"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkiline gönderilen ihtarnamelerle dava dışı şirkete ait kredi borcunun tahsili istenmiş ise de dayanak olarak gösterilen kredi limiti artırımına dair sözleşmenin usulsüz bulunduğunu üzerindeki imza müvekkiline ait olmakla birlikte bedel kısmının müvekkilinin bilgisi dışında sonradan doldurulduğunu, sözleşmenin tarihi konusunda belirsizlik bulunduğunu belirterek ilgili kredi sözleşmesinden dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, sözleşmeden kaynaklanan menfi tespit ve sözleşmenin iptali istemlerine ilişkin olup, mahkemece de bu şekilde nitelendirilerek hüküm kurulduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 13.09.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 17.09.2008 Nosu : 409-450 - K A R A R - Uyuşmazlığın işyeri kiralanmasına dair sözleşmenin bedeline dayalı olması ve davanın menfi tespit veya itirazın iptali davası olarak açılmamış bulunmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 20.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki asıl ve karşı davada sözleşmenin iptali, birleşen davada gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşı ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-birleşen davada davacı şirket vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Dava, menfi tespit ve kooperatif yönetim kurulunun ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Zira, bu husus dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna ve hükmün kesinleşmesine kadar devam etmesi zorunludur ve bu yön mahkemece re'sen gözönünde bulundurulmalıdır. Mahkemece her ne kadar iki istem birlikte incelenerek karar verilmiş ise de, ihraç kararının iptali davası tefrik edilerek, menfi tespit istemi bakımından ihraç iptali davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekirdi. Zira, ihraç kararının iptali davasının sonucuna göre davacının üyelik durumu belirlenecek ve buna göre menfi tespit davasında aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı tespit edilecektir....
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava dosyasında davacının takibe yapılan itirazın süresinde olmaması nedeni ile menfi tespit davası açtığı, ancak Antalya 2....
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''taraflar arasında imzalanmış bir hizmet sözleşmesi bulunduğu ve davacıların sözleşme bedelinin önemli bir kısmını ödedikleri, sözleşmenin salonda nikah töreni düzenlenmesi amacıyla imzalanmış olup, davacının kusuru olmaksızın nişanın bozulduğu, sözleşme tüketici mevzuatı çerçevesinde değerlendirildiğinde, çok küçük harflerle yazılı olduğu ve matbu şekilde hazırlandığı, sözleşmenin tüm maddelerinin davacı tarafla müzakere edildiği hususunun dosya kapsamına göre sabit olmadığı, bu tespit karşısında sözleşmenin tüketici mevzuatına uygun olmadığı ve davacıların sözleşmenin iptali yönündeki taleplerinin kabulü ile ödedikleri bedelin kendilerine iadesinin mümkün görüldüğü ancak davalının sözleşme hiç yapılmamış olsaydı uğramayacağı (menfi) zararı var ise davacıdan talep edebileceği, bu kapsamda davalının menfi zararının olup olmadığının belirlenmesine yönelik olarak davalının iptal bildiriminden...
İtirazın iptali davaları 21/10/2020 tarihinde, işbu menfi tespit davası ise itirazın iptali dava tarihinden sonra, 22/08/2021 tarihinde açılmıştır. Bu durumda menfi tespit davasından önce açılan itirazın iptali davalarında davacı borçlunun genel kredi sözleşmesine ilişkin menfi tespit davasındaki iddialarını itirazın iptali davasında savunma olarak ileri sürebilecektir. Bu nedenle itirazın iptali davaları açıldıktan sonra borçlunun aynı genel kredi sözleşmesi sebebiyle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır (Emsal Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 24/11/2016 tarih ve 2016/4359 Esas 2016/15093 Karar sayılı ilamı). HMK'nun 114/1-h maddesi uyarınca ise hukuki yarar dava şartı olup, davanın her aşamasında hukuki yarar dava şartının mevcut olup olmadığı mahkemece kendiliğinden araştırılır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın tefrikine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 18.12.2018 tarihli ve 2017/3-1526 E., 2018/1948 K., sayılı kararında da benimsenmiştir....