Somut olaya bakıldığında ise ; dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkin olup kal talebi içermemekteyse de dosyanın geçirdiği süreç, uzun yıllar davalı tarafından açılmış tapu iptali ve tescil davasının beklenmiş olması ve tapu iptal ve tescil davasının da Yargıtay incelemesinde olup son aşamada bulunması göz önüne alındığında Mahkemece tapu iptal ve tescil davasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.12.2004 gününde verilen dilekçe ile asıl ve birleştirilen davalar ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 10.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı- birleştirilen davacısı Hazine tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl dava, 4706 sayılı Yasa uyarınca tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise yolsuz tescil nedeniyle mülkiyetin iadesine yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Asıl davada davacı vekili, davalı Hazine adına kayıtlı olan 347 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 4916 sayılı Yasa ile değişik 4706 sayılı Yasanın 5. maddesi kapsamında mülkiyetinin bedelsiz olarak Belediye'ye devredilmesi gerekirken Hazine tarafından...
e iadesine karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlem 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Dolayısı ile kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazine'nin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.01.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptal tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddine savunmuştur....
Mahkemece; dava konusu 745 ada, 8 parsel numaralı taşınmazın ve davacılar murisi adına tescil olunan 745 ada, 9 numaralı parselin imar uygulaması (idari işlem) sonucu tapuya tescil olunduğu, bu tescilin dayanağını oluşturan idari işlemin İdari Yargı yerinde iptal edilmemesi nedeniyle varlığını ve geçerliliğini hukuken koruduğu anlaşılmakla, idari işlemin İdari Yargı yerinde iptali sağlanmadığından, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı ... Kaban temyiz etmiştir. Dava tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacıların murisi ...’a 775 sayılı Gecekondu Yasası ve 2981 sayılı İmar Yasası'nın ilgili maddeleri gereğince 23/01/1985 tarihinde 2904 parselde işgal ettiği yerin 400m2'lik bölümü için tapu tahsis belgesi verilmiştir. Bölgede yapılan imar uygulaması sonucu oluşan parsellerden 9 parsel sayılı taşınmazdan DOP kesilerek davacılar adına tescil edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 212 ada 56 parsel sayılı 1.364,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edildikten sonra 02.06.2011 tarihinde satış nedeniyle davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu... Mahallesi çalışma alanında bulunan 623 ada 28 parsel sayılı 15.627,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle bağ vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiş, satış yoluyla ... 1/4, ... 1/4, ... 1/2 adlarına kaydedilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır....
Dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 20.04.1994 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Yargıtay 1. Hukuk Dairesince çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışına çıkarıldığı kabul edilerek; mahkemenin, davanın kısmen kabulü yönünde verdiği karar bozulmuşsa da, Yönetimin davası taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı iddiasına dayalıdır. Yani; dava, 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil davası değil, kesinleşen orman sınırları içinde kalan tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu durumda, Yargıtay bozma kararının maddi yanılgıya dayandığı açıktır. 04.02.1959 tarih 13/5 sayılı İ.B.K. ve 1998/708 sayılı H.G.K. kararlarına göre maddi yanılgıya dayalı bozma kararlarına uyulmuş olması taraflar lehine usulü kazanılmış hak oluşturmaz....
Davacılar ..., ... ve ... 15.12.2016 tarihli dava dilekçesiyle; dava konusu taşınmazların cebri icra yolu ile davalı banka adına tescil edildiği, taşınmazların bedellerinin ödenmediği, bu nedenle dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini talep ve dava etmişler, davacılar ..., ... ve ... tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının, davacılar ... ve ... tarafından açılan tapu iptal tescil davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahalli mahkemece yapılan yargılama sonunda her iki davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar tarafından istinaf edilmiş ve bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde, asıl davada davacılar ... ve ... tarafından dava konusu edilen tapu iptal tescil istemi ile birleşen davada davacılar ..., ... ve ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.04.2012 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir....