KARAR Davacı, davalı belediyenin açtığı kırsal motorin, euro dizel ve kurşunsuz benzin alımına ilişkin ihaleyi kazandığını aralarında 22.12.2010 tarihli sözleşmenin imzalandığını, 11.04.2011 tarih itibariyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun kırsal motorin üretimini yasaklaması kararına dayanarak sözleşmeyi fesh ettiğini, yeni bir ihale düzenlendiğini ve aralarında 13.05.2011 tarihli sözleşmenin imzalandığını, Kamu İhale Kurulunun 3.03.2011 tarihli kararı ile kırsal motorin haricindeki diğer kalemler yönünden sözleşmenin devamına karar verilmesi gerektiğine ilişkin kararı bulunduğunu, sözleşmenin tamamen feshinde kusuru bulunmadığını, zarara uğradığını ileri sürerek sözleşme nedeniyle fazladan ödediği 4004, 26 TL damga vergisinin fesih tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sözleşmenin tüm paydaşların katılımı ile yapılmasının sorunlu olduğu veya sözleşmeye onay vermeleri gerektiği, diğer paydaşların ve davacının başka bir yüklenici ile sözleşme yaptıkları ve inşaatın tamamlandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesi ile sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, senedin sözleşmenin teminatı olarak verildiğinin ispat edilemediği gerekçesi ile menfi tespit talebinin reddine, geçersiz sözleşmeye göre zarar istenilemeyeceği ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre masrafların istenebileceği, karşı davacının masraf yaptığını ispatlayamadığı gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiştir. Karar, asıl davada davalılar– karşı davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasında düzenlenen tarihsiz sözleşmenin 3. maddesinin birinci fıkrasında sözleşmenin süresinin bir yıl olduğu, taraflar sözleşme bitiminden bir ay önce yazılı olarak feshi ihbarda bulunmadığı takdirde, aynı koşullarla sözleşmenin bir yıl uzayacağı 3. maddenin son fıkrasında, sözleşmenin feshi halinde ücretin 4. maddeye göre belirleneceği kararlaştırılmıştır. Davalı 6.5.2003 tarihli ihtarnameyi davacıya göndererek, 3. madde gereğince sözleşmenin yenilenmeyeceğini bildirmiş, böylece sözleşmeyi feshetmiştir....
- K A R A R - Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında imzalanan 30.05.2012 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca sözleşmenin imzalanmasından itibaren bir yıl içerisinde alınması gereken ruhsatın bir yıldan fazla zaman geçmesine rağmen alınmadığını, sözleşmenin 10. maddesi uyarınca müvekkillerine ait parseller arasından geçen belediyeye ait kadastral yolların belediyeden alınmadığını, davalının onlarca kişiye daire satışı yaptığı arsa üzerinde yapılan satış ofisi kaçak olduğu için müvekkillerine ve davalı müteahhide belediye tarafından para cezası kesildiğini, sözleşmenin 03.06.2013 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, davalının taşınmaz üzerine inşaat yapmadığı gibi sözleşmenin ifasının imkansız olduğunun ortaya çıktığını ileri sürerek, menfi ve müspet zararlara ilişkin tazminat davası açma hakkı ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
SGK İl Müdürlüğünün 16/02/2010 tarih ve 2481511 sayılı yazısı ile tesis edilen yazılı uyarı ve para cezasına ilişkin olarak 15.612,51 TL borç tahakkuku ve 2 yıl süreyle sözleşmenin feshi işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile davalı tarafından hakkında tesis edilen sözleşmenin 2 yıl süre ile feshine ilişkin kararın iptaline ve sözleşmenin aynı koşullarda devamına karar verilmesini istemiş, davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, uyarı ve para cezasına ilişkin 15.612,51 TL borç tahakkuku ve 2 yıl süreyle sözleşmenin feshi işleminin iptaline karar verilmiştir. Ne var ki; 6100 sayılı HMK.’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır....
Noterliği'nin 25.04.2008 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi imzalandığı, inşaatın bitim tarihinin inşaat ruhsatı alım tarihinden itibaren 24 ay olduğu, sözleşmenin 9. maddesinde cezai şart durumunun düzenlendiği, davalılar tarafından 25.04.2008 tarihinde davacı şirket yetkilisi dava dışı kişiye vekaletname verildiği, davacı şirketin bunun üzerine işe başlayıp 05.06.2006 tarihinde belediyeye başvurduğu, belediyenin inceleme aşamasında 05.06.2006 tarihinde sözleşmenin feshedildiği ve davalılar tarafından verilen vekaletnamenin de 24.07.2006 ve 07.08.2006 tarihli azilnamelerle geçersiz hale geldiği, sözleşmenin feshinin haklı ve makul bir sebebe dayanmadığı, davacının sözleşmenin 9. maddesi uyarınca cezai şart talep etmeye hakkı doğduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir....
