WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı dosyası ile ... tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında davacının borcu kabul ettiğini açıkça beyan ettiğini, haciz işlemi sırasında borcu kabul ettiğini beyan eden ancak halen borcunu ödememiş olan davacının kötü niyetli olduğu ve icra takibini sürüncemede bırakmaya çalıştığı açık olup, davanın reddine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, takipten sonra açılan bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı tarafından takibe dayanak bonoların makina satımına ilişkin verildiği ve davalı tarafın edimini yerine getirmemesi nedeniyle bononun bedelsiz kaldığı iddiasında bulunulmuştur....

    Davalılar vekili, tarafların paylaşım ve teknik detaylarda anlaşamamaları nedeniyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini imzalamadıklarını, taraflarca düzenlenen sözleşmenin şekil şartına uyulmaması nedeniyle geçersiz olduğu ve davalıların dava dışı yüklenici ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin şekil şartına uyulmaması nedeniyle geçersiz olduğu, davacının yok hükmünde olan sözleşmeye dayalı davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen ....02.2011 tarihli adi yazılı inşaat sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu anlaşılmaktadır. Geçersiz bir sözleşmenin ifası istenemez....

      Esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden gönderilen evraklarının incelenmesinde; ... tarihli sözleşmeye dayanılarak toplam 30.994,99 TL alacak üzerinden takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Alınan ... tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğuna ilişkin davacı defterlerinde bir kayıt bulunmadığı tespit edilmiştir. Dava; takipten sonra açılan takibe konu sözleşme altındaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Eldeki dava ilamsız takip nedeniyle açılan menfi tespit davası olup takibe dayanak belge adi yazılı sözleşme niteliğinde olduğundan takip nedeniyle alacaklı olduğunu ispat kural olarak davalı üzerindedir....

        Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Hukuki yararın dava şartı olduğu 6100 sayılı hmk'nun 114. maddesinde düzenlenmiştir. Tespit davalarında hukuki yararın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.(HMK'nun 106). Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasında hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir. Menfi tespit davası borçlu hakkında bir takip yapılmadan önce açılabileceği gibi sonrada açılabilir....

          Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde; öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık bonodan kaynaklanan alacak nedenine dayalı menfi tespit isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Alacağın kesinleşmesi üzerine takip ilama dayalı olarak devam etmiş ve borçlu 20.11.2003 tarihinde 24 taksitte ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Ne varki takip dosyası alacaklı tarafından işlemsiz bırakıldığı için işlemden kaldırılmış ve alacaklı 7.7.2008 tarihinde yenileme talebinde bulunmuştur. Yenileme istemi İİK.nun 78. maddesine göre yapılmış ve davacı borçluya ihbar edilmiştir. İcra Müdürlüğünce borçluya gönderilen yenileme istemi yeni bir ödeme emri değildir. Bu durumda mahkemece, davacının alacağının ilama dayalı kesinleşmiş alacak olduğu ve buna karşı İİK.nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davası açılamayacağı gözetilerek davanın reddi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

                Bu nedenle toplanan delillere göre, davalı ... yönünden geçersiz sözleşmeye dayalı olarak verilmiş bulunan 12.000,00 TL nın iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle diğer davalıları da kapsayacak şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 4.7.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/605 Esas KARAR NO : 2021/1078 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/07/2019 KARAR TARİHİ : 05/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmeye dayalı ------ karşılığında anlaşıldığını, ---- vadeli çekler ve sıralı vadeli bonolar şeklinde ödendiğini ancak 31.10.2018 teslim tarihinde anlaşılan ---- tesliminin müvekkiline yapılmadığını, müvekkiline ---- istinaden hiç bir mal teslimi yapılmadığını, dolayısıyla davalı sözlü anlaşmaya istinaden kendisine yüklenen yükümlülüğü yerine getirmemiş olduğundan müvekkilinin davaya konu çekleri ve bonoları ödeme yükümlülüğü yok iken ve sözü edilen çek ve bonoların müvekkiline iadesi gerekmekte iken davalının haksız ve kötüniyetli olarak günü gelen çekleri ve bonoları icra takibine koyduğunu ve müvekkil aleyhine...

                    UYAP Entegrasyonu