Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/130 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile tapusunun iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini belirterek dava konusu taşınmazın rayiç bedelinin fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 29/12/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettikleri tazminat miktarını fazlaya dair haklarını saklı tutmak kaydı ile 408.141,50 TL’ye artırmış, alacağın tamamına tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz işletilmesini istemiş, ıslah harcını da yatırmıştır....
HUKUK DAİRESİ Dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptal tescili olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin olup, tapu iptal tescil talebinin kabulüne dair verilen karar bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine 21/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Ayrıca, davacı tarafından davalı Belediye ve Hazine aleyhine açılan 28.05.1984 tarihli tapu tahsis belgesi ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasının 09.12.2010 tarihinde reddine karar verilip Yargıtay 8. Hukuk Dairesinden geçip 13.09.2012 tarihinde kesinleşmiştir. 775 sayılı yasanın 23. maddesi (...yıkılması gereken izinsiz yapılar enkazı kendilerine ait olmak üzere sahipleri tarafından yıktırılır. Bundan dolayı kendilerine herhangi bir bedel verilmez....
Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.04.2018 tarihinde verilen dilekçeyle yapsatçıdan temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede alacak, yüz ölçüm eksikliği ve kira kaybı nedeniyle tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davacının terditli olarak açtığı davada tescil talebinin reddi, alacak talebinin kısmen kabulüne, yüz ölçüm eksikliği ve kira kaybı nedeniyle tazminat talebinin reddine dair verilen 15.01.2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 22.12.2020 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı....
Anılan eksikliğin giderilmesinden sonra dosya tekrar Dairemize gönderilmiş olmakla içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Dava, yükleniciden temlik alınan şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalılardan yüklenici ... İnşaat Tic. ve San. Ltd....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkin olmakla; 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2. maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Banka kayıtlarından ve davalı tarafın ödemelere ilişkin herhangi bir itirazlarının da bulunmaması sonucu davacıların harici sözleşme kapsamında satış bedeline yönelik edimlerini yerine getirmiş olduğu tespit edilmiştir. Davalı şirket vekili, dava konusu edilen harici sözleşmeye konu taşınmazı tapuda devre hazır olduklarını ve mahkemenin tapu iptal ve tescile karar vermesini talep etmiştir. Davacılar vekili, öncelikle ödenen bedelin iadesini olmadığı takdirde tapu iptal ve tescile karar verilmesini talep etmiştir....
Yönetimi;Merkez ... mahallesi 125 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tescili ve davalının elatlmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın KABULÜNE, davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline,davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescili ile el atmanın önlenmesine ilişkindir....
İncelenen dosya kapsamından, çekişmeli taşınmazın, öncesinde 1989 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosunda, tespit tutanağı düzenlenmeksizin taşlık olarak tespit harici bırakıldığı, 23/03/1995 tarihinde idari tescil ile, ilk kez 122 ada 2 parsel numarası verilerek, Hazine adına özel mülk olarak tapuya tescil edildikten sonra, imar uygulaması ile davaya konu taşınmazın da içinde yer aldığı parsellerin oluşturulduğunun anlaşıldığına, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastro haritası ile eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, orman kadastro sınırı içinde ve orman sayılan yerlerden olduğunun saptandığına,orman niteliğindeki taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğuna ve bu nedenle özel mülk olarak herhangi bir kişi adına tescil edilemeyeceğine, bu şekilde oluşturulan tapu kaydının,yolsuz tescil niteliğinde olması nedeniyle sahibine mülkiyet ... kazandırmayacağı...
İncelenen dosya kapsamından, çekişmeli taşınmazın öncesinde 1989 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosunda, tespit tutanağı düzenlenmeksizin taşlık olarak tespit harici bırakıldığı, 23/03/1995 tarihinde idari tescil ile, ilk kez 122 ada 2 parsel numarası verilerek, Hazine adına özel mülk olarak tapuya tescil edildikten sonra, imar uygulaması ile davaya konu taşınmazın da içinde yer aldığı parsellerin oluşturulduğunun anlaşıldığına, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastro haritası ile eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, orman kadastro sınırı içinde ve orman sayılan yerlerden olduğunun saptandığına, orman niteliğindeki taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğuna ve bu nedenle özel mülk olarak herhangi bir kişi adına tescil edilemeyeceğine, bu şekilde oluşturulan tapu kaydının,yolsuz tescil niteliğinde olması nedeniyle sahibine mülkiyet ... kazandırmayacağı...