-KARAR- Dava, hile hukuksal nedenine dayalı, tapu iptal tescil olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkindir. Çekişme konusu taşınmazın 28.01.2005 tarihli resmi akitle satış suretiyle davalıya temlik edildiği kayden sabittir. B.K.’nun 217. maddesi delaletiyle 211. maddesi uyarınca, bedel ödenmediği takdirde taşınmazın sicil kaydının tekrar davacıya döneceğine dair ihtirazi kayıt dermeyan edilmediği gözetilerek iptal tescil isteğinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan bedelin alınmadığı konusunda ispat yükü kendinde olan davacıya, yemin teklif etme hakkı iki kez hatırlatılmış ve verilen kesin süreye rağmen bu hakkın kullanıldığı,bedel isteği de kanıtlanamamış olduğundan tazminat talebinin de reddi doğru olduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aile ve ... 15. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. ... 10. Aile Mahkemesi, "...Davanın muvazaa sebebiyle tapu iptali tescil ve taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulması isteklerine ilişkin olduğu, taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın aile mahkemesinde, tapu iptali ve tescil davasının ise genel mahkemede görülmesi gerektiğinden taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın tefrikine, muvazaya dayalı tapu iptali ve tescil davasına bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik ve tefrik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesince, "...Davacı ve davalı ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.09.2005 gününde verilen dilekçe ile taksim anlaşmasına dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen davada davacı ... vd. tarafından davalı ... aleyhine 18.01.2006 günlü dilekçe ile muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen 18.02.2008 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.04.2009 günü için yapılan tebligat üzerine davalılar ... ve ... ... vekili Av.... ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra davalı tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. DuruŞmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - tazminat davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde, tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 13.01.1988 tarihli satış senedi ile davalı tarafından kendisine satılıp bedelinin peşin alındığını, taşınmazı aldığından beri kendisinin kullandığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde şimdilik 15.000 TL tazminatın faiziyle ödenmesini talep etmiştir....
Hemen belirtilmelidir ki, davada ileri sürülen iddia ve buna bağlı istek muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı bulunmaktadır. Muris muvazaasına ilişkin açılan tapu iptal ve tescil davalarının herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği gerek Yargıtay ve gerekse doktrince kabul edilen yerleşik içtihatlardandır. Bu isteğe bağlı açılan tazminat davalarında zamanaşımı süresinin başlama tarihinin ise iptal ve tescil isteme hakkının ortadan kalkacağı tarih olacağı da tartışmasızdır.. “Somut olayda, davacılar tapu iptal ve tescil isteyeceği yerde taşınmazın el değiştirmesi nedeniyle tazminat istemişlerdir. Bir kimse, sahip olduğu seçimlik haklardan birisi için dava açma yönünde zorlanamaz. Tapu iptal ve tescil davasının reddi durumunda açılacak tazminat davasının B.K'.nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık süreye tabi olacağı kuşkusuzdur. O halde, eldeki tazminat isteği bakımından zamanaşımı süresinin geçtiğinden söz edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.05.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen davada ise davacı ... vekili tarafından 18.01.2008 günlü dilekçe ile davalı... v.d. aleyhine satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 07.05.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi birleştirilen dava davacısı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.09.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden birleştirilen dava davacısı ... Av. ... geldi, başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.07.2000 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 13.12.2011 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 01.03.2000 ve 03.04.2000 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, satış vaadi bedelin ödenmediğini, sözleşmenin iptali hususunda dava açıldığını, bunun sonucunun beklenmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur....
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 1-Mahkeme kararı hükmü temyiz eden davacıvekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur.HUMK'nun 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, tahsis kararına dayalı tapu iptal ve tescil yada tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,15.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olaya gelince; tapu tahsis belgesi iptal edilmiş olup, iptalinin iptali için davacı tarafından idari yargıya başvurulması sonucu da davanın reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle artık geçerli tapu tahsis belgesi bulunmadığı anlaşıldığından tapu iptali ve tescil talebinin reddi gerekir. Ancak davacının tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat talebi olduğundan, ikinci kademedeki (terditli) tazminat isteğinin araştırılıp incelenmesi, tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....