-KARAR- Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 26.02.2004 tarihinde pirit alımına ilişkin sözleşme akdedildiğini, madenin rezervinin bitmesi ile sözleşmenin sona ereceğini, piritin ton fiyatının 12 USD olarak belirlendiğini, sözleşme imzalandıktan sonra ekonomik ve fiyatı etkileyen diğer maliyet şartları piritin bu bedelle satılmasını son derece zorlaştırdığını, Türk parasının değer kazanması ve doların değer kaybetmesi gibi olağanüstü faktörler karşısında sözleşmenin feshi ya da uyarlanması gerektiğini belirterek davalı yanın sözleşme şartlarına uymaması ve sözleşme işlem temelinin değişen durumlar karşısında çöktüğü gözönüne alınarak öncelikle akdin feshine karar verilmesi aksi halde sözleşmenin fiyat başlıklı 5.maddesinin ihbar tarihi olan 16.07.2007 tarihinden itibaren ton satış fiyatının 12 USD'den 36 TL'ye yükseltilmesine ve her yıl TEFE oranında fiyatın artışı yönünde sözleşmenin uyarlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dosya kapsamında bulunan ve davacı tarafından verilen vekâletnamelerde de, davalıya sözleşmenin devri yetkisini veren bir kaydın bulunmadığı açıklıkla anlaşılmaktadır. Ayrıca, sözleşmenin dava dışı anılan kooperatife devrine ilişkin sözleşme yapılmadığını davalı yüklenici, yargılamanın 02.07.2008 günlü oturumunda da bildirmiştir. Sözleşmenin devrinde; devreden taraf, sözleşmenin tarafı olmaktan çıkar ve devralan sözleşmenin tarafı olur. Davalının kurucu ortaklarından olduğu kooperatifin kurucular kurulunca alınmış olan karar, sözleşmenin devri sonucunu gerektiren bir hukuksal işlem olmadığı gibi, davacıyı da bağlamaz. Mahkemece, yanlar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 34. maddesi hükmünün yorumlanmasında yanılgıya düşülerek, davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda sözleşmenin ....maddesinde söz konusu sözleşmenin 01/02/2007-01/02/2008 tarihleri arasında geçerli olduğu ve tarafların bu süre içerisinde belirtilen tüm şartlara uyacakları, buna göre sözleşmenin ......
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının cezai şart talebini 14.12.2009 tarihli sözleşmenin 4/9 ve 7. maddelerinde kararlaştırılan hükümlere aykırılık iddiasına dayandırdığı, 4/9. maddede sözleşmenin sona erdirilmesinden sonra 2 yıl içerisinde sözleşme çerçevesinde yürüttüğü işe benzer ya da rekabet halinde bir başka şekilde bağlı işi bu sözleşmenin geçerli olduğu sınırlar dahilinde yapamayacağının kararlaştırıldığı, Anayasa' nın 48. maddesi uyarınca herkes çalışma hürriyetine sahip olup, davalının daha önce çalıştığı ilçede sözleşmenin sona ermesinden sonra 2 yıl süre ile mesleğini icra edememesi bir rekabet etmeme koşulu değil, kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde olduğundan davalının ekonomik özgürlüğünü kısıtlayan bu hüküm ve dolayısıyla da buna dayalı cezai şart koşulu geçersiz olmakla, davacının sözleşmenin 4/9. maddesine istinaden talep ettiği cezai şartın da geçersiz olduğu, davacının, davalını görev yaptığı...
