Dava, beyaza atılan imzanın üzerinin sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğundan bahisle sözleşmenin iptaline ilişkin olup, dava konusu sözleşme ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/247 Esasında kayıtlı alacak davasında davalılar tarafından delil olarak sunulmuş, davacılar 2008/12373-2009/5685 tarafından da bu sözleşmenin geçersiz olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu savunulmuştur. O halde davacının bu iddiaları anılan dosyada incelenecek olup bu durumda davacının ayrıca sözleşmenin iptali için dava açmakta hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar, dava şartı olup mahkemece resen gözetilmelidir. Mahkemece davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
B) Davalının Cevabının Özeti: Davalı vekili tarafından; müvekkil Şirketin davacı ile bir sözleşme imzalamadığı, yurt dışında borçlandırıcı işlem yapmaya yetkilendirilmeyen... tarafından yapılan sözleşmenin şirketi bağlamayacağı, böyle bir sözleşmenin şirket tarafından yapıldığı kabul edilse dahi, davacı tarafından sözleşmenin hiçbir hususunu yerine getirmediği, bunu yerine getirecek gerekli bilgi, beceri ve tecrübeye sahip olmadığından davanın reddine, haklarındaki kötü niyetli icra takibinden dolayı da kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulü karar verilmiştir. D) Temyiz: Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı eczacı olduğunu, 2009 yılı Nisan, Mayıs, haziran dönemine ait reçetelerde sahte küpür bulunduğundan ayrıca hasta ifadelerine göre reçete arkası imzaların hasta veya yakınına ait olmadığı gerekçeleri ile sözleşmenin 6.3.19 ve 6.3.3 maddeleri uyarınca 2 yıl süreyle sözleşmesinin fesih edildiğini, ve 88542,21 TL idari para cezası uygulandığını, haksız ve tek taraflı fesih işlemi ile para cezasının iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin haklı nedenlerle Feshedildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
O halde mahkemece müteahhit olan davalılar ile arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunup bulunmadığının araştırılarak, sözleşmenin varlığı halinde taraflar arasındaki sözleşmenin geçerliliği kabul edilip cezai şarta ilişkin sözleşmedeki 6.madde de irdelenerek hasıl olacak sonuca uygun, sözleşmenin yokluğu durumunda şimdiki gibi karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ:Taraflarca temyiz olunan kararın açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Geriye etkili fesihte taraflar, sözleşmenin yapıldığı tarihteki mal varlığına dönerler. Dolayısıyla ileriyi etkili fesihte olduğu gibi geriye etkili fesihte sözleşmenin getirildiği fiziki seviyeye paralel talepte bulunulamaz. Geriye etkili fesihte yüklenici yaptığı inşaatın seviyesine uygun parasal istemde bulunabilir ise de ne yüklenici ve ne de onun halefi durumundaki üçüncü kişiler bir bakıma eserin bedeli olan bağımsız bölüm tescili isteyemez. Şayet arsa sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmenin geriye etkili feshinden sonra arsa sahipleri üçüncü kişilerle yeni bir sözleşme yapmış ise bu sözleşmenin davanın miktar ve değerine göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 288 ve 290. maddeleri hükmünce üçüncü kişiler tarafından yazılı olarak ispat edilmesi gerekir. Olayda üçüncü kişiler böyle bir yazılı sözleşmenin varlığını kanıtlayamadığından arsa sahipleri ile olan sözlü ilişkiye de dayanamaz....
Hukuk Dairesince, dava konusu yapılan devremülk sözleşmesi kapsamında tapu hissesinin davacıya devredildiği, açılan iş bu sözleşmenin iptali davasında sözleşmenin iptaline karar verilmesi gerektiği taktirde tapu iptali de gerekeceğinden, HMK m.12 gereğince uyuşmazlık taşınmazın aynından kaynaklanması nedeniyle kesin yetki halinin mevcut olacağı, bu yöndeki mahkeme karar ve gerekçesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince ise, dosyanın taşınmaz aynına ilişkin olmadığı bu sebeple kesin yetkinin de söz konusu olmayacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Devremülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Mahkemece,iddia, savunma, dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre, sözleşmenin davalı tarafından 15.07.2013 tarihli fesih yazısı ile gerçekleştiği, sözleşmede açıkça mutabakat tutanağının imzalanmasına ilişkin gereklilik bulunmasına rağmen davalının bu yönde bir belge sunamadığı gibi fesih akabinde yeminli mali müşavir olarak başka bir müşavir belirlediği, sözleşmenin 3.2 maddesi gereğince de davacının yazlı iznini içeren belgeyi ibraz edemediği, karşılıklı mutabakat ile sözleşmenin fesih edildiğinin ispatlanamadığı, aksine davalının tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih ettiği, haklı bir gerekçe ileri sürmediği ve kanıtlayamadığı, bu nedenle sözleşmenin feshinin haksız olduğu, davacının bakiye ücret alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının tahsiline verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1185 esas 2015/369 sayılı kararında, 05/05/2009 tarihli sözleşmenin tabi olduğu resmi şekil şartına uyularak yapılmadığı, sözleşmenin geçersiz olduğu ve bu nedenle de sözleşme gereği alınan 500.000 Euro'luk senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, takibe konu sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle usulüne uygun yapılmış bir takip olmadığı ve geçerli bir takip olmadığından itirazın iptali davasının açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, şartlar oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 07/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, tanık beyanlarına göre davacının davalıya simsarlık hizmeti vermediğini, sözleşmenin yer gösterme kapsamında kaldığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 30.8.2012 tarihli “Gayrimenkul Gösterme Tutanağı ve Komisyon Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile Ensay İnş. 6180/2 No:11 Kat 1 Daire:4 Remziye . ..... adresinde bulunan taşınmaz davacı tarafından davalıya gösterilmiş, sözleşmenin 2. maddesi ile, sözleşmenin karşı tarafı, bu taşınmazlardan birini işbu sözleşmenin düzenlenmesinden itibaren 6 ay içinde kendi adına satın aldığı takdirde komisyoncuya satış bedelinin %3'ü oranında komisyon ücrteti ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmede dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalıya gösterildiği yazılı olup, taraflar arasında düzenlenen bu sözleşme geçerlidir. Bunun aksinin davalı tarafça aynı mahiyette bir delil ile ispatlanması gerekir....