Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş Mahkemesi tarafından verilen 26.11.2015 günlü ve 2012/466 E. - 2015/468 K. sayılı hükmün temyizen incelenmesi, davacı Kurum ve davalı . ve .... vekilleri tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. Dosya kapsamına göre, 19.04.2002 tarihinde meydana gelen trafik - kazası sonucu meslekte kazanma gücü %28 oranında azalan sigortalıya davacı Kurum tarafından 01.09.2003 tarihinden itibaren sürekli göremezlik geliri bağlandıktan sonra işbu davanın açıldığı, yargılama aşamasında kazalının durumunun yeniden değerlendirmeye tabi tutulması üzerine, bu kez 26.05.2008 tarihli .... Üniversitesi ....Kurulu Raporu gözetilerek sigortalının sürekli göremezlik oranının .... Kurulu’nca 03.06.2009 tarihinde %20,2 olarak saptandığı, anlaşılmaktadır....

    İhtisas Kurulu'ndan alınacak rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp 2. Üst Kuruluna (Genel Kurul) gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Sigortalının sürekli göremezlik derecesine itiraz edilmesi halinde; anılan yasal prosedüre uygun olarak sürekli göremezlik derecesinin belirlenmesi, yapılacak inceleme sonucunda sürekli göremezlik derecesinin Kurumca belirlenen oranın altına düşmesi durumunda bu değişiklik, dava dışı sigortalının hak alanını ilgilendirdiğinden ve sigortalının taraf olduğu bir davada sonuçlandırılması gerektiğinden davalı tarafa, sigortalı ile Kuruma karşı göremezlik derecesinin belirlenmesi için dava açmak üzere süre verilmesi, açılacak davanın sonucunun beklenmesi, sürekli göremezlik derecesinin kesinleştirilmesinden sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Davacının 10.07.2006 Tarihinde geçirdiği kazası sonucu %43,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğinin, İzmir 2. İş Mahkemesi’nin 16.11.2015 Tarih ve 2008/119 E, 2015/555 K sayılı kararı ile hüküm altına alındığından, davacının maluliyet farkından doğan fark gelirin hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE" karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı Kurum tarafından yapılan işlemlerin tazminat davasının kesinleşmesinden önce gerçekleştirildiğini, davacı tarafından herhangi bir Mahkeme kararı sunulmadığı için %21 sürekli göremezlik derecesi üzerinden işlem yapıldığını, bu nedenle Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava; sürekli göremezlik derecesinin tespiti istemine ilişkindir....

    Davaya konu somut olayda; kazasına uğrayan sigortalıya 27.03.2005 tarihi itibariyle % 10.2 sürekli göremezlik derecesi üzerinden gelir bağlandığı, yargılama sürecinde alınan 05.05.2008 tarihli ... raporunda ise sigortalının sürekli göremezlik derecesinin % 1.3’e düştüğü anlaşılmaktadır. Sürekli göremezlik geliri; 506 sayılı Yasanın 19. maddesi hükmü uyarınca zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının meslekte kazanma gücünü en az % 10 oranında yitirmiş olması halinde sağlanan bir sosyal sigorta yardımı niteliğindedir. Buna bağlı olarak, sigortalının, gelir almakta iken sürekli göremezlik geliri bağlanmasını gerektiren meslekte kazanma güç kaybı oranının tamamının ortadan kalkması veya % 10 oranının altına düşmesi halinde, kesilen gelir, göremezlik derecesine bağlı olan sürekli işgöremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değerini doğrudan etkilemektedir....

      Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı taraf, davalı T3'ın 20/11/2015 tarihinde geçirdiği kazada yaralandığı, davalı tarafın davacıya karşı, vergi idaresi tarafından kabul edilen %65 maluliyet oranına istinaden, mahkemelerinde maddi ve manevi tazminat davası açtığı, bunun üzerine davacı tarafından davalının sürekli göremezlik derecesinin tespiti için bu davanın açıldığı, yargılama sırasında kurum tarafından meydana gelen olayın komisyon kararı ile kazası olarak kabul edildiği ve davalının kurum sağlık kurulu ve yüksek sağlık kurulunca sürekli göremezlik derecesinin % 4 olarak belirlendiği, yine yargılama aşamasında ATK ihtisas dairesi ve giderek üst kuruldan alınan raporlarda davalının sürekli göremezlik derecesinin %6,1 olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, mahkemece birbirini teyit eden Adli Tıp Kurumu raporları dikkate alınarak mahkemece verilen karar yerinde olmuştur....

      K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu kararı uyarınca davacının kazası tarihinden itibaren sürekli göremezlik derecesinin %26 oranında olduğunun ve kazası tarihinden itibaren hak kazanılan sürekli göremezlik gelirinin buna göre bağlanması gerektiğinin hükmün infazı sırasında dikkate alınabileceğine göre davalı Kurum vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 26/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak açıklanan mevzuat hükümleri çerçevesinde sürekli göremezlik derecesinin kesinleştirilmesine dair prosedürün işletilmek suretiyle, kazalı sigortalının sürekli göremezlik derecesinin başlangıcını da gözetecek şekilde ... Üst Kurulundan rapor alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir ve bozmayı gerektirir....

          Sürekli göremezlik oranındaki artışa bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek göremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan göremezlik oranındaki değişim karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen göremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin, gelir başlangıç tarihi itibarıyla, artan göremezlik oranına (%73) göre belirlenmesi, yeni oran üzerinden belirlenmiş olan bu peşin sermaye değerli gelirden, gelir başlangıç tarihinden sürekli göremezlik derecesinin arttığı tarihe kadar ödenen gelirin, yüksek göremezlik oranı ile düşen göremezlik oranı arasındaki fark göremezlik oranına (%22,5) karşılık gelen miktarının çıkarılması gerekecektir. Öte yandan başlangıçtaki gelir onay tarihinin esas alınması gereği de dikkate alınmalıdır....

            GEREKÇE : Dava, sürekli göremezlik derecesinin tespiti ile 25/03/2008 tarihinden itibaren tarihinden itibaren meslek hastalığı nedeniyle gelir bağlanması istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 19. maddesinin 1. fıkrasında, "İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli göremezlik gelirine hak kazanır." 8. fıkrasında, "Sigortalının göremezlik geliri; a)Geçici göremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihi, b)Geçici göremezlik tespit edilemeden sürekli göremezlik durumuna girilmişse, buna ait sağlık kurulu rapor tarihini, takip eden ay başından başlar." düzenlemesi mevcuttur....

            olduğu 17.11.2015 tarih 4395 sayılı raporu sürekli göremezlik derecesinin tespiti için 07.01.2016 tarih 116988 sayılı yazıları ile Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezine gönderilmiş olduğunu, Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi 15.01.2016 tarih 00385 sayılı kararıyla sigortalıya % 21,2 oranında sürekli göremezlik derecesi vermiş olduğunu, Rehberlik ve Teftiş Ankara Grup Başkanlığınca tanzim olunan 12.07.2016 tarih 105866- 17/İR:17 sayılı müfettiş raporunda işverenin %85, sigortalının %15 kusurlu olduğu belirtilmiş olduğunu, İl Müdürlüklerince Sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanmış olduğunu, söz konusu dava hukuki mesnetten yoksun olduğunu, kazasının ve maluliyetin tespiti zaten müvekkili kurumca yapılmış olduğunu, müvekkili kurum davanın açılmasına sebebiyet verecek bir işlemde bulunmamış olduğunu, kaldı ki, davalı işçinin açtığı dava bakımından SGK'nın tespiti işçi açısından kesin bağlayıcı değil, güçlü bir delil teşkil edeceğini, yine bu tespit neden davacı...

            UYAP Entegrasyonu