Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizin 30/05/2013 tarih ve 2013/1342 Esas 2013/3623 Karar sayılı ilamı ile ‘TBK'nın 512. maddesi uyarınca, vekil haksız azil halinde güvendiği vekalet ilişkisinin uygun olmayan zamanda ortadan kalkmasından dolayı uğradığı menfi zararı isteyebileceği, bu tazminatın dayanağı sözleşmenin ihlal edilmiş olması olmadığını, her zaman sözleşmeyi sona erdirme hakkının olumsuz sonuçlarını gidermeye yönelik olduğu, vekil, vekaletin devam edeceğine güvenerek fiilen yaptığı masraflar için belirtilen madde hükmüne dayalı olarak tazminat isteminde bulunabileceğini, bu çeşit masrafın varlığını ve tutarını vekilin kanıtlaması gerektiğini, zarar hesaplanırken vekilin bu masraflar dolayısıyla sağladığı yararın da mahsup edilmesi gerektiği, mahkemece bilirkişi kurulundan davacının talep edebileceği menfi zarar hususunda ek rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilmek üzere uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle eksik inceleme...
Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların "icap" ve "kabul" iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. Kural olarak sözleşmenin haklı feshi halinde fesheden, sözleşme tarihi itibariyle akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararın tazminini isteyebilir. Doktrinde hakim olan görüşe ve Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar; sözleşmenin karşı tarafınca yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Davada iş sahibinin talep ettiği, kalan işin başka bir yükleniciye tamamlattırılması halinde uğranılıp talep edilebilecek menfi zararın kaçırılan fırsat esasına göre hesaplanması gerektiği Yargıtay ve 15. Hukuk Dairesi yerleşik içtihatlarında kabul edilmektedir....
Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır....
Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır....
Taraflar arasındaki sözleşmenin 29.maddesinde, franchise verenin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğinde her türlü zararını (müspet ve/veya menfi) franchise alandan talep etme hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabul gerekçesi olarak, davacının yaptığı fesih işleminin haklı fesih olduğu, ancak sözleşmenin henüz başında olunuşu, geriye kalan süre, pandemi nedeniyle henüz ifaların tam olarak başlanamaması, sözleşmenin ileriye dönük değil de geriye etkili olacak şekilde sona erdiğinin kabulü ve de menfi zararın tazmininin hakkaniyete uygun olacağı şeklindedir. Davanın kısmen kabulüne karar verilen miktar istinaf sınırı altında kaldığından, davalının kararı istinaf edememesi ve istinaf sebepleri ile bağlılık kuralı nedeniyle Dairemizce bu aşamada feshin haklı olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılması mümkün değildir....
Sözleşmenin yapılmasına ilişkin noter masrafları, belediye ve vergi dairesine yapılan ödemeler, imar başvurusuna esas harcamalar ile yeni taşeron avanslarını menfi zarar kapsamında talep etmiş, ayrıca sözleşmenin ifa edilmemesi haksız fesih nedeniyle kâr kaybını dava konusu etmiştir. Geçersiz sözleşmenin ifası talep edilemeyeceği gibi, sözleşmenin yapılması nedeniyle uğranılan menfi zarar ve ve müsbet zarar kapsamında kalan kâr kaybı da istenemez. Bu nedenlerle belirtilen alacak kalemlerine ilişkin davaların reddi gerekir. Menfi zarar kapsamında dava konusu yapılan 200.156,12 TL'nın davalı defterinde kayıtlı olduğu belirtilmekle birlikte bu alacağı oluşturan ödemelerin dava dışı ... tarafından yapıldığı dava dilekçesi ve açıklama dilekçesindeki beyanlarla sabittir. Alacağın davacı Şirkete temlik edildiği öne sürülmediği gibi bunu gösterir belgede sunulmamıştır. Bu alacak kalemlerine ilişkin talebin de reddi gerekir....
Müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Menfi zarar; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Mahkemece, sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği kabul edilerek davacının yeni bir distribütörlük ilişkisi kurabileceği 2 aylık süreye isabet eden net kazanca hükmedilmiş, yatırım harcamalara ilişkin talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm sadece davacı vekili tarafından istinaf edildiğinden istinaf incelemesi davacının gösterdiği istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 5 yıl süreli olduğu 04/07/2013 - 03/07/2018 dönemini kapsadığı, ancak sözleşmenin 07/07/2014 tarihinde davalı tarafından feshedilerek son verildiği anlaşılmaktadır....
Menfi zarar kavramına şunların gireceği kabul edilmektedir (... , age., s. 427-428): Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler: Harçlar, posta giderleri, noter ücreti gibi; Sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar; Sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar: gönderilen şeyin yolda kaybolması gibi; sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar; hükümsüz sayılan sözleşmeyle satın alınan şey, örneğin o zaman başkasından 100 liraya alınabilirken şimdi 120 liraya alınabilmesi; başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar; dava masrafları vb gibidir....
talep yönünden karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüyle; tapu iptali ve tescil yönündeki davanın reddine, terditli tazminat talebinin kısmen kabulüne, 14.000,00 TL sözleşme bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1.000,00 TL rayiç fiyat farkının davalı ......
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, iki ihale arasındaki fark sebebiyle uğranılan menfi zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yanlar arasında imzalanan sözleşmede fesih halinde zararın ne şekilde hesaplanacağı konusunda hüküm bulunmamaktadır. Sözleşmenin fesihle sonuçlandığı sabittir. Bu durumda davacı idare BK’nın 108 ve 96. maddeleri uyarınca olumsuz zararının (menfi zarar) ödenmesini isteyebilir (H.G.K’nın 17.01.1990 gün 1989/13-3921 sayılı kararı)....