İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu vasiyetnamenin düzenlenmesinde şekil eksikliğinden ziyade şekil fazlalığının bulunduğu, anılan durumun da vasiyetnamenin geçerliliğine etki etmeyeceği, davacı vekilince ayrıca vasiyetnamenin yanılma ve aldatma nedeniyle de iptalinin talep edilmiş ise de dava dilekçesi içeriği incelendiğinde davacı vekilince anılan istemine yönelik herhangi bir iddiadan bahsedilmediği, yalnızca dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında davaya konu vasiyetnamenin aldatma ve yanılma nedeniyle de iptalinin talep edildiği, davacı tarafın söz konusu aldatma ve yanılma nedenine dayalı vasiyetnamenin iptali istemi yönünden herhangi bir maddi vakıaya yahut iddiaya yer verilmemiş olması karşısında anılan istemin de yerinde olduğunun kabulü mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Sözleşmeyle bağlı olmadığı bildirimi, sözleşmeyi kesin olarak geçersiz hale getiren bozucu yenilik doğurucu ”inşai” bir haktır. ( ..., Yanılma, Aldatma, Korkutma Davaları, sayfa, 436-437). Bu niteliği itibariyle de, şarta bağlı tutulamaz ve bu bildirimden dönülemez. İrade açıklaması, karşı tarafın hakimiyet alanına ulaştığı anda istenen sonucu kendiliğinden doğurmaya yeterlidir. Ayrıca bir iptal davası açmaya, dolayısıyla iptali dava yoluyla ileri sürmeye gerek yoktur." (Prof. Dr. Fikret ... Borçlar Hukuku Genel Hükümler 18.Baskı. 412 vd. Sayfalar). Dairenin yerleşik uygulamasına göre, yanılma (hata), aldatma (hile), korkutma (ikrah) her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir....
Saikte yanılma, başlıklı TBK’nın 32. maddesinde “saikte yanılma esaslı yanılma sayılmaz. Yanılanın, yanıldığı saiki sözleşmenin temeli sayması ve bunun da iş ilişkilerinde geçerli dürüstlük kurallarına uygun olması hâlinde yanılma esaslı sayılır. Ancak bu durumun karşı tarafça da bilinebilir olması gerekir.” düzenlemesi yer almaktadır. 31. madde dışındaki bir beyan yanılmasının esaslı yanılma sayılması için, bunun TBK’nın 32. maddesindeki unsur ve ölçüleri taşıması gerekir. Durum 32. maddenin birinci cümlesi dışındaki ölçü ve unsurları taşıdığı zaman esaslı yanılma, başka bir değişle temel yanılması olur. Şu hâlde, beyan yanılmaları ilke olarak; saik yanılmaları ise istisnai olarak esaslı yanılmadır. Türk Borçlar Kanunu’nda esaslı yanılma hâlleri ayrı ayrı belirtilmiştir. Bunlardan ilki sözleşmenin niteliğinde yanılmadır....
Saikte yanılma, başlıklı TBK’nın 32. maddesinde “saikte yanılma esaslı yanılma sayılmaz. Yanılanın, yanıldığı saiki sözleşmenin temeli sayması ve bunun da iş ilişkilerinde geçerli dürüstlük kurallarına uygun olması hâlinde yanılma esaslı sayılır. Ancak bu durumun karşı tarafça da bilinebilir olması gerekir.” düzenlemesi yer almaktadır. 31. madde dışındaki bir beyan yanılmasının esaslı yanılma sayılması için, bunun TBK’nın 32. maddesindeki unsur ve ölçüleri taşıması gerekir. Durum 32. maddenin birinci cümlesi dışındaki ölçü ve unsurları taşıdığı zaman esaslı yanılma, başka bir değişle temel yanılması olur. Şu hâlde, beyan yanılmaları ilke olarak; saik yanılmaları ise istisnai olarak esaslı yanılmadır. Türk Borçlar Kanunu’nda esaslı yanılma hâlleri ayrı ayrı belirtilmiştir. Bunlardan ilki sözleşmenin niteliğinde yanılmadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ İDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, hata (yanılma) ve hile (aldatma) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir." şeklinde hüküm altına alınmıştır. 6098 s. TBK' nun 39. maddesinde; "Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır. Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz." şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bilindiği üzere; taşınmazların satışına ilişkin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 1994/5623 sayılı Tapu Sicili Tüzüğünün 16. maddesinde; "taraflar resmi senetteki imza yerine "okudum" ibaresini yazdıktan sonra imza yerlerini imzalar." hükmü düzenlenmiştir....
Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir. 6098 Sayılı TBK 39. Maddesine göre; Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır. Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz. Davanın kanunda öngörülen süre içinde açılmadığı, sözleşmenin 10 yıllık süresinin dava tarihinden önce dolduğu anlaşıldığından, mahkemece davanın reddine dair verilen karar dosya kapsamına uygundur....
İrade bozukluğu hâlleri mülga 818 sayılı BK'nda "Rızadaki fesat" başlığı altında "Hata", "Hile" ve "İkrah" olarak 23 ila 31. maddeler arasında hükme bağlanmış iken, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nın 30 ila 39. maddeleri arasında bu defa "Yanılma", "Aldatma" ve "Korkutma" başlıkları altında düzenlenmiştir. 20. Görüleceği üzere Türk Borçlar Hukuku sisteminde iradeyi bozan sebepler üç durum olarak hüküm altına alınmış olup, yanılma (hata), aldatma (hile) ve korkutma (ikrah) gerçekleşme biçimleri bakımından birbirinden farklıdırlar. 21. Aldatma TBK'nın 36. maddesinde; " Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir. Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir" şeklinde düzenlenmiştir. 22....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. 3.2.2. 6098 s. TBK'nın 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. 3.2.3. 6098 s....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Dilek Arzuhan Yeşil'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava hile (aldatma) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....