Bu durumda mahkemece ....01.2007 günlü sözleşmenin resmi şekle uygun yapılmadığından geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesi zorunludur. ....06.2009 tarihli inşaat sözleşmesine gelince;dosya kapsamından ve taraf beyanlarından bu sözleşmenin ....01.2007 günlü sözleşmenin devamı, yani arsa payı karşılığı inşaat yapılması amacı ile mi düzenlendiği yoksa bedel karşılığı inşaat yapımına ilişkin bir eser sözleşmesi mi olduğu anlaşılamamaktadır. Bu nedenle mahkemece taraflardan yukarıda belirtilen hususta diyecekleri sorularak ve varsa delilleri toplanarak öncelikle bu sözleşmenin hukuki niteliği saptanmalı; sonuçta bu ikinci sözleşmenin de arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi olduğu anlaşılırsa, bunun dahi resmi şekle aykırılıktan dolayı geçersizliğinin tespitine karar verilmelidir....
İl Müdürlüğü'nün 11/11/2004 tarih ve 178950 sayılı yazısıyla sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, fesih gerekçesinin... isimli sigortalının şikayeti üzerine sözleşmenin V.maddesinin M bendi uyarınca " karne sahibinin tedavisine dayanmayan reçetenin kuruma ibraz edilmesi, sahte reçete tanzimi ve kuruma ibraz edilmesi " olarak gösterildiğini, bu konuda savunması alınmadan sözleşmenin feshedildiğini, şikayet edenin getirmiş olduğu reçetede doktorun yazmış olduğu ilaçlar olup, tamamının hastaya teslim edildiğini, şikayet edenin iddiasının gerçek olmadığını, davalının sözleşmeyi feshetmesinin geçersizliğinin tespiti ile sözleşmenin feshinin iptaline, sözleşmenin aynı şekilde devamı için ihtiyati tedbir yoluyla fesih işleminin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, yapılan işlemin sözleşme ve mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir....
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin feshini gerektiren bir durumun söz konusu olmadığını, ....Belediyesi'nin yazısında imar izninin yapı kooperatifi kurma şartıyla verildiğini, bu yükümlülüğün davacıya ait olduğunu, bu şartın öğrenilmesinden itibaren derhal davacıya bildirildiğini, davacının yapı kooperatifi kurmasına bir engel olmadığını, bu nedenle sözleşmenin de geçerli olduğunu, müvekkilinin sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve davacı tarafça kooperatif kurulunca inşaata devam edileceğini, ancak davacının, bu şartı öğrenmesinden uzun bir zaman sonra kötüniyetle sözleşmenin feshini istediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Noterliği'nin 2011/... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 25/01/2010 tarihli nokta satış sözleşmesinin fesih bildirimi ile sözleşmede yer alan cezai şartın faizi ile birlikte ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiğini, sözleşmenin 8.maddesi gereğince sözleşmeye aykırı davranan davalının şirketten aldığı nakdi, yasal faizini ve 7,500 USD cezai şart bedelini şirkete ödeyeceğini taahhüt ettiğini belirterek taraflar arasında imzalanan 25/01/2010 tarihli sözleşmenin feshinin tespitine, sözleşme gereği belirlenen 7.500x1,517= 11.337,50.-TL cezai şart bedelinin sözleşmenin bitim tarihi olan 25/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
, Sözleşmenin 9.4. maddesinde tarafların anlaşması ile sözleşmenin süresinden önce sona erdirilmesinin mümkün olduğunun düzenlendiği, sözleşmenin 26.3.2021 tarihli olduğu ve on iki ayın sonunda 26.3.2022 tarihinde bir yıl daha uzadığının uyuşmazlık konusu olmadığı, ancak davacı tarafın uzayan ikinci yılında sözleşmenin davalı tarafından süresinden önce sona erdirilmiş olduğu, bu nedene davalının sözleşmenin 9.3. maddesindeki ceza koşulunu ödemek borcu altında olduğunu, davalı tarafın ise, taşınmazdaki inşaatın sona erdiğini, iskân ruhsatının alındığını, bu nedenle elektriğin bireysel abonelikle alınmasının zorunlu hale geldiğini ileri sürdüğü görülmektedir....
olmayan memurlara düşük sosyal denge tazminatı ödendiği iddiasının yerinde olmadığı görüldüğünden, Sözleşmenin 11/b maddesi yönünden davanın reddine karar verilmiştir....