve aile konutunun özgülenme süresi yönünden; davalı tarafından ise, nafakalar, manevi tazminat ve aile konutunun özgülenmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının tüm davacının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin...
Türk Medeni Kanununun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu devredemez. Bu işlem “ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak da verilebilir....
'ya ait 135 ada 1 parsel sayılı taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile taşınmazdaki miras hakkına binaen kendisine mülkiyet tanınmasını, bu talebi kabul edilmediği takdirde intifa hakkı tesis edilmesini istemiştir. Dava önce aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde açılmış, asliye hukuk mahkemesince sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bu karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Dosyanın gönderildiği sulh hukuk mahkemesince asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanan “aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine” ilişkindir. Dava konusu taşınmazın davacı ile murisin öldüğü tarihe kadar aile konutu olduğunun tespitine ilişkin İstanbul Anadolu 14....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesine göre açılmış olup, aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkin bulunmaktadır. Mahkemece genel hükümlere göre davaya bakılıp sonuçlandırılmıştır. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....