"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalının davacılar aleyhine sözleşmeye dayalı icra takibi başlattığını, ancak icra takibinde talep edilen borcun davacının davalıdan aldığı malları üçüncü kişilere satamadığı için muaccel hale gelmediğini ileri sürerek davacıların davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasının iptaline ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, itirazın iptali davası açıldıktan sonra menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesini istemiştir....
Davacı sözleşmelerdeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek menfi tespit isteminde bulunmuş, mahkemece grafoloji uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmış, bilirkişi raporunda sözleşmedeki imzaların davacıya ait olduğunun belirlenmesine ve mahkemenin kabulü de bu yönde olmasına rağmen kaşe ve nüfus cüzdan örneğine itibar edilerek menfi tespit davasının reddine karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve talebin iptali istemine ilişkin davada ... 1. Sulh Hukuk ve 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira sözleşmesinin iptali ile birlikte açılan menfi tespit ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.nın 8/II-1. maddesine göre kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları sulh hukuk mahkemesi görevi kapsamındadır. Somut olayda; taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye dayalı olarak dava açıldığı anlaşılmakla, değerine bakmaksızın uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili müvekkili ile davalı arasında imzalanın sözleşme uyarınca müvekkilinin hayvancılık ve besicilik kredileri kullandığını, müvekkilinin tüm borcu ödemesine rağmen davalı banka müvekkili hakkında 30.05.1997 tarihli sözleşmeye dayalı olarak ilamsız takibe geçtiğini müvekkilinin davalıdan bu miktar kredi almadığını kredinin ödendiğini gösteren belgelerin olmadığını öne sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yargılama sırasında davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
- K A R A R - Davacı vekili, davacının davalı şirkettin muhasebe bölümünde 6 yıl çalıştığını, davalı şirket yetkililerinin hakaret etmesi nedeniyle davacının iş sözleşmesini feshederek davalı aleyhine İş Mahkemesi'nde alacak davası açtığını, bunun üzerine davalının davacı aleyhine senede dayalı icra takibi yaptığını, davacının davalıya ait işyerinden diğer işçiler gibi dönem dönem alışveriş yaptığını, davalının borç miktarını taksitler halinde teamül gereği işçilerden kestiğini, davacının alışveriş nedeniyle sözleşmeyi ve altındaki bonoyu boş olarak imzaladığını, işyerinden ayrılmadan borcunu ödediğini, sadece 560,00 TL borcu kaldığını, bonunun sözleşmeye dayanmasına rağmen davalının sözleşmeyi bonodan ayırarak bedel kısmına 17.800 TL yazdığını, bonunun sonradan anlaşma ve sözleşmeye aykırı doldurulduğunu belirterek davacının davalıya 17.240 TL borcu olmadığının tespitine ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak yapılan icra takibi nedeni ile menfi tespit isteğine ilşikin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 30.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Taraflar arasındaki işyeri devrine ilişkin protokole aykırı davranılması nedeniyle verilen çeklerle ilgili istirdat ve menfi tespit istemine ilişkin uyuşmazlığın bu durumda Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nin 21. ve 22. maddeleri gereğince Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 01.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında ''yeniden satıcı sözleşmesi'' akdedildiğini ve sözleşmenin 5. maddesinde sözleşmeye aykırılık halinde ödenmesi öngörülen cezai şarta ilişkin olarak 200.000-TL bedelli senedin davalıya verildiğini, daha sonra müvekkilinin sözleşmeye uygun şekilde ticari faaliyetine devam etmesine ve sözleşmede belirlenen şartların ihlal edilmemesine rağmen, davalı tarafın sözleşmenin 5. maddesi uyarınca verilen sözkonusu senede dayalı olarak müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını belirterek, müvekkilinin......
Eldeki dava da davacı, davalı ile yapıldığı iddia edilen 26.10.2003 tarihli “Gayrimenkul Hisse Satış Sözleşmesi” ne dayanmış olup, Kumru Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/110 esas sayılı dosyasına konu menfi tespit istemine ilişkin icra takibinin dayanağının da aynı sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. O halde, eldeki davanın konusunu oluşturan taleple diğer dava dosyasındaki taleplerin aynı sözleşmeye dayalı olduğu, bu iki dava arasında hukuki ve fiili irtibatın bulunduğu ve bir dosyada verilecek hükmün diğerini etkileyebilecek nitelikte olduğunun kabulü zorunludur. Bu itibarla az yukarıda anılan dava dosyası ile eldeki davanın birleştirilerek yargılamanın sürdürülmesi gereklidir. Mahkemece, açıklanan dava dosyası ile birleştirilerek yargılamanın devam ettirilmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....