Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olup yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır....

    G E R E K Ç E Uyuşmazlık, haksız icra takibi ve hacizden kaynaklanan haksız eylem nedeniyle manevi tazminat isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere,6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.58/1.fıkraya göre kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Ayrıca, haksız icra takibi ve haciz nedeniyle manevi tazminat talep edilebilmesi için davalı tarafın davacı aleyhine başlattığı icra takibinde kötüniyetli ve ağır kusurunun varlığının davacı tarafından ispat edilmesi gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın menfi tespit talebi yönünden kabulüne, istirdat talebi yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

      Maddesi uyarınca açılan istirdat ve haksız haciz nedeniyle uğranılan manevi tazminat davasıdır. Öncelikle istirdat davasına ilişkin kanuni düzenlemelere değinmekte fayda vardır. İİK’nun 72/7. bendinde ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. İstirdat davasının şartları; geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması, borçlu-davacının ödemek zorunda olmadığı bir parayı ödemiş olması ve maddi hukuk açısından paranın istenebilir olmasıdır....

        dava açılmasının mümkün olmadığı, ayrıca davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadan menfi tespit ve istirdat davası açtığı, bu nedenle dava konusu yapılmayan, ancak bilirkişi tarafından tespit edilen bakiye alacağını ıslah suretiyle talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının İstanbul 13....

          Mahkemece davanın arabulucuya başvurulmadan açıldığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ise de, dava konusunun davacı tüketicinin davalı bankadan aldığı kredi kartından kaynaklı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır....

          Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında imzalanan kira sözleşmesi gereğince davalıya verilen senetlerin, kiralanan yeri tahliye etmelerine rağmen davalı tarafından takibe konulduğunu, müvekkilinin bankadaki parasına ve aracına haciz uygulandığını, bunun üzerine menfi tespit davası açtıklarını, açılan menfi tespit davasında müvekkili lehinde karar çıktığını ve kesinleştiğini belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davacının banka hesabına konulan blokaj ve aracının muhafaza altına alınması nedeniyle uğradığı toplam zararının bilirkişilerce 38.884,16 TL olarak hesaplandığı, ancak davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtığı dava da toplam 20.000 TL maddi tazminat isteminde bulunduğu, ıslah talebinin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

            Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde menfi tespit davasında arabucuya başvurulmasının dava şartı olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz....

              Mahkemece, davanın İİK'nın 89/3. maddesinde dayanağını bulan üçüncü şahıs tarafından açılan menfi tespit davası olduğu, davacının yasal 15 günlük hakdüşürücü süre geçtikten sonra menfi tespit davasını açtığı gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine, davalı tarafın tazminat talebinin kabulü ile dava değerinin % 20’si tutarında tazminata karar verilmiştir. Davacı, menfi tespit isteminin yanısıra istirdat isteminde de bulunmuştur. Her ne kadar, davacı taraf davasını yargılama aşamasında ve son olarak temyiz dilekçesi içeriğinde İİK’nın 72. maddesine dayandırmış ise de, davanın hukuki nitelendirmesi hakime aittir. İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından belirtilen Kanun hükmünün uygulanması mümkün değildir....

                Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233) Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....

                  UYAP Entegrasyonu