Manevi tazminat davası yönünden yapılan yargılamada ise; Manevi tazminatın söz konusu olabilmesi için davacının davalı tarafından çok acı ve elem verecek bir duruma maruz bırakılması, , şahsiyetinin tezelzül edilmesi, diğer insanlar karşısında küçük düşürülmesi, bunun gibi fiillerin sonucunda manevi dünyasında tahribat meydana gelmesi gerektiğini, davacı manevi tazminat talebinde bulunmuşsa da davacının manevi dünyasında tahribata neden olacak bir durumla karşı karşıya olmadığı anlaşıldığından manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı vekili 21/05/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 201.083,68 TL ye yükseltmiş, davalı vekili de ıslaha yönelik zaman aşımı def’i leri sürmüşse de dava sözleşmeden kaynaklanmış olup TBK 146 maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan davalının yerinde görülmeyen zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir. Davacının manevi tazminat talebine gelince; Medenî Kanun ve Borçlar Kanunu yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerin de kişisel haklarını korumaktadır. Günümüzde doktrin ve Yargıtay tarafından yaygın olarak benimsenen görüş, gerçek kişilere özgü olanlar dışında kalan kişilik haklarında tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceğini ve bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunabileceğini kabul etmektedir. Ancak, manevi zararın oluşup oluşmadığı somut olayın kendine has özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmelidir....
Borçlar Kanunu'nun 49. maddesine göre, kişilik hakları haksız saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat isteyebilir. Aynı Kanunun 98. maddesi delaletiyle sözleşmeye aykırılık halinde de 49. maddenin uygulanacağı duraksamasızdır. Kişinin onuru, saygınlığı gibi kişilik haklarını oluşturan değerlere saldırı halinde manevi bir zarar yani kişilik hak ve değerlerinde irade dışında gerçekleşen bir eksilmenin oluştuğunun kabulü gerekir. İhbar ve şikayet hakkının kullanılması, Anayasanın 36. maddesinde düzenlenen hak arama özgürlüğünün doğal bir sonucudur. Şikayet dilekçesinin içeriğinden davalının Anayasa ile öngörülen şikayet hakkını kullandığı, kişilik hakkına saldırı niteliğini taşımadığı bu nedenle karşı dava açısından manevi tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Bu şikayetin sonucu olarak disiplin cezası verilmemesi de sonuca etkili değildir....
Mahkemece, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. 2-Ancak,somut olayda davacı, isteği dışında hattının Tukcell oparatörüne taşınması nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını iddia ederek tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece .... firmasının bu taşımadan dolayı doğrudan bir sorumluluğu olmadığını, sorumluluğun sözleşmede .....olarak yer alan dava dışı firmaya ait olduğu ve dava dışı kötü niyetli 3. kişi tarafından üretilmiş sözleşmeye istinaden geçişi sağladığı gerekçesi ile de davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafın iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....
TL fazla ödemenin bulunduğu; eser sahibi olmayan davacı tarafın sözleşmenin feshi sebebiyle manevi haklarının zarara uğradığına ilişkin somut bir delilin bulunmadığı gibi, manevi tazminat talebinin yasal dayanağının da olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında 26.08.2009 tarihinde düzenlenen mali hak devir sözleşmesinin davalı yanca feshinin geçersizliğinin tespitine, takdiren 1.000.00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine, telif ücreti olarak ödenen avansın 29.646,00 TL'sinin 03.08.2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir....
Manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. 6098 sayılı TBK’nın 58. maddesine göre, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişi, uğradığı manevi zarara karşılık olarak manevi tazminat adı altında bir miktar paranın ödenmesini isteyebilir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208) Aynı Yasa'nın 114/2. maddesinde ise, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerin kıyasen sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanacağı belirtilmiştir....
tazminat kısmı yönünden kaldırılarak, manevi tazminat talebinin de kabulüne karar verilmesini istemiştir....
KARAR Davacı, davalının açtığı kömür ihalesine katıldığını, aralarında imzalanan sözleşme uyarınca kömürü davalıya teslim ettiğini ve malın kati kabulü yapılarak bedelin kendisine ödendiğini, ancak daha sonra davalının kömürün yeterli kaloriyi vermemesi gerekçe gösterilerek yerine kömür teslimi istendiğini, kabul etmemesi üzerine teminatın irad kaydı ile ihalelere girmekten men edildiğini, bu işlemin iptali ve teminatın iadesi için açtığı dava sırasında davalı idarenin tasarrufundan dönerek teminatı iade ettiğini ve ihalelere katılmaktan men kararını kaldırarak malın evsafına uygun olduğuna karar verdiğini, tüm bu olaylar nedeniyle sarsılan ticari itibarı ve ... kaybı nedeniyle maddi ve manevi tazminat verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın idarenin haksız eylemi sonucu uğranılan zararın giderilmesine ilişkin olup idari yargının görevli olması nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Hal böyle olunca maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddi nedeniyle avukatla temsil edilen davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2 maddesi gereğince maktu avukatlık ücretine karar verilmek gerekirken, maddi tazminat bakımından nispi avukatlık ücretine karar verilmesi, manevi tazminat bakımından ise maktu avukatlık ücreti verilmekle birlikte, Tarifenin 7/2 maddesi yerine 10/2 maddesine göre avukatlık ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....
Hal böyle olunca maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddi nedeniyle avukatla temsil edilen davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2 maddesi gereğince maktu avukatlık ücretine karar verilmek gerekirken, maddi tazminat bakımından nispi avukatlık ücretine karar verilmesi, manevi tazminat bakımından ise maktu avukatlık ücreti verilmekle birlikte, Tarifenin 7/2 maddesi yerine 10/2 maddesine göre avukatlık ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....