Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlık konusunun Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında olduğu ve Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Mahkemece yapılan yargılamada iddia ve dosya kapsamına göre, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu'n 3/L maddesi gereğince, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların bu kanunun kapsamında kaldığı, aynı yasanın 73. maddesi gereğince, bu kanundan doğan uyuşmazlıklarda yargılama yapma görevinin Tüketici Mahkemesine ait bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ... nöbetçi Tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 03/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'dan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici Mahkemesi ise gayrimenkul satışının tapudan yapılmadığı sürece geçersiz olduğunu, geçersiz olan sözleşmeye göre sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanacağını, bu nedenle, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek karşı görevsizlik kararı vermiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda dava, taraflar arasında düzenlenen villa satış sözleşmesinin ifa edilmemesi ve hatta inşaatına hiç başlanmaması nedeniyle ödenen bedelin ticari faizi ile tahsili istemine ilişkindir. Buna göre davanın açıldığı tarihde yürürlükte olan 4077 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın Adana 2....
İddia şekline göre ; davacının konut olan bu yeri oturmak amacıyla satın aldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/c maddesi ile "konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar" da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23. maddesi uyarınca tüketicinin korunması hakkındaki yasa uygulamasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekir. Açıklanan bu olgu karşısında, mahkemece ayrı bir tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi yok ise davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi yerine Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 2.6.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi ise dava tarihi olan 25/01/2016 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/(1)-k maddesi gereğince bankacılık sözleşmelerinden kaynaklanan işlemlerin de tüketici işlemi olduğu ve bu sözleşmelerle ilgili uyuşmazlıkların çözüm yerinin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiştir.Somut olayda, davacı vekili, dava dışı borçlu ... İç ve Dış Ticaret A.Ş. ile müvekkili arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin davalı taraflarca müteselsil kefil olarak imzalandığını, sözleşme gereğince açılan kredili mevduat hesap borcunun ödenmediğinden davalılar hakkında icra takibi başlattıklarını belirterek, davalı borçlunun takibe yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra, 25/01/2016 tarihinde açılmışsa da sözleşmenin dava dışı tacir olan ......
Diğer taraftan, gerek 5464 sayılı Kanunun 44/1. maddesi metninden ve gerekse de aynı Kanunun 43. maddesinden, "tacir" olan kart hamilleri ile kart çıkaran kuruluşlar arasındaki ihtilafların Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi bulunduğu ve asliye ticaret mahkemelerinin görevli olacağı anlaşılmaktadır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesi ile Tüketici Kanununun kapsamı genişletilmiş ve kredi kartından kaynaklanan uyuşmazlıklar yönünden "kart hamili / kart çıkaran kuruluş" ayrımı ortadan kaldırılarak, kart hamilinin tüketici sıfatını haiz olduğu tüm ihtilaflar yönünden tüketici mahkemeleri görevli hale gelmiştir....
Davalı konut site yönetimi, mesleki ve ticari amaçlarla hareket etmemesi ve hizmet alan olması nedeniyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketici sıfatına sahiptir (... BAM 31. HD. 16/03/2021 tarih, 2021/69 e, 2021/25 k). Bu hali ile davalı 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketici, taraflar arasındaki sözleşme ise 6502 sayılı Kanunun 3/1-l maddesi uyarınca tüketici işlemi niteliğindedir. Tüm dosya kapsamı ve açıklanan hükümler birlikte değerlendirildiğinde, davalının tüketici, dava konusu işlemin ise tüketici işlemi olduğu, davanın sayılan ticari davalar arasında bulunmadığı, bu hali ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73/1. maddesi uyarınca davada Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından davanın usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde sayılan davalar, bazı özel kanunlarda belirlenmiş olan davalar (Kooperatifler Kanununun 99.; İcra ve İflas Kanununun 154.; Finansal Kiralama Kanununun 31.; Ticari İşletme Rehni Kanununun 22. maddesi) ile her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan işlerden kaynaklanan davalar ticari dava olarak kabul edilmektedir ve bu davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Kapsam başlıklı 2. maddesi "Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar." hükmünü içermektedir....
Bir uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Tüketici Mahkemesinin görevi kapsamında kalması için ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan bir sözleşme veya hukuki işlemden kaynaklanması gerekmektedir. Diğer taraftan,6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49/1 maddesinde;"Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür."hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, davacı ... şirketinin, kasko ... poliçesi kapsamında sigortalısına ödediği hasar bedelini, haksız fiil sorumlusu olduğunu iddia ettiği davalılardan rücuan talep ettiği, davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....