Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kural olarak sözleşmenin haklı feshi halinde fesheden, 6098 Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazminini isteyebilir. Doktrinde hakim olan görüşe ve Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar; sözleşmenin karşı tarafınca yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. ...12/10/2017 Tarih ve ......

    Öte yandan menfi zarar uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan bir zarar olarak sözleşmeden dönmeye bağlı olarak istenebilecek bir zarar olup somut olayda sözleşmenin süre bitiminde sona ermesine göre menfi zararın koşulları da oluşmadığı anlaşılmaktadır....

      Belirtilen iki bağımsız bölümün tapu kaydının kayden temliki için davacı tarafından gönderilen 07.11.2008 günlü ihtarname 11.11.2008 tarihinde tebliğ olunmuş ve verilen 7 günlük sürenin ilavesiyle de 19.11.2008 tarihinden sonra sözü edilen bağımsız bölümlerin kayden temlikini isteme hakkı doğmuştur. Davalı da 15.12.2008 tarihinde sözü edilen iki dairenin davacıya kayden intikâlini sağlamıştır. Davada menfi zarar istenmiş ise de; yanlar arasındaki arsa payı inşaat sözleşmesi yürürlükte bulunduğundan ve sözleşmede aksine bir düzenleme olmadığından davacı tarafın menfi zararının davalıdan tahsilini isteme hakkı bulunmamaktadır. Menfi zarar, sözleşmenin uygulanacağına güvenilerek ve yapılan mal varlığını eksilten harcama ve giderleri ile kaçırılan fırsattan doğan zarardır. Davacının talebinin, yapılan nitelendirme sonucu olumlu zarar olduğunun kabulü halinde dahi, BK'nın 96 ve 106. maddeleri hükümleri uyarınca kanıtlanmış maddi zarardan da söz edilemez....

        Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen ......2006 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların hissedarı bulundukları ... ( ... ) ilçesi 1484 ada, ... parsel ve 1215 ada, ... parsel sayılı taşınmazlar üzerine inşaat yapılması hususunda imzalanan sözleşmenin davalılarca haksız feshedildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 33.668,00 TL menfi zarar, 140.298,00 TL müspet zarar ve 336.679,00 TL cezai şart alacağının davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiş, kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, ... Yüksek .......

          İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada sözleşmenin feshedilmemesinden değil, borcunun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar . Bu husus BK’nun 108. maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur....

          Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi hâlinde söz konusu olur; sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı almaktadır. Burada sözleşmenin feshedilmemesinden değil, borcunun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu göz ardı edilmemelidir. 21. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, s. 427). Bu husus BK’nın 108. maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur....

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sözleşmenin tüm paydaşların katılımı ile yapılmasının sorunlu olduğu veya sözleşmeye onay vermeleri gerektiği, diğer paydaşların ve davacının başka bir yüklenici ile sözleşme yaptıkları ve inşaatın tamamlandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesi ile sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, senedin sözleşmenin teminatı olarak verildiğinin ispat edilemediği gerekçesi ile menfi tespit talebinin reddine, geçersiz sözleşmeye göre zarar istenilemeyeceği ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre masrafların istenebileceği, karşı davacının masraf yaptığını ispatlayamadığı gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiştir. Karar, asıl davada davalılar– karşı davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Oysa arsa sahiplerince yüklenici önce 12.12.2007 ve 10.01.2008 tarihinde vekaletten azledilmiş, peşinden de mevcut dava açılmıştır. Bu hali ile arsa sahipleri sözleşmenin sona ermesine neden olmuşlarsa da, aynı şekilde yüklenicinin de bu konuda; inşaata yapı ruhsatı almaksızın kaçak şekilde başlaması, bu sebeple belediyece tutanak tutulup yasal işlem yapılmasına sebep olması karşısında kusurlu olduğu, böylece tarafların müşterek kusuruyla sözleşmenin sona ermesine neden oldukları, aralarındaki güven ilişkisinin sarsıldığı ve sözleşmenin devamının taraflardan beklenemeyeceği görülmüştür. Bilindiği üzere, sözleşmenin sona ermesi (dönme) halinde sözleşmede aksine bir hüküm bulunmaması halinde olumlu zararın istenmesi mümkün değildir. Bu durumda ancak menfi zarar istenebilir ise de, bunu talep eden tarafın fesihte kusursuz olması gerekir....

                Hal böyle olunca, davacı, davalının 22.12.2010 tarihli sözleşmeyi haksız feshetmesinden dolayı uğradığı menfi zararını başka bir değişle menfi zarar kapsamında kabul edilen yatırdığı damga vergisini istemekte haklıdır. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek yazılı gerekçe ile davayı reddetmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 3.15 TL kalan harcın temyiz edenden alınmasına, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi ile menfi ve müspet zarar tazmini isteklerine ilişkindir. TBK.'...

                  UYAP Entegrasyonu