ya vekaleten diğer davalı ... arasında ....04.2006 tarihinde taşınmaz mal satış vaadiyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin, edimlerini büyük ölçüde yerine getirdiğini, davalılar vekilinin sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğine dair noterden keşide edilen 03.....2007 tarihli ihtarnameyi göndermesi üzerine sözleşmenin geçerli olduğuna dair dava açtıklarını, sözleşmenin yürürlükte olduğuna ilişkin kesinleşmiş ilam olmasına rağmen davalı arsa sahiplerinin müteahhitlik yapan diğer davalı ... ile yeni tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını ve tapuya da şerh ettirdiklerini ileri sürerek, bu yeni tarihli sözleşmenin iptalini, tapuya konulan şerhin kaldırılmasını, müvekkili ile imzalanan sözleşmenin tapuya şerhini ve taşınmaza tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir....
, davalının 31.01.2020 tarihli yazısı ile sözleşmenin, 7.1 maddesi hükmüne istinaden, 01.03.2018 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile uzatıldığını, davalının geçerlilik süresi 01.03.2020 tarihinde sona ereceğini bildiren yazıyı 03.02.2020 tarihinde faksladığını, davalının bu yazısında sözleşmenin uygulanmasında, tespit edilen eksiklik ve aksaklıkların giderilmesini teminen, teknik şartnamesinde değişiklik yapılması, yeniden ihaleye çıkılması, yeniden yapılacak ihale sonuçlandırılıncaya kadar sözleşme süresinin 31.03.2020 tarihine kadar uzatılması gerektiğini bildirdiğini, müvekkilinin de 31.01.2020 tarihli cevabında sözleşmenin 7 nci maddesi uyarınca 31.01.2020 tarihi itibariyle müvekkiline herhangi yazılı bir fesih bildirimi gönderilmediğinden sözleşmenin 1 yıl süreyle uzadığını ve sözleşmenin son erme tarihinin 01.03.2021 olacağını belirtildiğini, müvekkilinin yaptığı iş ile ilgili olarak davalının bu güne kadar herhangi bir olumsuzluk bildirmediğini ileri sürerek sözleşmenin 01.03.2021...
Mahkemece sözleşmenin 7.1.1. maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmişse de, gerek dosyada alınan bilirkişi raporunda saptanan olgular gerekse sözleşmenin 15. maddesi ve İdari Şartnamenin 24. maddesi ile sözleşmenin yürürlüğü sırasında vergi yükümlülüğünden kaynaklanan artışlarda davacı yüklenicinin sorumluluğu açıkça belirtilmiştir. Davanın her iki tarafı da tacir olmakla, sözleşme özgürlüğü kapsamında karşılıklı yükümlülüklerin açıkça belirlendiği durumlarda sözleşmenin aksine bir yorumla sonuca gidilmesi mümkün değildir. Her ne kadar mahkemece sözleşmenin 7. 1. 1. maddesinin yine sözleşmenin 15. maddesinin istisnası olduğu belirtilerek sonuca gidilmişse de, 15. maddede açıkça 7.1.1. maddesinin istisna olduğu belirtilmediği gibi, eldeki dava açısından açıkça bir düzenleme olması nedeniyle bu hükmün uygulanma olanağı bulunmamaktadır....
Mahkemece sözleşmenin 7.1.1. maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmişse de, gerek dosyada alınan bilirkişi raporunda saptanan olgular gerekse sözleşmenin 15. maddesi ve İdari Şartnamenin 24. maddesi ile sözleşmenin yürürlüğü sırasında vergi yükümlülüğünden kaynaklanan artışlarda davacı yüklenicinin sorumluluğu açıkça belirtilmiştir. Davanın her iki tarafı da tacir olmakla, sözleşme özgürlüğü kapsamında karşılıklı yükümlülüklerin açıkça belirlendiği durumlarda sözleşmenin aksine bir yorumla sonuca gidilmesi mümkün değildir. Her ne kadar mahkemece sözleşmenin 7. 1. 1. maddesinin yine sözleşmenin 15. maddesinin istisnası olduğu belirtilerek sonuca gidilmişse de, 15. maddede açıkça 7.1.1. maddesinin istisna olduğu belirtilmediği gibi, eldeki dava açısından açıkça bir düzenleme olması nedeniyle bu hükmün uygulanma olanağı bulunmamaktadır....